Bakan Varank, Kamu Denetçiliği Kurumu’nca düzenlenen ’21’inci Yüzyılda İnsan Haklarının Geleceği’ konulu uluslararası konferansın ‘Dijitalleşmenin İnsan Haklarına Etkileri’ başlıklı oturumunun açılışını gerçekleştirdi. Bakan Varank, konferansın önemine değinerek, dijitalleşmenin olumlu etkileri olduğu kadar, bir taraftan bireylerin temel hak ve hürriyetleri üzerinde doğuracağı olumsuz etkilerin de söz konusu olduğunu söyledi.
Varank, “Özel hayatın gizliliği, verilerin korunmasını isteme hakkı, mülkiyet hakkı gibi anayasal hakların önemi dijital çağda da daha belirgin bir hale gelmiş oldu. Dijitalleşmen en büyük etkilerinden biri mahremiyetin ihlal edilmesi. Sosyal medya, akıllı cihazların kullanımı ile birçok kişisel veri ortaya çıkıyor. Bireylere ait bu verilerin hukuka aykırı olarak kullanımı ile birçok kişisel veri ortaya çıkıyor. Mahremiyet ve veri gizliliğinin korunması devletler için önemli bir düzenleme konusu. Ülkemizde bu alanda kişisel verilerin korunması kanununun kabulü ile önemli bir süreç bulunuyor. Bireylerin sahip oldukları haklar ayrıntılı olarak belirlenirken, kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilere önemli yükümlülükler getirildi. Bireylerin özel yaşamları ve iletişimlerine saygı gösterilmesi başlığı altında özellikle çocukların kişisel verilerinin korunması konusu ele alınması gereken önemli bir husus. Her alanda internet kullanımının hem ebeveynler hem de çocuklar tarafından önemli derecede artması çocuklar için ek tedbirlerin alınmasını da zaruri bir hale getirdi” diye konuştu.
‘YAYGARA KOPARANLAR BİR GÜN BİZE TEŞEKKÜR EDECEK’
Bakan Varank, dijitalleşmenin bir diğer yıkıcı etkisinin de nefret söylemi ve dezenformasyonun artması olduğunu söyleyerek, “Dezenformasyon yasası ile sosyal medya ve diğer dijital platformlar yolu ile nefret veya ayrımcı söylemler, yanlış bilginin yayılmasını engellemeyi amaçlıyoruz. Ancak bakıyorsunuz ‘dezenformasyon yasası’ hakkında bile dezenformasyon yapılabiliyor. Ben yürekten buna inanıyorum; bir gün bu yasa hakkında yaygara koparanlar, bir gün nefret söylemine maruz kaldıklarında bu yasa için bizlere teşekkür edecekler. Bir de dijitalleşmenin insan haklarının gelişimine sağladığı katkılara bakmak lazım. Pandemi ile birlikte uzaktan eğitim, dijital sağlık gibi sistemler faydalarını gördüğümüz sistemler. Dijitalleşmenin insan hakları üzerindeki etkileri, mülkiyet hakları anlayışındaki değişikliklerle de karşımıza çıkıyor; kripto paralar, nitelikli fikir tapular, dijital varlıkların, hak varlıklarının nasıl belirleneceği, miras hakkının nasıl uygulanacağı gibi tartışmaları da gündeme getiriyor. Dijitalleşme ile birlikte gündeme gelen farklı hususlar var, bunlar da ‘yeni haklar’ diyebileceğimiz haklar konusu. Bu alan detaylı incelenmesi gereken, her zaman insanı odağa koymamız gereken alan” dedi.
‘CUMHURBAŞKANIMIZIN BAŞVURUSU ANAYASA MAHKEMESİ’NDE BEKLİYOR’
Varank, bu alanların aslında siyasetin de gündemini belirleyen alanlar olduğunu vurgulayarak, “Daha önce Türkiye’de de bu tartışmaları çok yaşadık; sosyal medya mecraları insan hakları açısından değerlendirilmesi gereken alanlar mı yoksa şirketlerin kar amacı güttüğü alanlar mı? Twitter’ın sahibinin değişmesi ile birlikte politikalarının da değiştiğini görüyoruz. Anayasa Mahkememiz sosyal medya platformları ile ilgili farklı hak ihlali kararları verdi. Sayın Cumhurbaşkanımız da kendi kişisel hakkına yönelik yapılan hakaretlerle ilgili hak ihlali başvurusu yaptı; ama Anayasa Mahkememiz halen bu hususla ilgili karar vermiş değil. Bu alanlarda gerçekten insanı önceleyen ve insanların haklarına saygı duyacak şekilde bizim de politikalarımızı güncellememiz; ama aynı zamanda yargı süreçlerinin de dünyadaki gelişmeleri daha sıkı şekilde takip etmesi lazım. Bakınız Sayın Cumhurbaşkanımızın başvurusu Anayasa Mahkemesi’nde bekliyor. Kendisine yapılan hakaretlerle ilgili ben de şahsi olarak bir hak ihlali olduğuna inanıyorum. Ama işte burada hukukçular ne karar verecekler, bunlarla ilgili de doğru düşünmemiz, doğru yönde hareket etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.