Hatırlayacaksınız, Tracey Emin’i önce ‘Arıza ve aykırı İngiliz sanatçı’ diye övdük, sonra “Eskiden bombaydı, artık devri kapandı” diyenler bile oldu son İstanbul’a geldiğinde.
Oysa geçen hafta Kral Charles’ın doğum gününde açıklanan Kraliyet nişanları onur listesinde Tracey Emin, çok özel bir unvanla ödüllendirildi ve ‘Dame’ ilan edildi.
Birleşik Krallık’ta ‘Dame’, en üst onur, kadınlara verilen şövalye unvanı.
İngiltere’de ve Avrupa’da Tracey Emin her zaman gündemde kalmayı başardı ve çağdaş sanat takipçilerini şaşırtmaya devam etti.
Kıbrıslı Türk bir babanın kızı olmasına rağmen İngiltere’nin gelmiş geçmiş en önemli çağdaş sanatçılarından biri olarak kabul ediliyor.
İngiltere’de yaşıyor ama köklerini ve bu köklerden nasıl beslendiğini otobiyografisinden verdiği röportajlara her yerde uzun uzun anlatıyor.
Birkaç yıl önce kendisiyle Londra’da Frieze’de sohbet etme şansım olmuştu, Türkçesi gayet iyiydi, ama daha iyi olmasını isterdim demişti.
Daha önceki video işlerinden birinde gelinliğinin üzerine bol sıfırlı TL’ler iliştirilmiş bir Türk gelinini canlandırmıştı.
Tracey Emin’in işlerini beğenirsiniz, beğenmezsiniz o ayrı, çok karanlık da bulabilirsiniz.
Nakışlı yazılarla işlenmiş yatak örtülerini ya da neon ışıklarını hafife alabilirsiniz, ama kabul etmek lazım, onun İngiltere çağdaş sanat dünyasında önemli bir yeri var.
Herkesin yaşayabileceği sorunları, travmaları yaşıyor ve bunları açık açık dile getiriyor.
İlginç bir hikayesi var.
13 yaşında tecavüze uğramasından aşk acılarına, hatta kürtaj yaptırmasını anlattığı videoya kadar yaşadığı travmaları herkesle paylaşacak kadar dürüst ve samimi.
Son yıllarda Tracey Emin her zamanki dürüstlüğü ve samimiyetiyle sağlık sorunlarını da anlattı.
Kendisini stüdyoda bir tümör resmi yaparken bulmuş.
Daha sonra yapılan tetkiklerde kanser olduğu ortaya çıkmış.
“O tümör resmini yaparken hasta olduğumu bilmiyordum ama hissediyordum” diyor Tracey Emin.
Pandemi döneminde çok büyük bir ameliyat geçirdi.
“Şimdi isteklerim daha önceki isteklerimden çok farklı” diye devam etti, “En başta aralıkta Noel zamanını görmek, yeni işler üretmek ve aşk istiyorum” diye ekledi.
“Tabii bu yaşta beklediğim aşk da farklı, beklentilerim çok değil, sadece sevilmek istiyorum” dedi.
Ve işte bir kez daha takipçilerini derinden sarstı, eserleriyle olduğu kadar söyledikleriyle de.
Şimdi tam 4 yıl sonra, Tracey Emin kanserden kurtuldu ve ‘Dame’ unvanını aldı.
Bırakın ‘Dame’ olmayı, artık hayatta olacağını bile düşünmediğini söyledi.
“Benim yaşadığım gibi ileri seviye kanser hastası olduğunuzda, gerçekten muhtemelen öleceğinizi düşündüğünüzde ve yaşamak için önünüzdeki sayılı aylara baktığınız zaman – ve sonra aniden her şey tersine döndüğünde sanki yeniden doğmuş gibi oluyorsunuz ve hayat yeniden başlıyor. Gerçekten harika şeyler de oluyor.” diyor Tracey Emin.
Ardından ekliyor: “Ben örnek olmaya ve iyi bir imaj çizmeye çalışmadım. Hayatımı nasıl yaşamak istiyorsam öyle yaşadım. Benim gibi insanlar böyle unvanlar almazdı.”
Öğrencileri desteklemek için kurduğu ücretsiz sanatçı misafirhanelerinden hiç söz etmeye bile gerek duymuyor.
Oysa sırf bu bile önemli.
Sanat dünyası değişiyor ama kendisi bunun, özellikle de resim dünyasının aslında erkek egemenliğinde olduğuna inanıyor.
“Bütün büyük kadın ressamlar tarihten silindi. Şimdi geri dönüyorlar.” diyor.
Kendi kuşağının kadın sanatçılarının bunun gerçekleşmesinde, geçmişin kayıp kadın sanatçılarına odaklanılmasında ve sanatın ne olduğuna dair algının değiştirilmesinde rol oynamasını umuyor.
İşte ‘Dame’ unvanını da önemli olduğunu düşündüğü şeyleri dile getirmek için sesinin daha çok duyulmasına faydalı olacağı için önemsiyor.