Modern teknoloji, insanlı ve insansız hava araçları arasındaki çizgiyi giderek bulanıklaştırıyor. ABD ordusu PC22 Projesi’nin bir parçası olarak Arizona eyaletinde bulunan Yuma Proving Ground’da bir dizi test uçuşu gerçekleştirdi. Bunlardan biri tamamen otonom modda çalışan bir Black Hawk helikopterinin kargo ikmal ve kurtarma operasyonu gerçekleştirmesiydi. Tatbikatın ana hedeflerinden biri, Black Hawk gibi helikopterlerin, savaş ortamı mürettebat için çok tehlikeli olduğunda veya basit ve rutin görevlerde hem insanlı hem de insansız olarak kullanılabileceğini kanıtlamaktı.
Tatbikatta Sikorsky’nin Matrix otonom uçuş sistemi ile donatılmış bir UH-60A Black Hawk helikopteri yer aldı. Matrix teknolojisi DARPA’nın hava mürettebatı kokpit içi otomasyon sistemi ALIAS‘ın temelini oluşturuyor. Bu sayede sıradan bir ordu helikopteri, otopilot işlevlerini yerine getirmenin yanı sıra acil durumlara insan müdahalesi olmadan yanıt verebilen otonom bir hava aracına dönüştürüldü. Operasyon planlandığı gibi tamamlandı
Gösteri uçuşlarından birinde helikoptere 228 kg ağırlığında 400 ünite gerçek ve sahte insan kanı yüklendi. Daha sonrasında ise mürettebat helikopterden ayrılarak kontrolü Matrix sistemine devretti. Black Hawk tamamen otonom modda 185 km/saat hızla ve 60 metreye kadar yükseklikte yaklaşık 136 km uçtu.
Bir sonraki aşamada, UH-60A Black Hawk’a 12 metrelik askıya bağlı 1.180 kg‘lık harici yük bağlandı. Yarım saatlik bir uçuşun ardından operatör uçağa iniş komutu verdi. Helikopter yükünü bıraktı, iniş yaptı ve yaralıyı simüle eden askeri üniforma giymiş bir mankenin bindirilmesini bekledi. 
Dönüş uçuşu sırasında, helikopterin iletişim sistemine entegre bir BATDOK sağlık izleme cihazı, yaralının hayati bilgilerini gerçek zamanlı olarak yerdeki sağlık ekibine iletti. Sikorsky yöneticilerinden Igor Cherepinsky “Matrix teknolojisinin orduda pratik kullanıma hazır olduğuna inanıyoruz, çünkü her tür helikopterde kullanılabiliyor” dedi.