Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Birleşmiş Milletler’e çok sert tepki: İsminin hakkını versin

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında dün toplandı. Erdoğan, 3 saat 15 dakika süren toplantının ardından yaptığı açıklamada özetle şu mesajları verdi:

TÜRKİYE EKSENLİ DIŞ POLİTİKA: Toplamda 260 temsicilikle dünyanın en geniş diplomasi ağına sahip beş ülkesinden biriyiz. İçe kapanık, edilgen bir anlayış yerine girişimci ve Türkiye eksenli bakış açısını dış politikamızda hakim kıldık. Türkiye’nin çok daha kapsamlı bir güce sahip olduğunu ispat ediyoruz. Avrupa ile ilişkilerimiz gelişiyor. Dünkü Macaristan ziyaretimiz bunun örneğidir. Yakın iş birliği içindeyiz. 3.5 milyar dolar seviyesindeki ikili ticareti 6 milyara çıkarmayı hedefliyoruz.

İYİ NİYETLİ BULMUYORUZ: BM Barış Gücü askerlerinin KKTC’nin egemenlik alanındaki topraklara yönelik fiziki müdahalesi bizim açımızdan asla kabul edilebilir bir durum değildir. Pile Köyü’nde yaşayan Kıbrıs Türkü’nün kendi vatan topraklarına ulaşımını engellemek ne hukukidir ne insanidir. Barış Gücü, gerek köylülere yönelik fiziki müdahalesi gerekse yaptığı talihsiz açıklamalarla tarafsızlığına gölge düşürmüş zaten yaralı olan itibarını daha da zedelemiştir. Uluslararası hukukla bağdaşmayan bu tavırlar sebebiyle bölgede gerilim maalesef yeniden tırmanmıştır.

Komşularımızla ilişkilerimizi güçlendirmeye ve aramızdaki pürüzleri gidermeye çalıştığımız bir dönemde yapılan bu müdahaleyi kesinlikle iyi niyetli bulmuyoruz. BM Barış Gücü’nden beklenen istikrarı bozucu davranışlar yerine isminin hakkını vererek Ada’daki tüm tarafların insani ihtiyaçlarının çözümüne katkı sunmasıdır. Garantör bir ülke olarak ara bölge başta olmak üzere Ada’daki emrivakilere ve hukuksuzluklara rıza göstermeyeceğimiz bilinmelidir. Kıbrıs Türkü kardeşlerimizi, Rum kesiminin hak hukuk tanımaz, sürekli tek taraflı taleplerini dayatan uzlaşmaz tavrı ile baş başa bırakmayacağız. Hayata geçirdiğimiz devasa projelerle KKTC’nin uluslararası alanda hak ettiği yeri almasını temin edeceğiz. Mücadelemiz, KKTC’nin eşit egemenliği ve eşit uluslararası statüsü tüm dünya tarafından teyit edilene kadar sürecektir.

SU TASARRUFU ÇAĞRISI: Türkiye, ağustosu iklim değişikliği ile ilişkilendirilen yüksek hava sıcaklıklarıyla geçiriyor. Bazı şehirlerimizde 50 dereceyi bulan sıcaklıkların ölçülmesi meselenin vahametini ortaya koyması bakımından önemlidir. Ülkemizin iklim değişikliği olarak gösterilen insan ürünü sorunlarda neredeyse hiçbir payı yoktur. Buna rağmen iklim değişikliği ile mücadele çerçevesinde atılan uluslararası adımların tamamında yer aldık, taraf olduk, yükümlülüklerimizi yerine getirdik, getiriyoruz. Su tüketiminde verimi üst seviyeye çıkartacak tedbirler alıyoruz. Bireysel ve sanayide kullanılan su miktarını azaltmamız şarttır. Tüm insanlığı su tüketiminde tasarruflu davranmaya davet ediyorum.

DEPREM KONUTLARI: Depremzedelerimize yapılan desteklerin toplam tutarı 79 milyar lirayı aşıyor. Kira yardımlarımızdan 327 bin 250 hanemiz faydalanıyor. Deprem konutlarının inşası da süratle devam ediyor. Önceki hafta Kahramanmaraş’ta 7 ayrı bölgede toplam 9 bin 74 konut ile 231 iş yerinin temelini attık. Çarşamba günü ise Adıyaman’da deprem konutlarının temelini atacağız, yerinde dönüşüm projesini başlatacağız. Ekim-kasım aylarından itibaren hak sahiplerine evlerini peyderpey teslim etmeye başlayacağız.

‘EKONOMİK SORUNLARI AŞACAK İRADEMİZ VAR’

OTOMOTİVDEKİ BALON SÖNMEYE BAŞLADI: Bu yaz sıcağında küresel krizlerin etkisiyle ülkemizi ve vatandaşlarımızı bunaltan bir diğer husus da ekonomik sıkıntılardır. 2018 yılından itibaren tuzaklar, alenen ekonomimizi mahvetme tehditlerinin savrulduğu hezeyanlara kadar varmıştır. Bugün Türkiye’nin ekonomide tabi ki sorunları var. Ama bu sorunları aşacak irademiz, tecrübemiz, potansiyelimiz ve programımız da mevcuttur. Son dönemde ekonomik göstergelerde olumlu yönde yaşanan değişikliklerin kalıcı olduğundan kimsenin şüphesi olmasın. Bu sürecin sonucunda enflasyonu vatandaşımızın günlük hayatından çıkaracağız. İşçisinden memuruna, esnafından emeklisine tüm vatandaşlarımdan biraz daha sabırlı olmalarını, attığımız ve atacağımız adımlara destek vermelerini bekliyoruz. Fırsatçılara karşı otomotiv piyasasında yaptığımız denetimler meyvesini çok açık vermektedir. Düzenlemelere aykırı hareket ettiği tespit edilenlere 211 milyon lira idari para cezası uygulandı. Denetim ve tedbirler neticesinde otomotiv fiyatlarındaki balon sönmeye başladı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir