Atatürk’ten başka kimsenin bilmediği detay! Bandırma Vapuru aslında Şişli’den yola çıktı

Derleyen: Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr – Mustafa Kemal’in Türk halkı için başlattığı kurtuluş mücadelesinin en önemli adımlarından biri olan ve ’19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’ olarak kutlanan gün, yarının geleceği olan gençlere armağan edildi.?Atatürk’ün ‘kurtuluş’ yolculuğunu gerçekleştirdiği Bandırma Vapuru ise bir milletin kaderinin nasıl çizidiğini ortaya koyan birbirinden kıymetli detaylara sahip.

Mustafa Kemal Atatürk, Bandırma Vapuru’yla Samsun’a çıkmadan önce Ordu Müfettişliği yetkisini aldıktan sonra duygularını, “Talih bana öyle uygun koşullar hazırlamış ki, bakanlıktan çıkarken duyduğum coşkudan dudaklarımı ısırdığımı anımsıyorum. Kafes açılmış, önünde geniş bir evren, kanatlarını çırparak uçmaya hazırlanan bir kuş gibiydim” diyerek aktarmıştı.

41 YILLIK GEMİ HAKKINDA DEDİKODULAR

Ordu Müfettişliği görevi verildikten sonra Atatürk, Samsun’a çıkmadan evvel, Şişli’deki evinde yol hazırlıkları yapıyor aynı zamanda güvendiği arkadaşlarıyla da görüşmeyi ihmal etmiyordu. Yolculuğuna neyle ve nasıl çıkacağı hakkında fikirler üretiyordu. Çünkü Birinci Dünya Savaşı sürecinde Osmanlı donanmaları da çok hasar görmüştü. Diğer gemiler ise onarım için Almanya’ya gönderilmişti. Bu bakımdan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Samsun’a götürmek için eldeki olanaklara uyularak Bandırma Vapuru ayrılmış ve geminin süvariliğine de 01.05.1919 tarihinde İsmail Hakkı Kaptan atanmıştı.

41 yıllık gemiyi Karadeniz’in dalgalı sularına sürmek pek güvenli olmadığından Bandırma hep Marmara Denizi’nde yolculuk yaptı. Ancak kaptan İsmail Hakkı iyi bir kaptan olmasının yanı sıra Karadeniz’i iyi bilen bir insandı. Birlikte yola çıkacağı kaptanı Mustafa Kemal Şişli’deki evine çağırdı. Oturup gemi hakkında bilgi vermesini istiyordu. Birlikte gidiş rotasını hesapladılar, geminin özelliklerini gözden geçirdiler. Kaptan, Atatürk’e geminin 41 yıllık olduğunu ancak bazı hazırlıklar yapılırsa yola çıkabileceklerini söylemişti. Bu arada Bandırma vapuru hakkında söylenti ve dedikodular da arttı. Şöyle ki geminin iki pusulasının çalışmadığı, kaptanın acemi olduğu ve Karadeniz’e ilk defa çıkacağı konuları başta gelen dedikodulardı.

Kaptan İsmail Hakkı ve İngilizler’in Atatürk’ün Samsun’a gidebilmesi için verdiği vize

HAZIRLIK 16 GÜN SÜRDÜ

Bandırma Gemisi 1878’de İskoçya’da inşa edildi. Ağırlığı 192 ton, boyu 47,7 metre olan bir yük gemisiydi. Gemi (1878-1883) Britanya bandırası ile Torecarderto adıyla 5 yıl, daha sonra Yunanistan bandırası ile (1883-1894) Kymi adıyla 9 yıl çalıştırıldı. Kymi gemisi 1894’de o zamanki Deniz Yolları İşletmesi anlamına gelen Osmanlı İdare-i Mahsusa’sına devredilmiş ve Türk bayrağı çekilerek, adı ‘Panderma’ olarak değiştirildi. Gemi Panderma adıyla 16 yıl Marmara Denizi kıyılarında, Tekirdağ, Mürefte, Şarköy, Kara Biga, Erdek arasında yük ve yolcu seferleri yapmıştı. İdare-i Mahsusa’nın statü değiştirerek 28 Ekim 1910 yılında Osmanlı Seyrüsefain İdaresi adını almasıyla, geminin adı ‘Bandırma’ olarak değiştirildi.

Mustafa Kemal Ataürk, böylesine uzun bir geçmişe sahip olan gemiyle ilgili anlatılan her şeyi sessizce dinledi, sonra da isteklerini söyledi. Yol boyunca gemi mümkün olduğu kadar kıyıya yakın bir rota izleyecekti. Bundaki amaç, düşman savaş gemilerinin muhtemel saldırılarından korunup en hızlı yoldan karaya geçmekti. Yolculuk Samsun’da noktalanacaktı. Muhtemel bir tehlike anında Sinop’a çıkabilirlerdi. Bandırma vapurunun hazırlığı 16 gün sürdü.

‘NE AHMAKLIK! SİLAHLA CEPHANE ARIYORLAR’

Hazırlıkların ardından Mustafa Kemal Atatürk annesi Zübeyde Hanım ve kız kardeşi Makbule Hanım’la vedalaşmış, onlarla bir süre görüştükten sonra Beşiktaş Vapur İskelesi’nden Askeri sevk motorlarından birine binmişti. Bandırma Vapuru ise kız kulesi açıklarında bekliyordu. Kalkıştan önce vapur, müttefikler tarafından denetleniyordu. Bu denetimler için Mustafa Kemal, “Ne ahmaklık! Silahla cephane arıyorlar. Bizse, kafamızla inancımızı götürüyoruz” demişti.

İstanbul Şişli’deki evinden 16 Mayıs’ta ayrılan Mustafa Kemal’e, vapura binmeden, Bandırma Vapuru’nun Karadeniz’de batırılacağı istihbaratı iletildi. O gün yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Bir an düşündüm. Bu dakikada düşmanların elinde idim. Bana her istediklerini yapamazlar mıydı? Beynimden bir şimşek geçti. Tutabilirler, sürebilirler fakat öldürmek! Bunun için beni Karadeniz’in coşkun dalgaları arasında yakalamak lazımdır. Bu ihtimal mantıklı idi. Ancak benim için artık yakalanmak, tutuklanmak, sürülmek, düşüncelerimi yapmaktan alıkonmak hepsi ölmekle denk idi. Hemen karar verdim, otomobile atlayarak Galata rıhtımına geldim.”

FARKLI BİR ROTA İZLEDİ

İstanbul Boğazı’ndan Karadeniz’e çıktıktan sonra hafiften esen rüzgâr birden şiddetlendi, 192 tonluk gemiye yüklenmeye başladı. Geminin İstanbul’dan hareketinden bir süre sonra, İngiliz İşgal kuvvetleri tarafından bir destroyer gönderilerek, Bandırma Vapurunu geri çevirmek ya da batırmakla görevlendirildi.

Ancak Bandırma Vapuru İngiliz işgal kuvvetlerinin planladığı rotayı takip etmediği için yakalayamadılar. Bandırma Vapuru 18 Mayıs 1919 günü Saat 12 civarı Sinop Limanı’na girdi. Bandırma Vapuru 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü sabah 08.15’de Samsun’a demir attı. Dil İskelesi açığına demir atan Bandırma Vapuru’ndan taka aracılığı ile Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları karaya ayak basmışlardı.

KURTULUŞ HAREKÂTINI BAŞLATACAĞINI KİMSE BİLMİYORDU

19 Mayıs 1919 günü Samsun’a çıkan genç generalin kurtuluş harekâtını başlatacağını kimse bilmiyordu. Kendi deyimiyle “Kendisini İstanbul’dan uzaklaştırmak ve Anadolu dağlarında çürütmek isteyenlerce 9. Ordu Müfettişliği ile görevlendirildi, ancak müfettişliği kabul ederken görevinin geniş yetkilerle donatılmasını sağlamıştı. Resmi görevi Samsun ve çevresinde başkaldıran bazı çeteleri yola getirmekti. Ancak Samsun’a gitmek Atatürk için ona verilen görevden fazlasıydı ve bu yıl 100. yılı kutlanacak olan Cumhuriyet’in ilk adımlarından biri atılmış oldu. Bandırma Vapuru’nda Ataürk’e yalnızca kaptan eşlik etmemişti. Gemide Atatürk ile birlikte 22 kişiden oluşan karargâhı, 25 er ve erbaşlar, 8 müşavir ve kâtipler, 21 gemi personeli olmak üzere toplam 76 kişi bulunmaktaydı.

Bandırma Vapuru, asil görevini tamamlamasının ardından 6 yıl boyunca posta taşıma hizmetinde bulundu, 1925’te ise hurdaya çıkarılarak parçalandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir