Melisa Vardal- Müzik piyasanın dayattığı belli başlı normları reddederek kendi tarzını yakalayan grup yeni şarkısı “Geni Bozuk” ile dinleyicilerinin karşısına çıktı. İki bölümden oluşan ve avangart sözleri ile dikkat çeken “Geni Bozuk” azılı bir suçlunun hikâyesini anlatıyor.
*Bakhalar nasıl bir araya geldi?
Aslında nasıl bir araya geldiğimizi biz de hatırlamıyoruz. Bizi buluşturan ellerimizde kırık gitarlarla beste yapma heyecanı ve herkese kendimizi duyurma isteğiydi. Bakkhalar antik Yunan’dan bir tragedya ve şarap tanrısının kadın müritlerine verilen bir isim. Bizim etimolojimize daha uygun olsun diye bir k’yi attık. Oyunun bir sahnesinde ormanda ateşin etrafında dans eden, şarkı söyleyen, çıkardıkları primitif doğa sesleriyle eğlenen bu kadınlar bize adımızı kazandırdı.
*Yeni teklinizi ‘Despotlaşmış müzik anlayışından uzak’ ifadeleriyle tanımlarken eleştiri oklarınızda neler var?
Türkiye’de her tarzda çok değerli, çok gizli bağımsız müzik icra eden gruplar ve kimseler var. Öte yandan fazlasıyla aynı giden bir tutum var. Ezber şarkı formları, değişmeyen konular, şarkı süreleri… Biz, bunlardan nasıl arınırız fikrinin peşine düştük. Gitar, bas, davul ve vokaller ile yani en basit hâliyle Bakhalar manifestosunu oluşturalım istedik. Daha çok hikâyelere odaklı olmayı seçtik. Hikâyelerin müziklerini, yani gidişatını şarkı sözlerinin duygu durumuna göre inşa etmek istedik.
*“Geni Bozuk” adlı şarkınızda anlattığınız azılı suçlular kimler?
Köfteci bir dayının hayatını anlatıyor. Bir zamanlar İstanbul’u birbirine katan bir suçlunun hikâyesi… Köyde ilk ailesini dolandırıyor sonra gelip bulaşıkçılık yaptığı mekâna çöküyor, gerisini tahmin edebilirsiniz. Daha fazla detay şarkıda… Ama kimler değildir ki demek daha doğru olur çünkü gerçekten toplumca alıştık bu kadar olan bitene ve artık ne yapacağımızı da bilmiyoruz. Sadece görüyoruz onları…