Süper Lig’in 22. haftasında Beşiktaş sahasında Adana Demirspor’u konuk etti. Pendikspor’a karşı alınan 4-0’lık mağlubiyeti taraftarına unutturmak isteyen siyah-beyazlılar, yaklaşık 45 dakika 10 kişi oynayan Adana Demirspor ile sahasında 0-0 berabere kaldı.
Mücadele sonrası Milliyet Gazetesi yazarları karşılaşmayı ve siyah-beyazlı ekibinm futbolunu değerlendirdi.
Ağır hastaya ağır sorular / Attila Gökçe
Pendik’ten dört gollü yenilgiyle dönen Beşiktaş, kendi stadı ve seyircisi önünde travmayı unutturacak bir maç çıkarabilir miydi? Evet, ama o kadar kolay değildi bu. Ligin ilk yarısında dört gol yedikleri ilk maç Adana Demirspor maçıydı.
Portekizli teknik direktör Fernando Santos, belli ki siyah-beyazlı kadroya henüz dokunmuyor. O nedenle renksiz, eski tv’lerde izlediğimiz maçlar gibi siyah-beyaz bir oyun izledik.Adana Demirspor da ligin kadro kaybına uğrayan takımlarından.
Beşiktaş’ın kayıpları, onların yarısı kadar değil. Yine de takım kültürü denen bir şey var. Hakçası, topa daha çok sahip olarak (51/49) oyuna ağırlık koyan Beşiktaş’tı.. Ev sahibi takım ilk yarıda 8 şut atarken, onlar 2’de kaldı. Yine de oyunun ortağı idiler. Ancak 48’de Barasi’nin kırmızı kart görmesiyle “baskınlık” Beşiktaş’a geçti.
Ancak etkisiz ve heyecansız bir baskınlıktı bu. Maçın yaklaşık yarısını 10 kişiyle oynayan Demirspor, Beşiktaş’ın hemen bütün ataklarında şut fırsatı vermeden topa el koyan taraftı. Beşiktaş’ta Semih Kılıçsoy, Rasicha, Cenk Tosun, Gedson Fernandes ve sonradan oyuna giren Ghezzal, topla etkin göründüler ama pozisyonları tamamlayıcı ustalık gösteremediler. Yine de Rebiç’in katılmasıyla oyunun derinlik kazandığını söyleyebiliriz. Cenk ve arkadaşları ilk yarıda kazandıkları duran top avantajlarından da yararlanamadılar.
Beşiktaş dünkü maç golsüz bitince adeta ruhunu kaybetmiş bir takıma döndü. Bu takım nasıl ayağa kalkacak?
Hangi hedef duygusuyla başarılı olacak?
Türkiye Kupası’nın ağırlığına dayanabilecek mi?
Ağır hastaya ağır sorular şimdilik bu kadar!
Kan kaybı durmuyor / Bilal Meşe
Beşiktaş’ın ‘cengaveri’, ‘nöbetçi’ oyuncusu, kaptanı Necip Uysal’a tek olumsuz laf söyleyen çarpılır valla! Her gelen yeni teknik adam, sıkıştıkları anda can simidi gibi ona sarılıyor… Dün de Tayyip Talha’nın yerine onbirde sahaya çıktı. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz, beni bağlamaz, Necip hiç olmazsa yüreğini ortaya koyuyor… Yetmez mi?
Pendik faciası hala sıcaklığını koruyor! Kuşkusuz bu yenilgi oyuncuları çok etkilemiş… Bunun izlerini dünkü maçta fazlasıyla gözlemledik.
Buna karşın, Adana Demirspor karşısında Kartal’ı biraz daha iştahlı ve arzulu gördük… Üretim mi, tabi ki var, ama o meşin yuvarlağı filelere gönderecek krampon yok! Örnek Cenk Tosun, Rachica, Semih ve Tayfun; denediler, beceremediler! Orta hakem Atilla Karaoğlan FIFA kokartlı, yardımcıları da… Yusuf Barasi’yi çift sarıdan atması doğru, keza çıkardığı kartlar da. Peki, Rachica’nın topla cezaalanına girdiği anda Michut tarafından omuzundan çekilerek yere indirilmesine ne diyeceğiz? Buz gibi penaltı, üstelik Karaoğlan’ın gözünün önünde… Oyunu durdurdu, kulaklığını dinledi, “devam” dedi. Hadi ordan… VAR’ın bir uyarısı var mı, yok mu, bizce karanlık! Alooo İlker Coşkun!
Konuk takımın on kişi kalmasından sonra oyunu tek kaleye çeviren Beşiktaş, yüklendiği anlarda sürekli duvara çarpıp geri döndü! 68’de Semih kalabalık savunmanın arasına daldı, sert vurdu, top üst direkte patladı.Yahu tam tamına 47 dakika on kişi oynayan konuk takımı yenemiyorsanız, bunun adına şansızlık falan demeyin, beceriksizliktir arkadaş! 90’da kaçan golü gördünüz mü. Rebiç soldan kesti, Muleka kafasıyla dokundu, Cenk geç kaldı!Kartal, her geçen gün kan kaybetmeye devam ediyor. Lig treni çoktan kaçtı. Önde bir hedef kaldı… Türkiye Kupası olur mu? Bence çok zor, inşallah yanılırım!