Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Save the Children Vakfı ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından açıklanan son verilere göre, dünya genelinde 16 yaşın altındaki 1,4 milyar çocuk temel sosyal korumadan yoksun durumda. Özellikle düşük gelirli ülkelerde, çocukların yalnızca yüzde 10’u, başka bir ifadeyle her on çocuktan sadece biri çocuk ödeneklerine erişebiliyor. Bu durum, çocukların hastalıklara, yetersiz beslenmeye, eğitim eksikliklerine, yoksulluğa ve eşitsizliğe karşı savunmasız bir şekilde kalmasına neden olmakta.
Veriler, 2009 ve 2023 yılları arasındaki 14 yıllık dönemde, dünya genelinde çocuk ödeneklerine erişimin yüzde 20’den yüzde 28,1’e yükselerek mütevazı bir artış sergilediğini, ancak kaydedilen ilerlemenin her yerde aynı düzeyde olmadığını gösteriyor.
Çok boyutlu yoksulluk
Düşük gelirli ülkelerde ödenek kapsamındaki çocukların oranı yüzde 9 gibi şaşırtıcı bir seviyedeyken, yüksek gelirli ülkelerde çocukların yüzde 84,6’sının ödenek kapsamında olduğu görülüyor. İklim değişikliğinin etkilerine karşı hassasiyeti yüksek olan ülkelerde, ödenek kapsamındaki çocukların oranı, yüksek risk grubunda olmayan ülkelerdeki orana kıyasla üçte bir oranında daha düşük. Oysa, çocukların sosyal koruma kapsamına alınmasını sağlamak, onları iklim krizinin en kötü etkilerinden korumak açısından kilit öneme sahip.
UNICEF verilerine göre, küresel düzeyde aşırı yoksulluk içinde yaşayan, yani günde 2,15 doların altında bir gelirle hayatta kalma mücadelesi veren 333 milyon çocuk var. Dahası, çok boyutlu yoksulluk içinde yaşayan çocuk sayısı da yaklaşık 1 milyar. Mevcut ilerleme hızına bakıldığında, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamındaki yoksulluk hedeflerine ulaşılması mümkün görünmüyor. Bu da kabul edilemez bir durum.
Bölgesel eşitsizlikler
2009-2023 yılları arasında çocuk ödenekleri kapsamının bölgesel dağılımı şu şekilde:
– Doğu Asya ve Pasifik’te, çocuk ödenekleri kapsamındaki çocukların oranı 2009’da yüzde 9,2 seviyesindeyken, 2023’te yüzde 16’ya yükselmiş.
– Doğu ve Güney Afrika’da yüzde 9,6’dan yüzde 12,3’e yükselmiş.
– Batı ve Orta Afrika’da yüzde 3,1’den yüzde 11,8’e yükselmiş.
– Doğu Avrupa ve Orta Asya’da yüzde 59’dan yüzde 61,4’e yükselmiş.
– Kuzey Amerika’da yüzde 78,1’den yüzde 84’e yükselmiş.
– Batı Avrupa’da yüzde 91’den, yüzde 93,2’ye yükselmiş.
– Latin Amerika ve Karayipler’de yüzde 30,8’den yüzde 41,9’a yükselmiş.
– Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da yüzde 22,7’den yüzde 32,5’e yükselmişt.
– Güney Asya’da yüzde 9,2’den yüzde 24,3’e yükselmiş.
Daha adil bir dünya için
Verilerden de görüldüğü üzere, iyileşmeye rağmen ödenek kapsamı dışında kalan yaklaşık 1 milyar çocuk bulunuyor. Bölgeler arasında, kapsam ve ilerleme açısından eşitsizlikler olması ciddi bir endişe kaynağı. Çocuk ödeneklerinin kapsamı pek çok bölgede ancak sınırlı düzeyde genişlemiş durumda ve ne yazık ki çok sayıda çocuk geride bırakılmış halde.
Dünya genelinde 829 milyon çocuk, günlük kişi başı gelirin 3,65 doların altında olduğu hanelerde yaşıyor. Peki yapılması gereken ne? Temelde eşitsizlikleri ele almak. Bu bakımdan, kız çocukları ve kadınlar, engelli çocuklar, göçmen çocuklar, çocuk işçi olarak çalıştırılan çocuklar ve diğer kırılgan gruplar için daha iyi sonuçlar elde etmek amacıyla hak temelli, kapsayıcı ve şoklara duyarlı sosyal koruma sistemleri oluşturmak.
Çocuk yoksulluğunun sona erdirilmesi ve çocukların geleceğe daha umutla bakabilmesi için çocuk ödeneklerinin kapsamının genişletilmesi ve sosyal koruma sistemlerinin güçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Çocukların sosyal koruma kapsamına alınması ve onların temel ihtiyaçlarının karşılanması, sadece insan hakları açısından değil, aynı zamanda geleceğin daha adil ve sürdürülebilir bir dünya için de kritik öneme sahip. Bu nedenle tüm paydaşların çocukların sosyal korumadan yararlanabilmesi için birlikte çalışması gerekiyor.