MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Antalya mitinginde açıklamalarda bulundu.
İşte Bahçeli’nin konuşmasından satır başları:
Yarın yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 28’inci Dönem Milletvekilliği Genel Seçimlerinin ülkemizin dirliğine, milletimizin birliğine, demokrasimizin geleceğine, insanımızın huzur ve refahına hayırlı ve kalıcı sonuçlar getirmesini Allah’tan niyaz ediyorum. Bunun yanında seçimlerin sağduyulu, sakin ve demokratik olgunlukla gerçekleşmesini diliyorum. Bugünkü toplantımızın tertip ve temininde emeği geçen tüm dava arkadaşlarımı içtenlikle kutluyorum.
Yarın sandığa gideceğiz, demokratik hakkımız ve vatandaşlık görevimizi doğrudan doğruya yerine getireceğiz. Her vatandaşımdan özellikle ricamdır, mutlaka sandığa gidiniz, mutlaka oyunuzu kullanınız, elbette kaderinize ve geleceğinize kararlılıkla sahip çıkınız. Aynı zamanda bugün Cumhurbaşkanlığı ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinin siyasi kampanya dönemine son noktayı koyuyoruz. 24 Nisan 2023 tarihinde Kastamonu ile başlayan ve Antalya’yla birlikte 23’üncüsünü yaptığımız açık hava toplantı sürecimizi tamamlıyoruz. Sizlere hitap ettikten sonra artık Ankara’ya döneceğiz. Oyumuzu da Ankara’da kullanıp seçim sonuçlarını anbean takip edeceğiz.
Yeni yüzyılın içindeyiz. Yeni bir hayatın eşiğindeyiz. Yeni Türkiye’nin temellerini atıyoruz. “Gelenin Türk Asrı, Geleceğin Gücünün Türkiye” olduğu inancındayız. Türkiye’mizi daha da büyütüp zenginleştirecek hazırlıklarımız vardır. Türkiye’mizi daha da yükseltecek hedeflerimiz vardır. Milli birlik ve dayanışma azmimizi daha da perçinleyecek heyecanımız vardır. Yarın Anneler Günü’nü kutlayacağız. Milletimizin gelecekte var olabilmesi, nesillerin sağlıklı, şuurlu ve milli bir zihniyetle yetişmeleri öncelikle ailelerinden alacakları eğitime ve terbiyeye bağlı olacaktır. Bu itibarla, annelerimiz geleceğin muhterem mimarlarıdır. “Cennet annelerin ayakları altındadır” kutlu seslenişi anneliğe verilen mukaddes değerin de işaretidir. Elbette, elleri öpülesi annelerimizi yılın bir gününde hatırlamamız ve anmamız asla doğru değildir. Onlara, yaşadığımız müddetçe en değerli hazinemiz olarak bakmamız, hürmetle yaklaşmamız öncelikli manevi sorumluluklarımız arasında yer almalıdır. Yemeyen yediren, giymeyen giydiren, göz nuruyla, binbir emekle bizleri büyüten annelerimizin Anneler Günü’nü can-ı gönülden tebrik ediyorum. Elleri öpülesi şehit analarımıza saygılarımı sunuyor, her zaman yanlarında olduğumuzu bu vesileyle ifade etmek istiyorum. Annelerimizin gözünden yaş akmasın. Annelerimiz ciğeri yanmasın, çocuklarımız yetim kalmasın.
YOLUMUZ KESMEK İSTİYORLAR
Antalya’ya sonuna kadar güveniyorum. Ya onurlu ve huzurlu bağımsız bir millet olarak yaşayacağız, Ya da küresel oyunlara boyun eğerek her türlü zillete katlanacağız. Ya işbirlikçilerin, ihanet lobisinin, Türk ve Türkiye düşmanlarının tahriklerine ve mütecaviz emellerine boyun eğeceğiz. Ya da milli kimliğin güvencesi, milli devletin savunucusu, milli birlik ve kardeşliğin sevdalısı Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı’na destek vereceğiz. İnanıyorum ki Antalyalı kardeşlerim, sorunlara başkent Ankara’dan bakan; Meseleleri Türkçe okuyan; Milli Mücadele ruhunu taşıyan; Cumhuriyet değerlerine sahip;
İnançlara saygılı, insan onuruna bağlı, milli ve manevi değerleri özümsemiş Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı’nı sahiplenecektir. Hamd olsun gelişmeler de bu yöndedir. Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefleri için cumhurun zaferi milli bir zarurettir. Lider Ülke Türkiye’ye ulaşmak için yarın kilit önemdedir. Ortak paydamız, vatan ve bayrak sevgisidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıldönümü yeni bir demokratik şahlanışa sahne olmalıdır. Yolumuzu kesmek istiyorlar, müsaade etmeyiniz. Yürüyüşümüzü durdurmak istiyorlar, müsamaha göstermeyiniz. Milletimizi etnik ve mezhep temelinde ayrıştırmak istiyorlar, fırsat vermeyiniz. Ülkemizi küresel emperyalizmin denetim ve kontrolüne sokmak istiyorlar, imkan tanımayınız. Özerk yönetimin, federasyonun, Kürdistan’ın önünü açmak, bölünmüş ve parçalanmış bir Türkiye’nin oluşmasını istiyorlar, asla tahammül etmeyiniz.
Geldiğimiz bu aşamada HDP neyse CHP ve İYİ parti aynısıdır. Aralarında hiçbir fark kalmamıştır. Yeşil Sol Parti demek CHP ve İYİ Parti demektir.
PKK hepsini birden ele geçirmiştir. Samimiyetle uyarıyorum, CHP’ye ve İYİ Parti’ye oy veren kardeşlerimizin dikkatini çekiyorum: Kemal Kılıçdaroğlu’na verilecek her oy Kandil’e gidecek, teröristlere can simidi olacaktır. Kemal Kılıçdaroğlu’na verilecek her oy saldırı, suikast ve kanlı eylemlere hizmet edecektir.
CHP’ye ve İYİ Parti’ye verilecek her oy Türkiye’nin önünü kesecek, Türk milletinin tarihi yürüyüşünü sekteye uğratacaktır. İnanıyorum ki, Antalya bu vebale ortak olmaz, olamaz. Antalya PKK’nın gölgesine saklanan, FETÖ’nün maskesini takan Kılıçdaroğlu’na olur vermez, veremez. Hiç kuşku yok ki, zillet ittifakı terör örgütleriyle aynı karede, aynı hizada, aynı gayededir. Küresel emperyalizm zillet ittifakını ele geçirmiştir.
DEMİRTAŞ’I SERBEST BIRAKACAKLARINI VAAT EDİYORLAR
Yeminli Türkiye düşmanları umudunu zillet ittifakına bağlamıştır. Antalya bu yürek yaralayıcı siyaset anlayışına nasıl sabır gösterecektir? Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, terörist Demirtaş’ı serbest bırakacağını vaat etmiştir. Bu teröriste “şeref madalyası takacağım” demiştir. YPG’nin vatanını koruyan örgüt olduğunu söylemiştir. Türkiye’nin beka sorunu olmadığını, asıl devletin beka sorununa dönüştüğünü namertçe ileri sürmüştür. Türk milliyetçiliğine utanmadan iftira atmıştır. Üstelik toplumu böldüğünü, iç düşman yarattığını, kutuplaştırdığını ve ilkel olduğunu ifade edecek kadar akıl ve zeka ölçülerinden kopmuştur. Türklüğü Anayasa’dan çıkarma sözü verenlerle can ciğer kuzu sarması olmuştur. Kılıçdaroğlu Anayasa’nın 66’ıncı maddesinde ifade edilen, “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.” çerçevesindeki Türk vatandaşlığı tanımından rahatsızlığını göstermiştir.
Kapsayıcı ve kuşatıcı bir vatandaşlık tarifinden yana olduğunu iddia etmiştir. Yani Türk’lüğü düşman gören bir şahıs Cumhurbaşkanı adayıdır. Ahlaklı insan sorumluluk duygusu yüksek insandır. Zillet ittifakında ne ahlak ne de sorumluluk duygusu vardır. Sürekli yalan söyleyen, milleti aldatan bir ittifak ve bu ittifakın adayı karşımızdadır. Biliniz ki, yalandan vergi alınmış olsaydı, zillet ittifakını oluşturan partilerin hepsi iflas bayrağını teker teker çekerlerdi.
Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyetle sorunu vardır. Kılıçdaroğlu’nun Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile sorunu ağırdır. Irak ve Suriye tezkerelerine hayır diyerek PKK’nın emellerine hizmet eden bir şahıstan Türkiye Cumhurbaşkanı olamaz. Bölücü teröristlerin desteğini alan, İstiklal Marşımıza, al bayrağımıza, üniter devlet yapımıza ve milli kimliğimize husumet besleyenlerle ortaklık kuran bir şahıstan cumhura baş olamaz, olmamalıdır.
KILIÇDAROĞLU DEMİRTAŞ’A SİPER OLDU
“Türkiye maalesef Azerbaycan’a yardım ediyor” diyen bir partiden Türkiye’ye hayır gelmez. Antalya böylesi bir bölücü işbirliğini affetmeyecek, yarın bunun hesabını Kılıçdaroğlu’ndan ve zillet partilerinden birer birer soracak, burunlarından fitil fitil getirecektir. Terörist Demirtaş, İmralı canisinin heykelini dikeceklerini söylüyordu. 6-8 Ekim olaylarında 51 kişinin ölümüne neden olmuştu. Kılıçdaroğlu terörist Demirtaş’a siper olmuştur.
Haine merhamet mazluma ihanettir. Teröriste acımak milli birlik ve kardeşliğimizi yok saymaktır. Şerefin tavizi olmaz, namusun tavizi olmaz, bunlarla mündemiç vatanın tavizi olmaz, milletin tavizi olmaz, devletin teslim olması diye bir şey söz konusu olamaz.
Beş kuruşa vatan satan, üç kuruşa köle, bir dolara da hain olur. Nefsine yenilen iki dünyasını da kaybeder. Bugüne kadar, Türk milleti köleliği, zilleti, hezimeti, meskeneti, teslimiyeti, istila heveslerini elinin tersiyle itmiş, her defasında kafasını ezmiştir. Millet bizimledir, zafer sabredenlerindir, sefer bizden, gayret bizden, mücadele bizden, takdir Yüce Allah’tandır, taltif Antalya’dandır. Antalya sevdalılarını mahcup etmeyecektir. Bölücüye, teröriste, vandallara, vatansızlara, milliyetsizlere, iblis piyonlarına, yıkım müteahhitlerine, zillet ittifakına bırakılacak ne ülkemiz ne de yurdumuz vardır.
Maalesef ve aleni şekilde görülüyor ki, CHP ve İYİ Parti yönetimi PKK’yla sadece ittifak halinde değil, bu bölücü ve cani örgütün yedeği haline gelmişlerdir.
Bir terörist çıkıp demiş ki: “14 Mayıs’ta sadece Cumhurbaşkanı değil, sistem de değişecek.” Yine bir başka terörist adeta kin ve nefretini kusarak şöyle konuşmuş: “Türkiye’nin Suriye ve Irak’tan geri çekilmesini sağlayacağız.” İngiliz The Economist Dergisi, muhalefetin iktidar olması halinde güney sınırlarımız boyunca bir terör koridorunun açılacağını, Türk dış politikasının tamamen değişeceğini, S-400 Hava ve Savunma Füze Sistemi’nin de depoya alınıp çürümeye bırakılacağını iddia etmiş. Kılıçdaroğlu ABD’yi selamlamak amacıyla Rusya’yı hedef almış, son günlerdeki rezil montajlardan, ahlaksız kumpaslardan bu ülkeyi sorumlu tutmuştur. Rusya yönetimi de bu iddiayı reddetmiştir. Kılıçdaroğlu emperyalizmin ağına takılmış, hitabında Türkiye’yi teslim etmek için pusuya yatmıştır. Türkiye’nin Doğu ile Batı arasındaki dengeli politikası sömürgeleşmiş Kılıçdaroğlu’nu çılgına çevirmektedir. Bunu gelsin de Antalya’da söylesin.
Sebze üreticilerimizin gözüne baka baka, turizm sektöründe faaliyet gösteren işadamlarımızın huzurunda yüreği yetiyorsa anlatsın. Kılıçdaroğlu ihracatımıza darbe vurmak için tetikte beklemektedir. Kılıçdaroğlu turizm sektörüne zarar vermek için elinden geleni ardına koymamaktadır. CHP’nin başına kasetle oturan bu şaibeli şahıs, yeni bir kaset skandalıyla bir Cumhurbaşkanı adayının çekilmesine hizmet etmiştir. CHP yönetimi kulislerin ve kara kampanyaların eline düşmüştür.
ÇABALARI BEYHUDE
Bu çerçevede yedi düvel yarına odaklanmıştır. Haçlı bakiyeleri 14 Mayıs için senaryo geliştirip son kozlarını oynamaktadır. Ne kadar Türk ve İslam düşmanı varsa zalimlerin paravan Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu’nun arkasında durmaktadır. Terörü aklamaya, arkalamaya, arındırmaya ve asıl maksadını saklamaya niyetlenen ülkeler 14 Mayıs için muhal boş hayal kurmaktadır. Hakkından vazgeçmiş bir Türkiye’nin özlemini çekiyorlar. İçine kapanmış, iç meselelere gömülmüş, etnik ve mezhep bölünmesine düşmüş, tarihi ve kültürel iddialarından kopmuş bir Türkiye için ayin yapıyorlar. Ancak hevesleri boşuna, çabaları beyhudedir.
Çünkü sıra ve söz aziz milletimizdedir. Teröristin hükmü Türkiye’ye geçemez. Bebek katillerinin telkin ve temennileriyle yaprak bile kımıldayamaz. Küresel emperyalizmin borusu Türk vatanında ötemez. Karşımıza kim gelirse gelsin, nasıl bir güce ve imkâna sahip olursa olsun, son nefesimize, son damla kanımıza kadar milli şerefimizi, milli varlığımızı, istiklal ve istikbal haklarımızı gözü kara şekilde koruyacağız. Biz Türkiye’yi yolda bulmadık, zillete ve destekçilerine bırakmayacağız.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ezberleriyle ülkemizi siyasi istikrarsızlık yıllarına geri götüremezler. Cumhurbaşkanı yardımcı sayısının her gün arttığı dokuz başlı zillet korkuluğuna Antalya tahammül etmez, geçit vermez. Zillet ittifakının tek yaptığı koltuk ve makam taksimidir. İşleri güçleri rant takviyesi, ikbal tahkimidir. Tek bir projeleri yoktur. Gündeme ve geleceğe dönük tek bir mesajları, hazırlıkları, üstelik heyecan ve birikimleri yoktur. Türkiye’de istikrar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle sağlanmıştır. Geride kalan yaklaşık beş yıllık dönemde ülkemizin karşılaştığı ağır sorun ve saldırılar Parlamenter Sistemin egemenliğinde gerçekleşmiş olsaydı hiç birinin altından kalkamaz, üstesinden gelemezdik.
GÜNEŞİ BALÇIKLA ÇALIŞMAK AKILSIZLIKTIR
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kazanımları sayesinde, devletin ve hükümetin tesirli mücadelesiyle krizlere zamanında mukavemet edilmiştir.
Siyasi ve ekonomik operasyonlara her anlamda direnç gösterilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi güvenlik, refah, huzur ve barış iklimini derinleştirmiş; kuvvetler ayrımını netleştirmiştir. Kazanan Türkiye olmuştur. CHP’sinden İYİ Partisi’ne varıncaya kadar koalisyon dönemlerine övgüler düzen siyasi zihniyetler milletimizin ve ülkemizin muntazam gerçekleriyle ters düşen aymazlardır. Bunlar iş bilmez, yol bilmez, erdem bilmez, ahlak bilmez.
Akıntıya karşı kürek çekmek nafiledir. Güneşi balçıkla sıvamaya çalışmak akılsızlıktır.
Ülkemizi boyunduruk altına almayı planlayanlara hep beraber duvar öreceğiz. Can pahasına da olsa Türkiye’mize sahip çıkacağız. PKK’nın elebaşlarından terörist Mustafa Karasu “AK Parti’yle MHP’yi yıkmalıyız, yoksa bizi yok edecekler” dedi mi demedi mi? Elbette dedi. İnşallah bunları sadece yıkmakla kalmayacağız, kökünü kazıyacağız. PKK, zillet ittifakına destek veriyor mu? Hem de açık şekilde arkasında duruyor, terör baronları gizlemeye ihtiyaç duymadan destek mesajlarını ardı arkasına paylaşıyor. PKK, YPG, FETÖ, DHKP-C, DEAŞ, Rum ve Ermeni diasporası AK Partiyle MHP’nin zaafını kolluyorlar mı? Evet kolluyorlar. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne saldırıyorlar mı? Evet bunu da yapıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, beyhudedir.
Makus sondan hiçbirisi kurtulamayacaktır.
Mecliste güçlü bir Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, dünyada güçlü bir Türkiye demektir. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı güçlü ise vatandaşımızın karnı tok, başı dik, alnı açıktır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı güçlü ise demokrasi güvence altındadır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı güçlü ise “Lider Ülke Türkiye” hedefi, “Türk ve Türkiye Yüzyılı” vizyonu Allah’ın izniyle gerçekleşecektir. Milletimize hangi sözü vermişsek 27’inci Dönem TBMM’de yerine getirdik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin geride kalan yaklaşık beş yıllık uygulama döneminde, Cumhur İttifakı olarak kronik sorunlara neşter vurduk. Çözümsüz gibi duran tüm sorunları çözmeyi başardık. Cumhur İttifakı’nın umut olduğunu gösterdik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin muktedir ve müstesna kazanımlarıyla ülkemizin önünün açılmasına gururla şahit olduk. Aynısını 28’inci Dönem TBMM’de de yapacağız.
Sizlerin desteğiyle mutlaka başaracağız.