Çiğdem Yılmaz – Muğla’nın Bodrum ilçesinde Yunanistan unsurlarınca 21 Ekim’de geri itilen göçmenlerin arasında baygın vaziyette bulunan bir Türk genci, Sahil Güvenlik botuna alınıp karaya çıkartılmış ve gencin Yunanistan’da elektrikle işkence edilip öldürüldüğü iddia edilmişti. Olayla ilgili İçişleri Bakanlığı açıklama yapmış ve “20 Ekim’de İstanköy (Kos) Adası’na geçtikleri, burada Yunan güvenlik güçlerince yakalanıp değerli eşyalarının alındığı, ellerinin kelepçelenerek darp edildikleri öğrenildi. Göçmenler, götürüldükleri yerde kendilerinden olmayan ve Türkçe konuşan bir kişiye elektrik verilip işkence yapıldığını, kendileriyle birlikte can salıyla Türk karasularına geri itildiklerini beyan etmişlerdir. Olayla ilgili Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştır” bilgisini paylaşmıştı. O gencin kaçak yollarla gittiği Yunanistan’dan cenazesi dönen 30 yaşındaki Barış Büyüksu olduğu belirlendi.
‘GÖÇMENLER ŞAHİT’
Milliyet Barış Büyüksu’nun kardeşi Dilan Bıyık’a ulaştı. İzmir’de yaşadıklarını anlatan Bıyık, acı olayla ilgili şunları aktardı: “Kardeşim deniz yolu ile Yunanistan’a gitmişti. Ölmeden bir gün önce konuştuk. Atina üzerinden Fransa’ya gidecekti. Ancak ölüm haberini aldık. Kardeşime Yunanistanlılar elektrikli işkence yapmış. Bunu da savcılık aynı botla Türkiye sularına itilen göçmenlerden öğrenmiş. Kardeşim dışında botta 9 Afganistanlı, 5 Filistinli varmış. Onlar Yunanistan güvenlik güçlerince bir adaya götürülmüşler ve Kos Adası’na gittiklerinde kardeşim de oradaymış. Kardeşime elektrikle işkence ediyorlarmış. Sonra hepsini de bota bindirip Türk kara sularına itmişler.
İNSANLIK DIŞI
Kardeşimle aynı botta olan göçmeler şu an tutuklu. Adli tıp raporu çıkana kadar da tutuklu kalacaklar. Çünkü olaya tek tanık olan onlar. Bu insanlık dışı muamelenin sebebi nedir, onu öğrenmeye çalışıyoruz. Bizi şimdiye kadar ne bir yetkili aradı ne de bir açıklama yaptı. Kardeşimin bu şekilde öldürülmesi sadece bizim değil, devletin de gündeminde olmalı. Bu durum neden gündem olmuyor? Başına ne geldi tam anlamıyla bilmiyoruz.”