Lig sonu yaklaştıkça her sezon olduğu gibi kulüplerin hedefine hakemler ve Merkez Hakem Kurulu’nun yaptığı atamalar konuyor.
İşin ilginç yanı herkes konuşuyor. Kulüp başkanı konuşuyor, teknik direktör konuşuyor, futbolcu konuşuyor.
Ve pozisyonları yorumlarken bazen öyle komik durumlara düşüyorlar ki. Haksız verildiğini düşündükleri bir penaltıyla ilgili laf cambazlığı yapıp neredeyse kuralı koyanları bile kendinden şüphe eder hale getirebiliyorlar.
Üstelik bunları sıradan değil, “koca koca” takımların teknik direktörleri, yöneticileri yapıyor. Hem hakim, hem hakem, hem savcı yerine koyuyorlar kendilerini. Ağızlarından çıkacak tek bir sözcüğe bakan binlerce fanatik taraftarı tahrik etme pahasına.
Lafı uzatmayacağım. Çağrım Türkiye Futbol Federasyonuna. Nasıl olsa istediğiniz vakit yeni talimat çıkarıp, değiştirebiliyorsunuz. O yüzden zamanlamanın önemi yok.
Ülkemizde en üst iki ligdeki tüm kulüplere hakem koçluğunu zorunlu kılın. Her kulüp bir hakem hocası istihdam etsin. 24 saat onlarla olsun.
Başkanına, idarecisine, teknik direktörüne, antrenörüne, futbolcusuna, hatta masörüne ve doktoruna kural eğitimi versin.
Herkes empati yapmayı öğrensin. Hakeme, rakibe saygı duymayı bilsin.
Ağzı olan konuşuyor ya; artık bilen, anlayan konuşsun.
İddia ediyorum çatlak sesler yarı yarıya azalır. Tansiyon düşer, hakem rahatlar, MHK işine odaklanır.
Ne demişler; bilmemek değil, öğrenmemek ayıp! İkincisini yapmayın ne olur…
Onuachu’yu aramak!
Trabzonspor’da Afrika kupasına gidenler arasında yokluğu en çok hissedilen Onuachu oldu kuşkusuz.
Gerçi teknik direktör Abdullah Avcı onu hoyratça kullandı. Ceza alanı içinde uzun boyunun avantajını kullanacak yan ortaları alamadı. Kendi sahasına kadar gelip peşine takılanlarla sırtı dönük mücadele etmek zorunda kaldı.
Son üç maça bakıyorum; şaka gibi ama Enis Destan’a daha çok hava topu geliyor. Hakkını verelim, o da elinden geleni yapıyor.
Bu çelişkili durum sadece benim dikkatimi çekmiş olamaz değil mi?..
Ç.Rizespor maçından sonra yazmıştım. Trabzonspor için en büyük tehlike mevcut durumu kabullenmek.
Edin Visca öz eleştiri yapıyor, kendisinin ve takım arkadaşlarının eksiklerini yüreklice söylüyor.
Abdullah hoca ise iki yenilgiyi “Bunlar her takımın başına gelebilir” sözleriyle değerlendiriyor.
Hangisi daha gerçekçi görünüyor size?
Mumcu’nun anısına
“Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikce dönerler; fırıldak olurlar.” – Uğur Mumcu