Bir ‘afet önleme merkezi’

Evrim Altuğ- Salt, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı ve Pattu Mimarlık iş birliğiyle hazırlanan “Yarının Depreme Dayanıklı Şehirleri” sergisine ev sahipliği yapmaya başladı. Kurumun Beyoğlu İstiklâl Caddesi üzerindeki yapısının Forum alanında sunduğu ücretsiz sergi, 6 Şubat 2023 depremleri ardından gelecekteki afetlere karşı gerekli önlemlerin alınması ve ‘afet’ olgusunun farklı açılardan incelenmesi konusundaki ihtiyacı vurguluyor.

Çarpıcı dijital, grafik, mimari, jeolojik ve tarihsel detaylarıyla izleyicileri deprem gerçeğine olabilecek en erişilebilir hâliyle, kurumsal, sosyal ve mekânsal katmanlar ile eriştiren sergi, Birleşik Krallık Araştırma ve Yenilik (UKRI) birimine bağlı Küresel Sorunlar Araştırma Fonu (GCRF) tarafından desteklenen “Yarının Şehirleri” projesi kapsamında izleniyor. Sarsıntı modellemeleri, ayrıntılı kentsel drone video haritalamaları, zamandizinsel vaka örnekleriyle sergi, alanında ilgili kanaat önderlerini, farklı sosyal kaynakları ve uzmanları bir araya getirerek de Salt’ın Forum alanında hak ettiği kamusal işlevi tüm sivilliği içinde kazanıyor. 

Hakikatle tanışma

Proje yöneticiliğini Eser Çaktı ve Emin Yahya Menteşe’nin üstlendikleri, koordinasyonu Emine Öner’e ait serginin düzenlemelerini OCD Works ortaya koyarken etkinlikte izlenen tüm videolarda Ünal Emir Menteşe imzası bulunuyor. Tasarımında Pattu’nun yanı sıra Enes Özden, Serra Uludağ, Işıl Ünal ve Cem Kozar’ın da emek verdikleri etkinlik, Doğal Afet Sigortaları kurumu (DASK) ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Küçükçekmece Belediyesi’nin yanı sıra çeşitli sigorta, teknoloji, mühendislik ve deprem ile yapı sağlığı uzmanlık yapılarınca destekleniyor. 

Sergi, Türkçe ve İngilizce sunum levhaları refakatiyle izleyenleri önce “Deprem 101” başlığı altında dünyanın iç yapısı ve ‘iç çekirdek’, ‘dış çekirdek’, ‘manto’, ‘astenosfer’, ‘kabuk’ ‘litosfer’ gibi farklı katman biçimleriyle kesitleri vurgulayan maketlerle buluşturuyor. Türkiye’nin jeolojik ‘röntgeniyle’ baş başa kalınan bu bölümde, ülkenin kaderini tayin eden fay ‘zon’ları görülebilirken katmanlar arasındaki gerilimin neticeleri de mini maketlerle teşhir ediliyor. Bu kısmı takiben ziyaretçiler, İstanbul özelinde, hatta yaklaşık 25 milyona dayalı nüfusun kaderini tayin eden zemin numuneleriyle hangi bölgede hangi maddenin ağırlıkla var olduğu hakikatiyle tanışıyor. 

Depremin büyüklüğünü ürettiği enerjik yükseklikle de tanımamıza yol açan sergi, metal katmanlı maketlerin sarsıntılı teknik tatbikatlarıyla da hangi durumların hangi neticelere vesile olabileceğini örnekliyor. Bu esnada ilgili etkileşimli maketlere, uzmanların video röportajları eşlik ediyor. Serginin göbeği, izleyiciyi aktüel bir İstanbul kuş bakışı ile yüzleştiriyor. Burada Ahmet Faruk Sarıkoç’un ürettiği video görüntüler, herkesin ürktüğü olası yeni afetin İstanbul özelindeki potansiyeliyle yüzleşmemiz açısından oldukça çarpıcı bir etki yaratıyor. 

Yine de bu kadar olumsuz olmamak adına kurulduğunu çok geçmeden anımsatan sergi, diğer bir bölümünde ise ziyaretçileri depreme dayanıklı bina tasarım süreci ve gerekli temelleri ile buluşturuyor. Taşıyıcı sistemlerin, yerinde proje uygulamalarının, üç boyutlu modellemelerin değeri, bu bölümde ziyadesiyle pekişiyor. Yine bu bölümde uzmanlar eşliğinde izleyiciler olası kuvvetteki sarsıntıların yol açabileceği neticeleri, farklı yapı maketleri üzerinde sınama fırsatını buluyor. Sergi bu esnada, 1003-2023 arası gerçekleşen depremleri de meraklıları için sıralamayı ihmal etmiyor.

Şehir planlaması

Dokunmatik hesaplamalar, son deprem verileri ve bölgelere akıbetinin de unutulmadığı, mümkün mertebe izleyicinin kendi merakıyla sarsıntılı ve ibretlik etkisini beslediği sergi, bunları aktarırken “Yarının Şehirleri” projesinin merkezinde ne olup bittiğini de atlamıyor. Buna göre, tasarlanan “Yarının Şehirleri Karar Destek Ortamı”, özellikle gelecekteki afet riskini azaltma meselesine odaklanıyor. Girişim, bunu yaparken, başta dezavantajlı gruplar olmak üzere tüm toplum kesimlerinin deneyim, görüş ve beklentilerini dikkate alarak ‘aşağıdan yukarı bir şehir planlaması’ sürecini esas alıyor. Bu kolektif eylem ve bilgi yapısı, araştırmacıların, kamu ve özel sektör temsilcilerinin, sivil toplum ve şehir sakinlerinin katılımı ile ortaklaşa karar alınmasını öncelik olarak tayin ediyor. “Yarının Şehirleri Karar Destek Ortamı” böylece sergideki ‘Öncelikler Çarkı” ve dijital senaryo istatistiklerinde görüldüğü gibi bütün ilgilileri ortak bir gelecek vizyonu oluşturma, bu vizyona dair senaryoları geliştirme, çoklu tehlike risk analizi ve risk üzerinde uzlaşı gibi yönetsel ve hatta etik denebilecek safhalara sevk etmiş oluyor. Bu yönüyle sergideki “Öncelikler Çarkı”nda izleyenler, içinde bulunduğumuz şu hassas süreçte sözgelimi yasal ve yönetsel kaynakların aciliyeti, konut ve konut altyapısının ‘resmi’, toplumsal değerlerin seviyesi, kültürel varlık ve değerlerin pozisyonu ile çevresel kaynak ve değerlerin günümüzdeki duruşuna dair de kıymetli izlenimler edinebiliyor. Salt bu kapsamda, ev sahipliği yaptığı etkinliğe eşlik edecek programlarını da çok yakında sosyal medya ve kurumsal internet adresi üzerinden de duyuracak olmakla yarattığı bu sarsıcı forumu daha sivil, katılımcı ve acil kılmaya dönük çok değerli bir katkıda bulunmuş oluyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir