Oppenheimer filminin ünü, her ne kadar New Mexico eyaletindeki başarılı deneme sayesinde ilk nükleer bombayı yaratan ABD’li bilim adamı J. Robert Oppenheimer’ın başarısına dikkati çekse de, 80 yıl sonra halen hikayenin tam olarak anlatılmadığını düşünenler var.
New Mexico eyaletinde yaşayan Tina Cordova, aile albümünün sayfalarını hüzünle çevirirken, “İki dedem de kanser oldu, iki ninem de kanserdi, babam üç farklı çeşit kansere yakalandı, kız kardeşimde de kanser var” diyor.
“Sayısız amca, teyze, dayı, hala, kuzen kaybettim kanser yüzünden. Ve benim ailem de tek değil” diyen Cordova, atom bombasının deneme testi olan Trinity’nin gerçekleştiği alandan iki saat uzaklıktaki bir mesafede bulunan Albuquerque şehrinde yaşıyor.
BBC muhabirleri Emma Vardy ve Sam Granville’in haberine göre Trinity testinin yarattığı radyasyondan etkilendiği düşünülen topluluklara “rüzgarın estiği yönde bulunanlar” anlamına gelen “Downwinders” ismi veriliyor.
Trinity, dünyanın ilk atom bombası denemesiydi.
Bu deneme, yönetmen Christopher Nolan’ın başyapıtı Oppenheimer filminin de merkezinde yer alıyor. Oppenheimer adlı bilim adamı ile diğer bilim insanları ve mühendislerin II. Dünya Savaşı’nın sona ermesinde rol oynayan atom bombasını nasıl geliştirdiğini anlatıyor.
Cordova ise 13 dalda Oscar adaylığı olan filmin, atom bombası denemesinin kuşaklardır ailesi üzerinde yarattığı asıl etkiye değinmediğini düşünüyor.
Filmde, bilim insanları rüzgarlı bir gecede gerçekleştirilen test sırasında karanlık camlı gözlükler takarak deneyi izliyor.
23 yaşındaki yeğeni gibi tiroid kanseri teşhisi konulan 39 yaşındaki Cordova, bu rüzgar yüzünden beklenmeyen etkilerin ortaya çıktığını anlatıyor: “Trinity bombası ve daha sonra Nevada’da patlatılan bombalar sırasında radyasyona fazlasıyla maruz kaldığımıza inanıyoruz.”
ABD’de kanser ikinci en fazla rastlanan ölüm nedeni. Radyasyon ve kanser arasındaki bağlantı kesin olarak ispatlanamamış olsa da, Cordova, kuşaklardır ailesindeki yüzlerce kişinin hastalıklarına dair belgeleri olduğunu söylüyor.
ABD hükümeti testlerin yapıldığı alanlarda yaşayanlara yıllar sonra maddi yardım sağlanması için bir fon kurdu, ancak New Mexico bu fona dahil edilmedi.
Haziran ayında New Mexico’nun da dahil edilmesini öngören yasa tasarısının tarihi geçecek; ancak Senato’da bu hafta onaylanan yasa tasarısı, Temsilciler Meclisi’nde de onaylanırsa bu durum tersine dönecek.
Cordova, filmde atom bombası yüzünden Japonya’da yaşayan insanların nasıl acı çektiğine değinilirken New Mexico’nun konu dışında bırakıldığını vurguluyor.
Bilim insanlarının denemeyi gerçekleştirirken yaşadığı Los Alamos kasabasındakiler ise filmin ekonomilerine sağladığı katkı yüzünden memnun.
Annesi ve babası bilim insanı olan Todd Nickols, “Babam nükleer fizikçi annem ise genetikçiydi; bizim için burası büyümek için çok güzel bir yerdi. Bilim ve teknolojiden ötürü gurur duyuyoruz” diyor.
Oppenheimer’ın bir heykelinin bulunduğu kasabada isminin yollara verildiği ve hediyeliklerinin satıldığı görülüyor.
Nickols, “Kesinlikle atom bombasının yol açtığı ölümleri görkemli bir şekilde anmıyoruz; çok çok korkunç bir durumdu. Ancak II. Dünya Savaşı da korkunçtu” diyor.
Los Alamos, ülkede kişi başına düşen doktora sayısı bakımından ilk sırada yer alıyor.
Bugün Los Alamos’taki bilim insanları nükleer savaş başlıklarının üretilmesinde halen önemli bir rol oynuyor.
Hoppenheimer isimdeki barda çalışan Gerald Burns ise, “Dedem laboratuvarda çalıştı; annem laboratuvarda çalıştı, sanırım üç kuşaktır laboratuvarda çalışmayan tek aile üyesi benim” diyor.
Film sayesinde kasabaya turistik bir akın yaşandığı aktarılıyor.
Albuquerque’deki savaş karşıtı kampanyacılar ise “Nükleere hayır de” pankartlarıyla bölgede atom bombası karşıtı bir duruş yaratmaya çalışıyor.
Cordova ise filmin başarısının New Mexico’daki ölümlere dikkat çekmesini umuyor.
New Mexico’da yaşayanlar olmadan araştırmanın da filmin de olamayacağını aktaran Cordova, “Utanmaları gerek, gerçekten iyi bir şey gerçekleştirmek için fırsatları vardı” diyor.