Alp Ustaoğlu yazdı: Wimbledon’dan düşündüren hikayeler

Turdaki hemen hemen tüm tenisçileri canlı olarak seyrettim. Kortta çıplak gözle izlediğinizde televizyona göre en fazla fark yaratan oyuncu Rafael Nadal… 

İspanyol oyuncunun korttaki hacmi gerçekten çok büyük, özellikle toprak kortta bunu daha iyi görebiliyorsunuz. Nadal tabii ki dev bir oyuncu ancak hiçbir şey çeyrek finalde 3 saat yırtık karın kası ile oynayıp Taylor Fritz’i yenmesini açıklayamaz. Burada öncelikle Fritz’e kocaman bir eksi yazmamız gerekiyor. 

Aynı şekilde Novak Djokovic finale gelene kadar çeyrek finaldeki Jannik Sinner maçı hariç terlemedi bile, bütün maçlar antrenman havasında geçti. Erkeklerde Daniil Medvedev, Alcaraz, Rublev veya Sinner gibi 3-4 istisna dışında hiçbir oyuncu 35 yaş üzerine gelmelerine rağmen Djokovic ve Nadal’la oynayacak seviyede değil. Özellikle genç oyuncular maalesef ancak onların antrenman partneri olabilirler, bunu Wimbledon’da çok açık olarak bir kez daha gördük. 

Bu durum tenisin geleceği açısından çok endişe verici. İş sadece oyunla da bitmiyor, karakter olarak da “birbirine benzeyen oyuncular“ tenisin geleceği için en büyük tehlikedir. Kadınlarda da erkeklerde de aynı şekilde yetiştirilen prototip oyuncular ileride herkesin daha fazla fark edeceği üzere tenisin seyir zevkini çok negatif yönde etkileyecekler. 

Erkekler finalinde bu prototip oyunculardan çok farklı ve renkli bir karakter Djokovic’in rakibi olacak. İlginç maç sonu açıklamaları, maç içinde yaptığı şovlar ve özel hayatı ile rengarenk bir oyuncu olan Nick Kyrgios bakalım ilk grand slam şampiyonluğuna ulaşabilecek mi? Zaman zaman pek çok kişiyi kızdırsa da renkli karakteri ile Kyrgios gibi oyuncuların çok önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum. 

Finale gelince; akıllara hemen Marin Cilic’in kazandığı 2014 Amerika Açık geliyor. İnanılmaz servis performansı ile başta Federer ve Djokovic olmak üzere tüm rakiplerini perişan eden Cilic, o turnuvada ilk grand slam şampiyonluğunu kazanmıştı. Pazar günü de 120 ace ile servislerde turnuva lideri olan Krygios eğer aynı servis performansını sürdürebilirse Cilic’in 2014’te yaptığını bu sene Wimbledon’da tekrarlayabilir. 

Jabeur özel bir karakter 

Kadınlarda ise renkli ve özel karakter Ons Jabeur’un Elena Rybakina ile oynadığı final izlendi. 

Tunuslu oyuncu Jabeur bu özellikleri ile diğer prototip ve klasik oyunculardan direkt olarak ayrılıyor. Doğu ile batının harika bir sentezi olan Jabeur turun en çok sevilen oyuncuları arasında bulunuyor. 2018’den bu yana çıkışını sürekli olarak sürdüren Tunuslu tenisçi bu dönem içinde pek çok ilki başardıktan sonra nihayetinde Wimbledon finalini gördü, içinden çıktığı coğrafyayı düşündüğümüzde gerçekten müthiş bir başarı. 

Bir başka servis uzmanı Elena Rybakina ise ilk grand slam finaline gelirken İngilizlerin kabusunu da tekrar canlandırdı. 

Şampiyonluğu bir Rus oyuncu kazanırsa kupayı verecek olan kraliyet ailesinin böyle bir kareye girmesini istemeyen Wimbledon Yönetimi tüm Rus ve Belaruslu oyuncuları turnuva dışı bırakarak konuyu çözdüğünü düşündü. Kazakistan adına yarışan ancak Rusya’da doğup büyüyen ve hala Moskova’da ikamet eden Rybakina’yı unutmuşa benziyorlardı. Yarı final maçından sonraki basın toplantısında Rybakina’ya sorulan soruların çoğunluğu milliyeti ve kendisini Rus hissedip hissetmediği yönündeydi. Tüm sorulara soğukkanlılıkla cevap veren Kazak oyuncu “Madem Rus değilsiniz, o zaman niye Moskova’da oturuyorsunuz“ sorusundan sonra gerildi ve toplantının akışı bozuldu. Basın toplantılarından anladığım kadarıyla belki dışarıya yansımayacak ama Wimbledon organizasyon komitesi içinde Rybakina tartışması daha uzun süre devam edecek gibi görünüyor. 

Mutluluk bakanı 

Tatjana Maria ile oynadığı yarı finalin bitiminde maçı kaydeden rakibini de yanına alıp seyirciyi selamlayan ve daha çok onu alkışlatan Ons Jabeur kortlarda çok fazla görmediğimiz bir jeste imza atmış oldu. Ortaya çıkan görüntü gerçekten çok güzeldi. İkili aynı zamanda kort dışında da yakın arkadaş. Ülkesinde “Mutluluk Bakanı“ ilan edilen Ons Jabeur bu unvanı fazlasıyla hak ediyor. Yarı final maçı sonrasındaki basın toplantısında İngiliz gazetecinin “Başbakanımız Boris Johnson bugün istifa etti, ne düşünüyorsunuz“ sorusuna “bilemem, ben mutluluk bakanıyım“ diyerek herkesi tebessüm ettirdi. 

Swiatek’in vedası sürpriz değil 

Turnuvanın en büyük favorilerinden Iga Swiatek’in elenmesi çok kişiyi şaşırtsa da aslında çok önce olması gereken ve beklenen bir gelişmeydi. 

Öncelikle bu çok normal ve geç kalmış bir sonuç çünkü Swiatek‘in oyunu başta servisi olmak üzere uzun zamandır kötü sinyaller veriyordu ve bugüne kadar buna özellikle global medyada çok değinilmemesi ilginç bir durum. Polonyalı tenisçi maçlarda çok fazla inişler ve çıkışlar yaşıyor, tek fark bunları değerlendirecek olan bir rakibin henüz ortaya çıkmamış olmasıydı. 

Swiatek aslında en büyük sinyali Roland Garros’ta 4.tur maçında Q.Zheng karşısında vermişti. O maçta ilk seti kaybeden Swiatek, 2.set başında Çinli oyuncunun sakatlanması ile maçı kazanabilmişti. Wimbledon’da ise 3. turda sert bir oyuncu olan Alize Cornet Polonyalı oyuncunun özellikle servis ve diğer oyun zaaflarını affetmedi. Neyse ki maçtan sonraki basın toplantısında Swiatek’in tüm bunların farkında olduğunu gördük, tabii ki bu da güzel bir şey, Polonyalı tenisçi oyunundaki arızalı parçaların üzerinde fazlasıyla çalışacaktır. 

Servisin önemi büyük 

Kadınlar ve erkekler finalistleri Elena Rybakina ve Nick Kyrgios’un aynı zamanda turnuvada servis istatistiklerinde lider olmaları rastlantı değil. Bir diğer finalist Ons Jabeur’da 7. sırada bulunuyor. Çok fiziksel bir spor haline gelen teniste, minimum eforla ve ralliye kalmadan kolay sayı alma yolu olan servisin önemi çok arttı. 

Kadınlarda da artık iyi bir servisiniz yoksa özellikle Rybakina gibi saatte 190 km ile servis atan oyuncular karşısında işiniz çok zorlaşıyor. Simona Halep ile oynadığı yarı final maçında özellikle son sette bütün kritik ve belirleyici puanları servis ile alan Rybakina, çıkış kapısına kestirmeden gitmeyi başardı. 

Nadal ve Djokovic gibi oyuncuların bile 32-33 yaşından sonra servisleri üzerine çalışmaları da bugünkü başarılarında önemli bir rol oynuyor. 

Çiftlerde uzmanlar finalde 

Çiftler tenisi apayrı bir uzmanlık gerektiriyor. Gerek kort paylaşımı gerekse vuruş tercihlerinin çok önemli olduğu çiftler maçlarında, oyuncuların aldığı bazı referanslar teklerde de onlara çok olumlu katkı yapabiliyor. 

Kadınlarda bu işin en iyi iki uzman çiftleri Mertens-Zheng ve Krejcikova-Siniakova çiftlerde finali oynayacak. Daha önce pek çok grand slam şampiyonlukları olan iki çiftin final maçı belki de turnuvanın en keyifli maçlarından biri olmaya aday. 

Gizli Rus şampiyon 

Rus sporcuların katılımına izin verilmeyen bu seneki Wimbledon’da tek kadınlar finali Tunuslu Ons Jabeur ile Kazakistan adına mücadele eden Rus tenisçi Elena Rybakina arasında oynandı. Jabeur ilk seti almasına karşın, sonraki iki seti hanesine yazdıran Rybakina, kupanın sahibi oldu 

Moskova doğumlu 23 yaşındaki raket setleri 3-6, 6-2, 6-2’lik skorlarla alarak ilk grand slam şampiyonluğuna erişti. Rybakina file önünde çok hata yapmasına, basit vuruşları kaçırmasına karşın, ikinci setten itibaren demoralize olan rakibi karşısında etkili servisleri ve geriden sert vuruşlarıyla etkili olmayı başardı. 

Rybakina maçın ardından “Maç öncesi gergindim böyle bittiği için çok mutluyum. Seyirci desteğine çok teşekkür ediyorum, rakibimi tebrik ediyorum herkese ilham kaynağı oluyor. Gerçekten inanılmaz bir atmosferdi, teşekkürler. Bu kupayı alabileceğimi düşünmüyordum, ne kadar mutlu olduğumu söylemeliyim. Kazakistan Tenis Federasyonu ve aileme de bana olan desteklerinden ötürü teşekkür ediyorum” dedi. 

Erkekler finali günü 

Tek erkeklerde final maçı bugün oynanacak. Kariyerinde 20 Grand Slam şampiyonluğu bulunan Djokovic ile Rafael Nadal’ın sakatlığının ardından doğrudan finale yükselen Nick Kyrgios arasındaki mücadele saat 16.00’da başlayacak. 

Halep’in yürüyüşü yarım kaldı 

2018’de Djokovic tenise verdiği aranın ardından o sene Wimbledon’ı kazanarak yeni bir zirve yürüyüşü başlatmıştı. Wimbledon’ı kazanabilse benzer bir yoldan bu sene Simona Halep de gidebilirdi. Yarı finalde Rybakina’yı geçebilse yolu açılacaktı ancak kötü servis performansı buna engel oldu. Günümüz kadınlar tenisinde kort içinde ne kadar koşup mücadeleci olursanız olun, servis ve vuruş gücünde eksiğiniz varsa özellikle majör turnuvalarda işiniz çok zorlaşıyor. Yarı finale gelene kadar Karolina Muchova, Paula Badosa, Amanda Anisimova gibi üst düzey oyuncuları eleyerek çok iyi bir turnuva geçiren Simona Halep, Rybakina’nın servisleri ile başa çıkamayınca zirve yürüyüşünü de yarım bırakmış oldu. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir