Bilim insanları uzun süredir solucan delikleri hakkında daha derin bir arayışın peşindeler ve şimdi ilerleme kaydediyor gibi görünüyorlar. Araştırmacılar Çarşamba günü, bir kuantum bilgisayarda iki minik simüle edilmiş kara delik (ışığın bile kaçamayacağı kadar güçlü yerçekimine sahip olağanüstü yoğun gök cisimleri) oluşturduklarını ve uzay-zamanda bir tünel yardımıyla aralarında küçük bir mesaj ilettiklerini açıkladılar.
“Bebek solucan deliği”
Nature dergisinde yayınlanan araştırmanın ortak yazarlarından Caltech fizikçisi Maria Spiropulu‘ya göre oluşturdukları tünel esasında bir “bebek solucan deliği” idi. Her ne kadar bunun prensipte olacağı kanıtlanmış olsa da bilim insanları herhangi bir canlının böyle bir portal aracılığıyla yolculuk etmesine daha çok uzun bir yol olduğunu belirtiyor.
Amerika’nın parçacık fiziği ve hızlandırıcı laboratuvarı Fermilab’dan fizikçi ve çalışmanın ortak yazarı Joseph Lykken, “Bir şeyin prensipte mümkün olması ile gerçekte mümkün olması arasında bir fark var” diye ekledi.
Araştırmacılar solucan deliği dinamiklerini Google’ın üst şirketi Alphabet‘in Sycamore kuantum işlemcisi adı verilen bir kuantum cihazında gözlemlediler. Bir solucan deliği evrendeki iki uzak bölge arasında bir köprü olarak kabul edilir. Bilim insanları, onları tanımlayan iki fizikçi olan Albert Einstein ve Nathan Rosen‘den sonra solucan deliklerini, Einstein-Rosen köprüleri olarak adlandırıyorlar.
Bu tür solucan delikleri, Einstein’ın evrendeki temel kuvvetlerden biri olan yerçekimine odaklanan genel görelilik kuramıyla tutarlıdır. Öte yandan “Solucan deliği” terimi, 1950’lerde fizikçi John Wheeler tarafından icat edildi.
Araştırmacılar, deneyde fiziksel bildiğimiz uzayda herhangi bir uzay ve zaman kırılmasının yaratılmadığını, ancak kuantum işlemcisinde kuantum kodları kullanılarak uygulanan kuantum bilgisine dayalı olarak geçilebilir bir solucan deliğinin ortaya çıktığını söylediler.