Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında yürütülen çalışmalar ve gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’de depremin yol açtığı bir felaketin yaşandığına işaret eden Destici, bölgedeki çalışmalara ilişkin bilgiler paylaştı.
Destici, partisinin ve Alperen Ocakları Vakfı’nın, gerek depremden etkilenen illerde bulunan gerekse bu bölgeden tahliye edilen vatandaşlarla ilgili çalışmalarına devam ettiğini ifade ederek, 340 yardım tırı ve 4 aşevi ile 100’ün üzerinde sağlıkçı ve bin arama kurtarma ekibinin sahada olduğunu söyledi.
“Deprem riski taşıyan bölgelerde hazırlık yapılmalı”
Deprem riski taşıyan tüm illerde, tedbir almanın ve hazırlık yapmanın gerekliliğini vurgulayan Destici, bu konuda önümüzdeki günlerde yeniden kapsamlı bir açıklama yapacaklarını bildirdi.
Destici, çok sayıda çadırın deprem bölgesine gönderildiğini, bununla birlikte çadır kentlere gitmeyen, çeşitli nedenlerle yıkılan ya da ağır hasarlı evlerinin yakınından ayrılamayan vatandaşların da çadır talepleri bulunduğunu, bu taleplerin değerlendirilmesi, çadırların hızla ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması gerektiğini belirtti.
“Siyasi malzeme edilmemeli”
Deprem bölgesinde demografik yapının korunmasına yönelik endişeleri hatırlatan Destici, “Özellikle ‘yabancılara ev ve arazi satışlarının durdurulması’ yönünde görüşler alıyoruz. Buna müsaade edilmeyeceğini bizzat Cumhurbaşkanı’mız açıklamış olmasına rağmen bazı siyasilerin bu konuyu malzeme etmemeleri lazım.” dedi.
Destici, Hazine yardımının siyasi partiler yerine depremzedelere aktarılması yönündeki tekliflerinin geçerliği olduğunu, konunun depremzedeler tarafından talep olarak kendilerine iletildiğini söyledi.
Yıkılan binalara ilgili, hatası, kusuru, ihmali olanların muhakkak tespit edilmesini isteyen Destici, sorumluların yargı önüne çıkarılması gerektiğinin altını çizdi.
Üniversitelerin uzaktan eğitim kararına ilişkin de Destici, özellikle tıp fakültesi ve mühendislik gibi laboratuvar ve klinik çalışma yürütülen fakültelerde yüz yüze eğitimden vazgeçilmemesi önerisinde bulundu.
Destici, Türkiye genelinde büyük bir kentsel dönüşüm seferberliğinin başlatılması, kentsel dönüşüm için ikna edici ve kolaylaştırıcı tedbirlerin alınması çağrısı yaptı.
“Önce yargı sonra Meclis gereğini yapmalı”
Depremin siyasi istismar konusu yapılmaya çalışıldığını ifade eden Destici, şunları kaydetti:
İnsanlarımız henüz enkaz altındayken, benzer hadiselerden ve benzer davranışlardan sabıkalı bazı çevrelerin ‘Buradan nasıl siyasi sonuç çıkartırız?’ endişesine düştüklerini yine devletimize, milletimize ve değerlerimize düşmanlık etmeyi alışkanlık haline getirmiş siyasetçi görünümlü hainlerin, kan kokusu almış sırtlanlar gibi deprem konusuna dahil olmaya uğraştıklarını, tıpkı yağmacılara ait görüntüleri izlerken duyduğumuz iğrenme, nefret ve utanç duygularıyla izlemek zorunda kaldık.
Terör örgütlerinin, mensuplarını, destekçilerini, sempatizanlarını, Meclis’e taşımalarına karşı gereken zamanda, gerekli tedbirleri almadığımız için, sonrasında, insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden birini yaşarken, taşıdıkları milletvekili sıfatıyla, devlete düşmanlıklarını ilan edip, insanları ‘devlete düşmanlık etmeye’ çağıranların ihanetlerine şahit oluyoruz. Yargı bu duruma hiçbir şekilde seyirci kalmamalıdır. Sonuca da sebebe de seyirci kalmamalıdır. Önce yargı sonra Meclis gereğini yapmalı. Devlet düşmanlarını, millet düşmanlarını Meclis’ten atmalıdır.
“AHBAP gibi kurumların devlet kurumlarına alternatif olarak çıkarılması uluslararası bir reklamın sonucudur”
BBP Genel Başkanı Destici, Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden yapılan tartışmalara da değinerek, şöyle konuştu:
Çeşitli vesilelerle Diyanet İşleri Başkanlığımızın, çirkin polemiklerin içine dahil edilerek, bu polemikler üzerinden gündeme taşınması gayretlerine şahit oluyoruz. Bu durum ilk defa yaşanmıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhuriyetimizin en önemli kurumlarındandır. Gerekliliğini ve önemini tartışmaya dahi hicap duyarım. Diyanet İşleri Başkanlığımızın da temsil ettiği değerlerin de sahibiyiz, emanetçisiyiz, kurumlarımızı da değerlerimizi de korumaya devam edeceğiz. Deprem bahane edilerek, değerlerimize, kurumlarımıza, kamu görevlilerimize hakaret eden, iftirada bulunan, depremde yürütülen kurtarma çalışmalarına zarar veren yayınlarla ilgili yargı muhakkak görevini yerine getirmelidir. AHBAP ve benzer sivil toplum kuruluşu kılıflı organizasyonların, siyasi iktidar ve devlet kurumlarına alternatif olarak öne çıkarılması uluslararası bir reklamın sonucudur. Bu tür yapıları gerektiğinde, MASAK dahil ilgili kurumlarla devlet kontrol etmelidir.