Binyamin Netanyahu protestoları destekleyen muhalefeti ‘anarşi çıkarmakla’ suçladı

İsrail’de başta Tel Aviv olmak üzere çeşitli kentlerde Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesi ve sağ politikalarına karşı kitlesel protestolar 10 haftayı geride bıraktı.

Adalet Bakanı Yariv Levin, 5 Ocak’ta Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandıran, yargının, hakimlerin seçimi üzerindeki etkisini azaltan bir yasa planladıklarını duyurmuştu.

Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının bazı yetkilerini Meclise devretmeye yönelik hamleleri, Yüksek Mahkeme başta olmak üzere hükümet ile İsrail yargı mekanizması arasında gerilime yol açmıştı.

Bozma yetkisine sahip

Ülkedeki en yüksek yargı mercisi olarak görev yapan İsrail Yüksek Mahkemesi, Meclisin çıkardığı kanunları, anayasa taslağı olarak kabul edilen “temel yasalara” aykırılık gerekçesiyle bozma yetkisine sahip.

Netanyahu hükümeti, açıkladığı yargı düzenlemesinde, Yüksek Mahkemenin, Meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisinin elinden alınacağını belirtmişti.

Hükümetin yargı paketi içinde açıkladığı maddeler, İsrail içinde ve uluslararası alanda yargının yetkilerini kısıtladığı gerekçesiyle yoğun şekilde eleştirilmişti.

“Müzakere çağrılarına yanıt vermedi”

Kabine toplantısının açılış konuşmasında Netanyahu, yargının yetkilerini kısıtladığı gerekçesiyle 10’uncu haftayı geride bırakan hükümet karşıtı kitlesel protestolara ilişkin, “İki ay boyunca muhalefet bizim tekrar tekrar yaptığımız müzakere çağrılarına yanıt vermedi. Muhalefetin reformla değil anarşi çıkarmak ve seçilmiş hükümeti devirmekle ilgilendiğini görüyoruz.” dedi.

Netanyahu, “vatanseverlerin konuşmaya istekli olacağını ümit ettiğini” belirterek “hükümetin halktan aldığı yetkinin karşılığını vereceği” şeklindeki ifadeleriyle yargı düzenlemesine devam mesajı verdi.

İsrail’de yaklaşık 10 haftadır devam eden kitlesel protestolara katılan göstericilere yüklenen Netanyahu, şunları kaydetti:

Birisi İsrail ekonomisinden yana olup ülkeden para çıkması çağrısı yapamaz. Hem hukukun üstünlüğünü savunup hem kanunları ihlal etmeyi teşvik edemezsiniz. Ulusal güvenlikten yana olup askerlik görevini reddetme çağrısı yapamazsınız. Şartlı Siyonizm diye bir şey yok.

Başsavcı Miara’nın kararına gönderme

Netanyahu, İsrail Başsavcısı Gali Baharav-Miara’nın, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in Tel Aviv Polis Şefi Amichai Eshed’in görevden alınması yönündeki kararının, “yasal sürece uyulmadığı” gerekçesiyle dondurulması talimatını da eleştirdi.

Başsavcı’nın kararını doğrudan dile getirmeyen Netanyahu, şöyle devam etti:

İşleyen bir demokraside, ordu, polis ve diğer güvenlik birimlerinden seçilmiş hükümet sorumludur. Bunun böyle olması gerekir, değilse vay halimize. Bu prensip sadece kanunlarda geçmiyor, sağduyu da bunu söylüyor. Bu yapılara kimin liderlik edeceğine ve bu birimlerin nasıl yönetileceğine başka kimse karar veremez.

Başbakan Netanyahu’nun ülkesi için sürekli “bir numaralı tehdit” olarak nitelediği İran’ın, Suudi Arabistan ile 7 yıl aradan sonra diplomatik ilişkileri yeniden tesis etmesine ilişkin yorum yapmaması dikkati çekti.

Ana muhalefet liderinden Netanyahu’nun müzakere çağrısına tepki

Ana muhalefet lideri Gelecek Var Partisi lideri Yair Lapid de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Netanyahu’nun müzakere çağrısının samimi olmadığını savunarak “Yalan söylemek Netanyahu için nefes almak gibi.” ifadelerini kullandı.

Eski Başbakan Lapid, Netanyahu müzakere çağrısı yapmasına rağmen hükümetin, yasama için Mecliste çalışmalarına devam ettiğini vurguladı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir