AKP, İstanbul dahil büyükşehir belediye başkan adaylarının önemli bir bölümünü yarın açıklayacak.CHP’nin de İstanbul, Ankara ve bazı adayları belli, dün de Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da resmen seçim startı verdi. Önceki günkü PM sonrası birçok ilin daha açıklanması bekleniyordu ama son dakika değişikliğiyle Genel Başkan Özgür Özel, toplantıda olağanüstü gündemin Yargıtay’ın Can Atalay kararı olacağını, dolayısıyla ertelendiğini duyurdu. Ancak bu ertelemeye ilişkin daha başka gerekçe iddiaları da söz konusu..Biri CHP’de Parti Meclisi var, Genel Başkan ve Genel Başkan yardımcıları var oradan bir karar çıkmış gibi görünüyor ama bu kararın İmamoğlu tarafından da kabul edilmesi gibi bir sıkıntı olduğu şeklinde..Diğeri de AKP adaylarını açıklayacağını duyurdu hele bir onları görelim de ona göre pozisyon alalım durumu. Yani bir yanda CHP’de gerçekte mühür kimde karmaşası, bir yanda da rakibe göre adayını belirleme, kendini konumlandırma düşüncesinin iddia sahibi bir parti açısından iletişim hatası olup olmadığı tartışması var. Hal böyle olunca da ana muhalefet partisi CHP’nin hala sandıktan, sokaktan ziyade kendi iç sorunları, çekişmelere dönük efor harcadığı açık. Ağırlıklı olarak daÖzgür Özel’in Genel Başkan adaylığı döneminde kendisine destek veren ve seçilmesinde etkili olanİBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “gölgesinde kaldığı” ve İmamoğlu’nun gölge genel başkan gibi hareket ettiği iddiaları üzerine…
★ ★ ★
Gerçi Özel, böyle bir çatışma olmadığını belirterek, “İmamoğlu ile aramıza sürekli nifak ve fitne sokmaya çalışanlar boşuna beklerler, biz birbirimize düşmeyeceğiz” diye sert bir yanıt verdi, dün deİstanbul’da ikili arasında sıcak mesajlar ve kucaklaşma sahneleri vardı ama algının, olgudan daha önemli olduğu bir çağda yaşadığımız da ortada..Bu bağlamda genel algıda CHP’de güçlü liderlik değil, iki başlılık olduğu şeklinde. Hangi tarafın baskın, etkili olduğu da tüm adaylar açıklandığında daha net olarak ortaya çıkacak. Dolayısıyla yerel seçime kadar her iki ismin de kendilerini bir şekilde koordinasyon içerisinde durumu idare etmek zorunda hissetmeleri ve bu görüntüyü vermeleri de siyasetin gereği. Çünkü zaten yeni kaybedilmiş bir seçim baskısı ve karşılarında çok güçlü bir rakip var, yerel seçime giden bir süreçte “lider sen misin ben miyim” tartışmasını açığa çıkartan taraf olma sorumluluğunu kimse üstüne almak istemez,istemiyor. Onun içinde yerel seçimlere kadar bu birlik beraberlik muhabbeti devam edecektir…Ama yerel seçimden sonra CHP’de kimin gerçekten genel başkan olduğu, kimin lider olduğu üzerinde ciddi bir tartışma başlayacaktır büyük olasılıkla. Bu kaçınılmaz, hiçbir iktidar alanı iki başlılığı kabul etmez. Hele de Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında CHP’de böyle güçlü bir liderliğin talep edildiği siyasal atmosferde…
★ ★ ★
Kısacası CHP’de İstanbul’daki dünkü görüntüye bakıldığında “asayiş berkemal” gibi ancak en azından algı düzeyinde bir liderlik krizinin olduğu hala geçerli. Seçim sonucu her ne olursa olsunCHP’de bir liderlik kavgası yaşanacağı da belli. Böyle bir liderlik tartışması gün yüzüne çıktığı zaman hâlâ CHP içerisinde belli bir tabanı ve gücü olan Kılıçdaroğlu’da bunun bir parçası haline gelecektir elbette. Malum O da siyaseti bırakacağı düşünülürken hem İstanbul’da hem Ankara’da bir büro kurdu ve paralel bir genel merkez havasında gibi… Dolayısıyla bu iki başlılık görüntüsü, tartışması seçim sonrasında bir çok sesliliğe de dönüşebilir.. Her kafadan farklı bir ses, seçim sonrası CHP’de tufan sanki…