Antik Roma’dan esinlenen yeni çimento teknolojisi


Günümüzde inşaat sektöründe kullanılan çimentoyu üretmek için aşırı yüksek sıcaklıklara ihtiyaç duyuluyor ve bu süreç büyük miktarda karbondioksit (CO₂) salınımına yol açıyor. Ancak Sublime Systems adında bir girişim, bu durumu kökten değiştirmeyi hedefliyor. MIT’den araştırmacılar tarafından kurulan bu girişim, sürdürülebilir çimento üretim yöntemi geliştirdi. Bu yenilikçi yaklaşım, geleneksel üretim süreçlerinde kullanılan yüksek sıcaklıkları ortadan kaldırarak karbon salınımını minimize ediyor.

Romalılardan ilham alındı

Geleneksel çimento üretimi, 1450 santigrat derecenin üzerinde sıcaklıklar gerektiren oldukça enerji yoğun bir işlem. Tüm bu işlem atmosfere muazzam miktarda karbondioksit salıyor ve bilim insanları bu nedenle çimento üretimini sürdürülebilir bir işlem haline getirmenin yollarını arıyorlar. Aktarılanlara göre yılda çimento yılda yaklaşık 4 gigaton emisyon yaratıyor ve 2050 yılına kadar bunun yılda 6 gigaton olacağı tahmin ediliyor.

Ancak esasında “yeşil” çimento üretimi bundan yüzyıllar önce Romalılar tarafından çözülmüş bir şeydi. O dönemdeki yapıların halen ayakta olduğu düşünüldüğünde Romalıların ürettiği çimento aynı zamanda oldukça da dayanıklı. Sublime Systems ise Romalıların başarısını modern teknolojiyle tekrarlamayı hedefliyor.

Roma İmparatorluğu döneminde kullanılan çimentonun kalıcılığı ve dayanıklılığı, bu yeni üretim metoduna ilham kaynağı olmuş durumda. Sublime Systems, elektro-kimyasal bir süreç kullanarak geleneksel portland çimentosunun yerine geçebilecek bir ürün geliştirdi. Yeni çimento üretim tekniğinde yüksek sıcaklıktaki fırınlara ihtiyaç duyulmuyor ve elektrik temelli bir reaksiyon yaklaşımı kullanılıyor. Bu yöntem, karbondioksit salınımının büyük kısmını oluşturan kireç taşını kullanmadan ve yüksek sıcaklıklara ihtiyaç duymadan, benzer dayanıklılıkta çimento üretebiliyor.

Detaylarına baktığımızda portland çimentosunun devasa karbon ayak izinin temelinde, ağırlığının yaklaşık yüzde 50’si CO₂ olan kireç taşı kullanımı yatıyor. Bu CO₂’nin neredeyse tamamı, kireçtaşının yüksek sıcaklıklara ısıtılarak kireç elde edilmesi sırasında açığa çıkıyor. Isıtma işlemi de kendi başına muazzam miktarda CO₂ oluşturuyor, çünkü 1.450 C sıcaklık gerektiriyor, bu da verimli bir şekilde elektriklendirilmesi zor bir sıcaklık.

Sublime’ın ekibi, elektrokimya kullanarak ortam sıcaklığında kalsiyum silikat kayalarını parçalayan elektrokimyasal bir süreç geliştirdi. Reaksiyon bol miktarda hammadde ile çalışıyor ve kurutulup Sublime’ın çimentosuna karıştırılan reaktif kalsiyum ve silikatlar üretiyor.

Dünya genelinde çimento üretimi, insan kaynaklı karbondioksit salınımlarının yaklaşık yüzde 7’sinden sorumlu. Sublime Systems, bu büyük çevresel soruna yenilikçi bir çözüm sunarak, küresel karbon emisyonlarını önemli ölçüde azaltmayı hedefliyor. Şirketin bu yıl ABD’de sıfır karbon emisyonlu bir binada gerçekleştirdiği 3 tonluk çimento dökümü, bu yeni üretim yönteminin pratikte de uygulanabilir olduğunu gösteriyor.

2026’da üretime başlıyor

Sublime Systems, önümüzdeki yıllarda yine ABD’de inşa edeceği üretim tesisi ile yılda 30.000 ton çimento üretmeyi planlıyor. 2026 yılında faaliyete geçmesi beklenen tesis, şirketin sürdürülebilir çimento üretimini dünya genelinde yaygınlaştırma hedefi için önemli bir adım olacak.

Basın bültenine göre şirket, bu tesisi yılda bir milyon tonluk üretim yapabilecek bir modül olarak tasarlamış durumda. Dolayısıyla talebe göre tesis ölçeklendirilerek üretim artırılacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir