Bakan Soylu, deprem bölgelerindeki son duruma ilişkin açıklamalarda bulunuyor. Bakan Soylu’nun açıklamalarından satır başları şöyle: 7 üzeri bir deprem olduğu bilgisi gelince bunun ülkemiz açısından ciddi sonuçlara ulaşabileceği duygusu beni kapladı. Bölge olarak Osmaniye, Kahramanmaraş olabileceğini ifade ettik bilgi gelince de merkezi olarak teyit ettik. Daha sonra nerede kim ne kadar etkilendi bunu teyit etmeye çalıştık. Bir 15 dakika sonrası zaten bunun bilgisini aldık ve oldukça yaygın bir alan olduğunu gördük. Fuat Bey aradı, AFAD’a geçtiğimizi söyledik. Hattı görünce ilk aldığımız değerlendirmeleri görünce yaptığımız ilk iş 4. seviye uluslararası yardıma çıktık. Bakan arkadaşlarımızla bir il dağılımı yaptık. Daha sonra hepimiz yola çıktık. Biz Sağlık Bakanımızla Maraş’a inmeye çalıştık ancak o an havaalanı kapalıydı. Daha sonra Gaziantep’e iniş yapabilidk. Nurdağı’ndan geçerken baktığımızda yol yarılmıştı. Buradan Kahramanmaraş’a geçtik. İnsanlarımız hayatını kaybettiler, bir taraftan medeniyetimizin en önemli sütunları devrildi.
Bunu deprem olarak değerlendirmek tam örtüşmüyor benim zihnimde. Özellikle Hatay’ın içerisinde gezerken belki arkası sağlamdır diye baktığınızda arkasının da tamamen çöktüğünü, binaların birbirine girdiğini görüyorsunuz. Çok ciddi bir tahribat var. O duygu çok farklı bir şey. Memleketiniz, ülkeniz… Savaş halinin çok daha üstünde bir tabloyla karşı karşıya kalıyorsunuz. O insanlar siz sorumlusunuz ve bir şey bekliyorlar. Zamanla yarıştığımız o süreçte büyük bir mücadele yapıldı. Benim neslimiz bunu gördü başka nesiller bunu görmesin. Burada bir devletin milletiyle beraber bir bütünlük içinde olduğunu gördük. Yollar kapalı, hava şartları yaşadığımız kışın en ağır şartları. Havalimanları kapalı. Telefonlar, elektrik, su hiçbir şey söz konusu değil. Bir tek şeye odaklandık: Arama kurtarmaya. Araçlar gelsin istiyoruz. 26 bin enkaz… Ve bunun her birinde aynı anda arama kurtarma çalışması yapılması lazım.
Kahramanmaraş’a inmek için çok zorladık. İnsanlar yardım talebinde bulunuyorlardı ve biz onlara size yetişeceğiz dedik. Özellikle AFAD’ın şöyle bir durumu söz konusu; bu senaryolar defalarca yapıldı. 2022 yılında binlerce tatbikat yapıldı. Madenlerden, hastanelere, okullara kadar tatbikatlar yapıldı. Son olarak birçok ülkenin katıldığı bir tatbikat yaptık. Böyle bir deprem olduğu zaman, 3. seviyede hangi illerin katılacağı, 4. seviyede hangi illerin katılacağı, hangi belediyeler katılacak, hangi ekipler katılacak hepsi bellidir. Burada 10 ayrı ilden bahsediyoruz. Kimisi 10 saatte gelebildi, kimisi 7-8 saatte gelebildi. Yan illerden yardım gelecekti ancak bu senaryoda çevredeki tüm iller etkilendi.
“DEPREM 3 HOLLANDA BÜYÜKLÜĞÜNDE ALANI ETKİLEDİ”
Orta ve ağır sınıf arama kurtarma seviyeleri önemli ölçüde yükseltildi. Ancak siz 26 bin enkazla karşılaştığınız zaman buna müdahale bir takım süreler istiyor. Burada bu deprem dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, hiçbir ülkenin bunun altından kalkabileceğini düşünmüyorum. 3 Hollanda büyüklüğünde bir alanı etkileyen bir depremden bahsediyoruz. Türkiye çok uzun zamandır bu hazırlıkları yapmamış olsaydı çok büyük bir kaos ile karşı karşıya kalırdı. 17. günde geldiğimiz noktada Hatay’da 2 bina var altında cenaze olduğunu düşündüğümüz. Diğer tüm bölgelerde çalışmalar tamamlandı. Çadır şehirler kuruldu, konteynerler kuruldu, kurulmaya devam ediyor. Herkes sahada kamunun bütün gücü sahada devam ediyor. Köylere kadar ulaşıldı. Birinci günün akşamı, 2. gün gidilemeyen köylere hava araçları ile ulaşıldı. Herkes ve her şey ile ulaşıldı. Gıdalar geldi, dağılım sağlandı. Türkiye 99’dan sonra bir ray değişikliğine gitti. Kentsel dönüşüm olsun, afet ile mücadele olsun.
KILIÇDAROĞLU’NA TEPKİ
Kılıçdaroğlu ‘asrın afeti diyerek algı çalışması yürütüyorlar’ gibi talihsiz bir açıklamada bulundu. İnsanın Hatay’ı görüp de böyle de bir değerlendirme ortaya koyması talihsizlik değilse kötü niyetlidir. Ne akılla, ne vicdanla bağdaşıyor. Sahada birçok şeyi yaşıyoruz. Bu deprem çok geniş bir alanda olduğu için koordinasyon gerektiriyor. Herkes bu bölgede hakikaten canla başla bir mücadele ortaya koyuyor. Bu insanlığın karşı karşıya kaldığı büyük bir yıkım ve dram.
Hem insana karşı büyük bir imtihandayız, hem kendimize karşı. Çalışacağız, gayret gösteceğiz ve bu imtihandan çıkacağız. Bu depremin başından beri sussalar belki daha çok katkı sağlayacaklar. Toplumun sinir uçlarını depreştiriyorlar. Bugün bir haber güya burada bir İtalyan hastanesi varmış devlet ilgisizmiş buraya geldiklerini bilmiyorlarmış. Sağlık Bakanlığımızın valiliğimizin kordinesinde yapılan işler bunlar. Bir insanın utanması gerekir. Burada umut bekleyen, bu şehirde hayatıma devam etmek istiyorum’ diyen insanlar var. Çadırda yaşayan insanın bir yeni normali olmuş. Çocuğa bir soru soruyorum ‘korktun mu?’ diye, ‘dişlerim titredi’ diyor. Bir siyasi lider çıkıp bir ülkede ‘bunu abartıyorlar diyebilir mi? Bu ülkede diyorlar. Siyaset her zaman yapabiliriz. Her zaman eleştirebilirsiniz. Bu asrın değil yerkürenin en büyük depremlerinden biridir. Bunu biz söylemiyoruz. BM’den buraya gelen ekipler de diyor.
Şuanda yüzde 75 ile 80 arasında hasar tespit oranı. 600 binden fazla bağımsız bölüm yıkılmış, acil yıkılıacak, ağır hasarlı ve orta hasarlı. Ticaret alanındakileri de eklerseniz 750 bini buluyor. Depremi abartıyorlar demek insafı, vicdanı, aklı bir tarafa bırakmak demektir. Her detayı tek tek inceledik, sahadaki bütün arkadaşlarımızın bilgilerini her şeyiyle değerlendiriyoruz. Çadır alanlarından sosyal marketlere kadar.
“DEVLET BURADAKİ GÜVENLİK GÜCÜNÜ 3’E KATLADI”
Burada ayakları bir tökezlese, bir kaos oluşsa da bundan yararlansak diye bakıyorlar. Toplam yüzde 20 özellikle mala karşı 9 suçta azalma var. Ama öyle bir atmosfer oluşturdular ki yağma var. Devlet buradaki güvenlik gücünü 3’e katlamış. Burada böyle bir şey söz konusu değil. 3-4 tane münferit olay olmuş olabilir onlar da yakalandı. Bu coğrafya bir medeniyet havzası. Burada 313 bin bölgede çadır dağıtılmış. En çok çadır da Hatay’a geldi. Defne ilçesinin başında Burdur valimiz var çok ciddi bir çalışma ortaya koyuyorlar. Neymiş buraya neden imam gelirmiş de psikososyal destek gelmezmiş. E var. Birçok arkadaşımız ulaştı buraya. Karşı karşıya kaldığımız dönemi zehirlemeye çalışmak yapılabilecek en büyük kötülüklerden biriydi.
Travmalarrını atmaları için devlet her adımı sağlayacak. Biz şehirlerin tahliye edilmesi konusunda milyonlar taşınma yapılacak, kamyonlarca. Şimdi şehirde iş makineleri çalışacak. Şehirde kamyonlar döküm sahalarına enkaz getirecek. Onun için Türkiye’nin birçok yerinde, milletimizin yüce gönüllülüğü ile bu bölgedeki vatandaşlarımız hem travmayı atlatmak hem de geçici ikamet olarak konaklıyorlar. Şehirler kendi içinde de nüfus değiştirdi. 1 yıllık planlama içineki yol haritasını değerlendiriyoruz. Kentsel dönüşüm Türkiye’de kaçınılmazdır. Şehirlerin kurulduğu yerler açısından, binaların yaşı açısından. Ana muhalefet partisi sanki bu bir düşmanlıkmış gibi, iş yapmayan aynı zamanda da iş yaptırmayan bir zihniyette. Yeni kurulan yerlerde hasar yok. Kentel dönüşüme karşıyız anlayışı ile bunu değerlendirmek ve bu konuda engel ortaya koymak acı bir öykü olarak kalır. Dersin ki sen kentsel dönüşümde bu yöntemi uyguluyorsun ben bunu uygulamak istiyorum. Bu tartışılır. Hak sahiplerinin bazıları, ya da işe ideoloji olarak yaklaşanlar meseleyi tıkıyorlar. Orası dönüşmüyor. Böyle bir afet ile karşı karşıya kalınınca da bunun acı bedellerini hepimiz ödüyoruz. Kentsel dönüşüm başlı başına bir. Bina sahibini ikna edeceksin, oturanı ikna edeceksin. Elinde bununla ilgili büyük bir imkan olacak. Çevrecilik düşüneceksin, medeniyet düşüneceksin. Birçok faktör ve bunu bir araya getireceksin. Benim kanaatim kentsel dönüşüm konusunda resen tedbir uygulamasıdır. Yeni bir başlangıç yapılmasıdır.
Tüm bunları yaparken şehrin hafızasından kopmamak lazım. Cumhurbaşkanımız bununla ilgili talimatları verdiler. Şehrin canlılığını devam ettirecek unsunlar nerede olabilir gibi unsurların ele alındığı toplantılar yapıldı. Şehrin belediyeleri siyasileri aynı zamanda bu işlerle uğraşan teknik odaları bir araya gelecekler. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yeni şehrin nereye olacağını değerlendiriyor. Bilimsel bir çalışma ile yapılacak bu. Geleceğe yönelik daha güçlü bir birliktelikle karar verilecek. Bunu her gittiğimiz afette gördüm. ‘Bu şehir bir daha ayağa kalkmaz’ gibi bir ümitsizlik umutsuzluk hali oluyor.
CAN KAYBI 43 BİN 556’YA YÜKSELDİ
Bu depremlerde kaybettiğimiz vefat sayımız 43 bin 556. Her bir hayatını kaybeden vatandaşımıza karşı sorumluyuz.
Bu travma ancak büyük bir birlik ve beraberlikle atlatılır. Biz bu insanlara karşı sorumluyuz. Hüznümüz var. İnsanlarımızı kaybettik, şehirlerimiz yıkıldı. Ama bu bizim umudumuzu ortadan kaldırmaz. Türkiye’nin her tarafından herkes burada. İşimiz bitmeden de buradan gitmeyeceğiz.
İSTANBUL’DA DEPREM TEDBİRLERİ
İstanbul’daki deprem Kuzey Marmara olmadan Osmangazi Köprüsü olmadan Avrasya olmadan bir İstanbul depremi ile karşı karşıya kaldığınızı düşünür müsünüz? Bütün bu hazırlıkların tamamı İstanbul’daki ulaşım düşünülerek yapıldı. Okulların büyük bir çoğunluğu yenildi. 3 yılda 700’ün üzerine toplantı yapıldı. Kentsel dönüşüm çalışmaları yapıldı, yapılmaya devam ediyor. İstanbul’da elbette dönüşecek binalar. Elbette çok büyük bir yapısal dönüşüme ihtiyaç var. Birçok toplantıya bizzat başkanlık ettim. Böyle bir durumda valilikler bile bellidir. Avcılar’da kim görevli belli, Çekmece’de kim görevli belli, Beşiktaş’ta kim görevli belli.
8 BİNE YAKIN ARTÇI YAŞANDI
Hatay’ı gördükten sonra bunu bir deprem olarak nitelendirmek mümkün değil. Oradaki fay büyük bir enerjiyi boşaltmaya devam ediyor. 8 bine yakın artçı deprem yaşandı bu bölgede.
Suriye düşmanlığı hemen kabartılıyor. Birileri bu zeminin oluşmasını istiyor. Böyle bir şey mümkün değil. Türkiye ilgi anlanlarını etki alanlarına döndüren bir ülke haline geldi. Toplumun en kırılgan zamanlarında yok demografik yapı değişecek, şuralarda bunu eksik yaptılar, yok alevi sünni ayrımı yaptılar gibi.