Kurtulmuş’un açıklamalarından satır başları şöyle; (14 Mayıs seçimlerine doğru) Türkiye geçtiğimiz 20 yıl içerisinde hizme ve eser siyasetini gerçekleştirmiş oldu. Türkiye kendi gündeminde olan hatta bir kısmının da gündeminin üstünde olan konuları başarıyla gerçekleştirdi. Altı yapı tamamlandı. Türkiye bugün milli savunma sanayiinde dünyanın sayılı ülkelerinden birisi haline geldi. Türkiye dış politikada sözü güçlü, gücü tesirli bir ülke haline geldi.
Türkiye kendi doğal gazı ve petrolünü çıkarabilecek bir noktaya geldi. Yurdumuz baştan aşağı alt yapı çalışmalarıyla, üniversiteleriyle, hastaneleriyle, yollarıyla vs. bütün bunlar tamamlandı.
Türkiye tam sınıf atlama, bir lig atlama sürecinin başlangıcına geldi. Onun için diyoruz ki; bu 20 yıldır yapılan ve Türkiye’ye kazandırılan bütün bu hizmetlerle birlikte, ama en önemli kazanımız olan özgüven inşaası ve vesayetlerin tarihe gömülmesiyle birlikte Türkiye yeni bir dönemin eşiğine girdi. O da önümüzdeki yüzyılı yani Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını ‘Türkiye Yüzyılı’ yapma hedefidir. Bu ortak bir milli hedef olarak önümüze konuldu. Yani Türkiye ya bu istikamette güven ve istikrar içerisinde yoluna devam edecek. Türkiye her alanda sanayisi, yüksek teknolojileri, eğitimiyle, dış politikadaki başarılarıyla, milli savunma sanayiinde ortaya koymuş olduğu başarıyla ya bu istikamette yürüyüşe devam edecek ya da Türkiye kendi iç çekişmeleri, iç çatışmaları ya da istikrarsızlıkları, koalisyon hükümetleri anlamında gelecek.
Karşı ittifaka baktığınız zaman bunu görüyorsunuz. Koltuk pazarlıklarının, bakanlık pazarlıklarının, hangi partiye ne verileceği hesaplarının yapıldığı birbirine hiç benzemeyen siyasi partilerin hatta taban tabana ideolojik zıt partilerin bir araya geldiği bir koaliyondan bahsediyoruz. Ya da Türkiye yeniden bu koalisyonlar dönemine doğru dönecek. Tam da yol ayrımı dediğimiz şey budur.
Biz bu anlamda Türkiye Yüzyılı hedefinin sadece AK Parti’nin sadece Cumhur İttifakı’nın hedefi olması ötesinde 85 milyonun ortak bir hedefi olarak benimsendiği bir noktada olması gerektiğini düşünüyoruz. İnşallah 14 Mayıs’ta da milletimiz Türkiye Yüzyılı kapılarını açacak. Her seçim önemli ama bu seçim Türkiye’nin önümüzdeki yüzyılını belirleyecek olan bir seçim.