Dünya Nükleer Birliği Genel Direktörü Sama Bilbao y Leon, Güç Santrali ile ilgili sevindiren detayları paylaştı.
Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası yaşanan enerji güvenliği endişeleriyle nükleer enerjide büyüme planlarının hızlandığını belirten Sama, “Nükleer enerjiye muazzam bir dönüş var.” ifadelerini kullandı.
Sama Bilbao y Leon ayrıca, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ilk ünitesinin önümüzdeki yıl faaliyete geçmesini beklediklerini de söyledi.
“Enerjide büyüme planları hızlandı”
Dünya Nükleer Birliği Genel Direktörü Sama Bilbao y Leon, Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası yaşanan enerji güvenliği endişeleriyle nükleer enerjide büyüme planlarının hızlandığını belirterek, “Nükleer enerjiye muazzam bir dönüş var ve bu sadece Avrupa’da değil, Güney Kore’den Japonya’ya, Hindistan’dan Kuzey Amerika’ya kadar dünyanın pek çok ülkesinde geçerli.” dedi.
Bilbao y Leon, birçok ülkenin net sıfır emisyon taahhütlerine nükleer enerji olmadan ulaşamayacağını anladığını, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin enerji krizinden önce bu planlarını dile getirmeye başladığını söyledi.
“Jeopolitik veya siyasi gerilimlerden bağımsız bir endüstri”
Ancak sektördeki büyüme planlarının enerji kriziyle önemli şekilde hız kazandığını dile getiren Bilbao y Leon, “Ülkelerde genel kamuoyu algısının yanı sıra finans sektörünün de nükleer enerjiye yönelik algısında önemli bir geri dönüş görüyoruz. Özellikle ‘küresel kuzey’ dediğimiz ülkelerde enerji güvenliği büyük bir öncelik haline geldi çünkü nükleer enerji şu anda gördüğümüz jeopolitik veya siyasi gerilimlerden bağımsız bir endüstri.” diye konuştu.
“Akkuyu’daki 4 ünitenin de 2030’dan önce faaliyete geçmesini bekliyoruz”
Bilbao y Leon, “Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ilk ünitesinin önümüzdeki yıl faaliyete geçmesini bekliyoruz. Bu çok iyi bir gelişme ve diğer üniteler de kısa süre içerisinde bunu takip edecek. Akkuyu’daki 4 ünitenin de 2030’dan önce faaliyete geçmesini bekliyoruz. Türkiye’de nükleer enerjide başka projeler olduğunu da görüyoruz.” dedi.
“Rusya’ya bağımlılık 5 yıla sona erer”
Bilbao y Leon, evrensel olan nükleer teknoloji alanında tüm kıtalarda uzmanlar, endüstriyel tesisler ve tedarikçiler bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
“Kuzey Amerika ve Avrupa’da, hiçbir sektörde Rus teknolojisine ya da hizmetlerine bağımlı olunmaması yönünde bir istek olduğu açık. Bu nedenle bu pazarlarda Rus nükleer enerji santrallerinin olacağını öngörmüyoruz. Ancak örneğin Afrika ülkeleri, nükleer enerjiyi seçeneklerden biri olarak geliştirmeyi dört gözle bekliyor ve Çin, veya Güney Kore gibi oyuncular, bu ülkeler için uygun olabilecek teknoloji ve finansman modelleriyle rol oynayabilirler.”