Geçen yıl Dubai’de toplanan Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde (COP28), dünyada 2050 yılına kadar nükleer enerji kapasitesinin 3 katına çıkarılması gerektiğinin vurgulandığını anımsatan Bayraktar, “Bu büyük bir sorumluluk. Pek çok şey gerektiriyor, nükleer enerji programımızla da oldukça uyumlu.” dedi.
Türkiye’nin büyüyen bir ülke ve enerji pazarı olduğunu kaydeden Bayraktar, “Ekonomimiz büyüyor ve endüstriyel büyümemizi ve talep artışımızı karşılamak için enerjiye ihtiyacımız var. Son 20 yılda enerji talebimiz elektrik ve gaz türünde 3 katına çıktı. Ancak geleceğe baktığımızda da önümüzdeki 20 yıl boyunca her yıl ortalama yüzde 4’lük bir enerji talebi artışı bekliyoruz. Bu da elektrik piyasasında pek çok değişiklik yapılmasını gerektiriyor.” değerlendirmesini yaptı.
Bakan Bayraktar, Türkiye’nin artan talebini yeşil enerjiden karşılamak istediklerini ifade ederek, “Yenilenebilir enerji kaynakları konusunda ve enerji verimliliğinde büyük bir potansiyelimiz var ancak kesinlikle nükleer enerjiyi de enerji karışımımıza eklememiz gerekiyor.” diye konuştu.
“Hedefimiz 2035’de 7,2 GW nükleer kapasiteye ulaşmak”
Bayraktar, Mersin’deki Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS) çalışmaların devam ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Akkuyu’da aynı anda 4 reaktör inşa ediliyor ama aynı zamanda hedefimiz 2035’de 7,2 GW nükleer kapasiteye ulaşmak ve 2050’de 20 GW nükleer enerji üretimine sahip olmak istiyoruz. Akkuyu’nun 4,8 GW olduğunu düşünürseniz, bu da Sinop’ta 4 reaktör daha, Trakya bölgemizde 4 reaktör daha inşa etmemiz gerektiği anlamına geliyor. Önümüzdeki 20-30 yıl içinde 5 GW civarında küçük modüler reaktörlere yöneleceğiz.”
Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin önümüzdeki birkaç yıl boyunca küçük modüler reaktörlere odaklanacağını dile getirerek, “Bu alanda büyük bir potansiyel olduğunu görüyoruz. Küçük modüler reaktörler, karbon nötre geçiş için oldukça önemli.” dedi.
Nükleer enerjinin sadece bir trend olmadığını, Türkiye’nin enerji güvenliği için, 2053’te net sıfır hedefine ulaşmak için de önemli olduğunu ifade eden Bayraktar, “Bu nedenle Akkuyu’yu inşa ediyoruz ancak Sinop projesinde Rosatom ile işbirliğimizi geliştirmek istiyoruz. Türkiye nükleer pazarına yatırım yapmak isteyen, Çin ve Güney Kore gibi başka ülkeler ve şirketler de var.” ifadelerini kullandı.
“Sinop’taki santralde rekabetçi fiyat ve yerlileşme istiyoruz”
Bayraktar, Sinop’a da Rusya’nın çok ciddi bir ilgi gösterdiğini aktararak “Türkiye’nin 3 temel beklentisi var. Bütün bu hem aslında Rusya’yla süren hem de Çinli şirketlerle süren müzakerelerde. Bir, biz rekabetçi enerji fiyatı istiyoruz. İki, mutlaka yerlileşme. Artık Akkuyu’dan da daha ileride bir yerlileşme hedefi istiyoruz. Daha çerçevesi ortaya konmuş bir yerlileşme planı istiyoruz. Üçüncüsü de bizim binlerce insan kaynağına ihtiyacımız var. Hem nükleer reaktörlerin, nükleer santrallerin yapımı esnasında hem de onların işletimi esnasında yani önümüzdeki 60-80 yıl boyunca. Dolayısıyla bu anlamda da bize önerilecek tekliflerin mutlaka bu 3 temel kriteri karşılayacak şekilde ve onları en iyi karşılayacak şekilde bize sunulmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Hedef elektriğin en az %20’sini nükleerden karşılamak
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu tek başına karşılayacağını belirten Bayraktar, “Ama önümüzdeki süreçte bizim artan talebimiz ve bu diğer santralleri yaptığımızda inşallah Türkiye enerjisinin %20’sini en az sadece nükleerden karşılamış olacak 2050 yıllara geldiğimizde” diye konuştu.