Bu altı kıtalararası elektrik bağlantısı dünyayı şekillendirecek

Kesintisiz bir enerji sağlamak ve mevcut enerji ihtiyacını karşılamak için, elektrik santrallerini ve bütün şebekeleri birbirine bağlayan sistemlere enterkonnekte sistem adı veriliyor. Bunlar genellikle ulusal ve bazen de uluslararası sistemler olabiliyor. Bu hatlar sayesinde değişken rüzgar ve güneş enerjisinin ihtiyaç duyulan yere, ihtiyaç duyulan zamanda akması sağlanıyor. Ancak fosil enerjilerden uzaklaşmak isteyen dünya, bu hatları artık uluslararası değil, kıtalararası olacak şekilde inşa etmek istiyor. Projelerin maliyetleri ise birkaç on milyar doları bulacak ancak bunlar, dünyanın enerji çehresini dönüştürecek.

Enterkonnekte hatlar elektrik şebekeleri için otoyollar kadar hayati önem taşıyor ve ülkelerin enerji sistemlerini karbonsuzlaştırılmasında büyük önem taşıyor. Bu hatlar sayesinde yenilenebilir enerji tesisleri (rüzgar veya güneş enerjisi santralleri) elektrik talebinin en yüksek olduğu ancak esasında kurulum için pek de uygun olmayan yerler yerine en rüzgarlı veya en güneşli yerde kurulabilir. Ayrıca tesisler ucuz veya arazi sıkıntısı olmayan yerlere kurularak istenilen bölgeye akış sağlayabilir.

Bu bağlamda dünya genelinde birkaç dev proje, elektrik hatlarıyla kıtaları birbirine bağlamak istiyor. Halihazırda kara ve deniz üzerinden dünyanın en uzun elektrik bağlantısı, Danimarka ve Birleşik Krallık arasındaki 764 km uzunluğundaki Viking Link projesidir. 2,2 milyar dolarlık bu proje, planlanan 6 yeni kıtalararası enerji hattının yanında oldukça küçük kalacak.

Fas ve İngiltere bağlantısı

İngiliz start-up Xlinks‘in Sahra çölündeki rüzgar ve güneş enerjisini Fas’tan İngiltere’ye aktarma planı büyük ilgi görüyor. Bu projeye halihazırda Fransız petrol devi TotalEnergies, İngiliz yenilenebilir enerji grubu Octopus Energy ve ABD’li rüzgar türbini üreticisi GE Vernova projeye yatırım yapmış durumda. Şirket, Fas’ta 11,5 GW enerji üretebilecek rüzgar ve güneş enerjisi tesisleri kurmak ve bunları Avrupa’nın Atlantik kıyılarını dolaşacak 4.000 km‘lik bir denizaltı kablosuyla İngiltere’ye bağlamak istiyor.

Böylesi bir bağlantı ile 7 milyon İngiliz hanesine temiz enerji sağlanabileceği ve tek başına tüm ülkenin elektrik ihtiyacının yüzde 8’ini karşılayabileceği belirtiliyor. En önemlisi de bu bağlantının günde ortalama 19 saatten fazla bir süre boyunca güvenilir enerji sağlayabilecek olması. Bu projenin yaklaşık 30 milyar dolara mal olacağı değerlendiriliyor.

Avustralya ve Singapur bağlantısı

Bir diğer proje ise Sun Cable tarafından Avustralya‘nın iç kesimlerinden Singapur‘a uzanan 5.100 km‘lik 5,65 GW kapasiteli bir enerji bağlantısı. Firmaya göre bu bağlantı yaklaşık 20 milyar dolara mal olacak. Avustralya’nın iç kesimleri neredeyse tamamen boş ve yenilenebilir enerji tesisleri için oldukça elverişli. Öte yandan Singapur ise boş toprak arazisi için dünya üzerindeki en kısıtlı ülkelerden birisi.

Projeye göre bağlantı hattının ilk 800 km kısmı karadan Avustralya’nın Darwin kentine gidecek. Bu şehre temiz enerjinin 3,9 GW’lık kısmı aktarılan geri kalan 1,75 GW’lık kısım ise 4,300 km’lik hat ile Singapur’a taşınacak. Proje, önde gelen yenilenebilir enerji yatırımcılarından Avustralyalı milyarder Mike Cannon-Brookes’un da yer aldığı bir konsorsiyum tarafından yürütülüyor.

Avrupa ve Kuzey Amerika bağlantısı

Bu tipteki en iddialı proje ise Avrupa ve Kuzey Amerika‘nın elektrik şebekelerini birbirine bağlamayı amaçlıyor. NATO-L adındaki projenin arkasındaki üç girişimci, iki kıtayı birbirine bağlayan 6GW’lık bir enterkonnekte oluşturmak istiyor. Proje kapsamında Kuzey Amerika’da üç ve Batı Avrupa’da da üç iniş noktası olmak üzere her iki tarafta da dallanacak bir sistem planlanıyor.

Kanada’daki Newfoundland’ı İngiltere ve İrlanda’ya bağlaması muhtemel olan proje, artı eksi 500’lik hata payıyla yaklaşık 3.500 km’lik bir hat uzunluğunu içeriyor. Projenin 28 ila 40 milyar dolar arasında mal olacağı değerlendiriliyor.

Azerbaycan ve AB bağlantısı

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve bunun sonucunda ortaya çıkan enerji krizi, Avrupa’nın enerji politikası konusunu baştan aşağıya değiştirdi. AB, enerji konusunda bir daha sıkıntı yaşamak istemiyor o yüzden enerji alanında her türlü işbirliğine açık.

Kısa bir süre önce yeniden seçilen Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Hazar Denizi ve Karadeniz’in altından geçmesi önerilen 1.200 km‘lik bağlantı sayesinde, bloğun Rus gazına olan ihtiyacını ortadan kaldırarak yerine Azerbaycan‘dan gelen yeşil enerjiyi kullanabileceğini söyledi. Azerbaycan her ne kadar neredeyse fosil temelli bir enerji altyapısına sahip olsa da son yıllarda temiz enerji kapasitesini artırmak istiyor.

Planlanan proje kapsamında kapasitenin 1 GW olması hedefleniyor. Avrupa ve Asya’yı elektrik hattının Azerbaycan’dan Gürcistan, Romanya ve Macaristan‘a kadar uzanması ve hatta Ukrayna’ya da bir dalının ulaşması bekleniyor. Karadeniz özelinde tek proje bu da değil. Karadeniz, rüzgar enerjisi açısından da potansiyele sahip. Romanya ve Türkiye açıklarında tartışılan projelerle, gelecekteki açık deniz rüzgar enerjisi potansiyelini daha çok konuşabiliriz.

Yunanistan ve Mısır bağlantısı

‘GREGY’ olarak adlandırılan Yunanistan ile Mısır‘ı birbirine bağlayacak 1.000 km‘lik bir denizaltı kablosu var. Proje Yunanistan’ın Copelouzos Grubu ve Masdar ile Mısır’ın Infinity şirketlerinin ortak girişimi olan Infinity Power tarafından yürütülüyor. Proje kapsamında Mısır’da inşa edip işletilecek 9,5 GW’lık devasa bir yenilenebilir enerji çiftliğinden 3 GW’lık kapasitenin taşınması planlanıyor.

Avrupa’ya aktarılacak bu kapasite, Yunanistan’ın ihtiyacını karşılarken çevre ülkelere de aktarılabilir. Avrupa Komisyonu, GREGY’yi amiral gemisi projesi olarak tanımlıyor. Tıpkı Azerbaycan-AB bağlantısında olduğu gibi bu projede kıtanın Rus gazından kopmasını sağlayacak.

Suudi Arabistan ve Hindistan bağlantısı

Suudi Arabistan ve Hindistan arasında şimdilik uzunluğu bilinmeyen kritik öneme sahip olan bu projede geçtiğimiz yıl bir mutabakat zaptı imzalandı. İki ülke, şebekelerini birbirine bağlama konusunda işbirliği yaparken yenilenebilir enerji konusuna ağırlık verecek. Hindistan halihazırda Suudi petrol ve gazının büyük bir alıcısı konumunda olmasına rağmen her iki ülke de temiz enerjiye geçişi hedefliyor.

Kıtaları birbirlerine bağlayan bu devasa elektrik bağlantıları için en büyük idealler Hindistan Başbakanı Narendra Modi’ye ait. Modi, ilk adım olarak Hindistan, Orta Doğu ve Güney Doğu Asya’nın elektrik şebekelerini birbirine bağlamayı, ardından Afrika’yı dahil etmeyi ve son olarak da 2050 yılına kadar dünya çapında 2.600 GW‘lık enterkonnekte bağlantı kurmayı hedefliyor. 2018 yılında açıklanan One Sun, One World, One Grid (OSOWOG) vizyonu, 2021 yılında İngiltere ve Fransa tarafından desteklenmiş ve proje Green Grids Initiative projesiyle birleştirilmişti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir