Trendyol Süper Lig’in 3. hafta erteleme maçında Beşiktaş, deplasmanda Adana Demirspor’a konuk oldu. Siyah-Beyazlılar oldukça kötü bir performans gösterirken tam 10 eksiği bulunan Adana Demirspor, sahadan 4-2 galip ayrıldı. Adana Demirspor’un gollerini Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan atarken Beşiktaş’ın gollerini Aboubakar ve Rashica attı.
Mücadelenin ardından Milliyet Gazetesi yazarları da karşılaşmayı değerlendirdi ve eleştirilerde bulundu.
İşte Milliyet Gazetesi yazarlarının Adana Demirspor-Beşiktaş maçı değerlendirmeleri…
KRONİK HASTALIK / BİLAL MEŞE
Neymiş, Adana Demirspor’da 13 oyuncu yokmuş? Kimi kırmızıya, kimi sakatlığa, kimi de statüye takılmış! Takılsa ne olur, takılmazsa ne olur? Ne yani, yokların yerine oynayanları çizgi dışına mı atalım, yok mu sayalım?
Niang, Belhanda, Yusuf Sarı, Yusuf Erdoğan ve Emre Akbaba’yı nereye koyacağız? Aslanlar gibi takır-takır top oynadılar, bileklerinin hakkıyla maçı farklı kazandılar. Yani eksik olan Demirspor değil, benzetme yerindeyse eksik olan Kartal idi!
Alın size Belhanda… Müthiş tecrübe 8’de harika bir gol attı. Alın size Niang… Takım arkadaşına nazire yaparcasına 17’de fotokopi gibi farkı ikiye taşıdı.
Bir eksik kadroya bakın, bir de Kartal’ın tam kadrosuna? Ev sahibi takım, buldu mu atıyor, Kartal ise, üretti üretmesine de, gelin görün ki eli hep boş döndü bu yarıda!
Cenk Tosun’un iyi niyetine lafımız yok. Gol için çırpınıyor, atamıyor. Acaba kurşun mu döktürsen kardeş!
Demem o ki, baskıyı yapan Kartal, golü yiyen yine Kartal… Olacak iş mi arkadaş? Üstelik ikisi de cezaalanı dışından ve aynı köşeye! Mert’te şaşırdı beni, o mesafeden o golleri nasıl yer?
Bu oyun böyledir, üç puan umuduyla gelirsiniz, hayal kırıklığıyla evinize dönersiniz. Kartal, skoru değiştirmek için her yolu denedi, denemesine de, 59’da Emre Akbaba’nın kafa golü farkı üçe çıkarırken, Kartal’ın ‘puan’ umutlarını yerle bir etti. 75’de ise Yusuf Erdoğan sahne aldı, farkı dörte taşıdı.
Kartal’ın savunma bloğuna bakın… Dağınık, şaşkın, rakibin her atağında adeta yol geçen hanı gibiydiler. Faturası da ağır oluyor! Aboubakar ne yapsın? Yalnızları oynadı, baktı ki olmuyor, 78’de adeta kendi üretti, kendi attı.
Rashica 90’da köşeyi buldu, fark ikiye indi. Ancak uzatmalarda Yusuf Erdoğan’ın şutu üst direkte patlarken, Kartal, zirve yarışında bir darbe daha aldı.
İşin özeti, her maçın ilk yarısında Kartal’a bi haller oluyor, nedense ikinci yarıda vites yükseltiyor, ama iş işten geçiyor. Bu görünen kronikleşmiş hastalığın doktoru Şenol Güneş’dir, inşallah kısa sürede sağlam bir reçete yazar, yoksa…
PES ETMENİN ACIKLI HALİ / ATTİLA GÖKÇE
Adana Demirspor’un eksiklerini ve onların kulübedeki vekillerini say say bitmiyor… Hadi biz o isimlerin yabancısıyız. O çocuklar da A takımına yabancı. Yine de takdir etmek gerekir. Kaleci Vedat dahil, hepsi de Beşiktaş’ın değerini biliyor, saygı duyuyor. Yaptıkları işin önemini de kabul ediyorlar. Böyle bir rakibe karşı Beşiktaş’ın çabuk bir oyunla, agresif bir hücum anlayışıyla mücadele etmesi, maça ağırlığını koyması gerekir, ama olmuyor!
Düşük tempolu, itiş kakışlı oyun yavaş seyrediyor ama golcüler fazla bekletmiyor izleyenleri… Dakika 8… Türkiye’ye geldiği günden beri değeri tartışılan, bir türlü anlaşılamayan Belhanda, bir çalımla şut açısı bulup ceza alanı dışından vuruyor topa… Hayret, Mert Günok böyle gol yer miydi? Hoop n’oluyoruz demeye kalmadan, dokuz dakika sonra bu defa Niang çakıyor yine uzaktan, yine dışarıdan. Aynı golü ikinci kez yiyor Mert Günok. Sonrasında anlaşılıyor ki bir rahatsızlığı, sakatlığı var Mert’in. Kaleyi Ersin’e bırakıp çıkıyor. Sağlık konusunda eleştiri ve espri yapmam. Sadece Mert için kaygılanarak soruyorum: Acaba ilk golü yedikten sonra sakatlığını anlayıp daha erken çıkabilir miydi? Neyse, geçmiş olsun Mert. Anormal görüntülere tanık oluyoruz. Belhanda da baş dönmesinden sık sık tedavi görüyor, sahaya dönüyor ama devre arasında hastanede olduğunu öğreniyoruz. Üzülüyoruz.
Beşiktaş’ta golle sonuçlanan hatalarından dolayı Necip ve Colley’i eleştiriyoruz. Adana Demirspor’un stoperleri Semih ve Gravillon da takdiri ve övgüyü hak ediyor. Gravillon, Aboubakar’ı adeta kelepçe ile kendine bağlamış gibi. Adım attırmıyor. Cenk Tosun’u sorarsanız, sakatlık ve tedaviden döndü ama, anlaşılıyor ki kendine dönememiş henüz.
Tek tek oyuncu karnesini uzatmayalım. Beşiktaş koşuyor, mücadele ediyor ama, hepsi de nafile çabalar. Peş peşe yedikleri gollere karşı reaksiyon gösteremiyorlar. Skorda uğradıkları durumu mesele olarak karşılayıp kafa kaldırmaları, isyan etmeleri gerek ama, oynayamıyorlar… Topu kazanıp ciddi ve etkili bir oyun tutturamıyorlar. O pes etmişlik haliyle 59’da kornerden gelen topu tamamlayan Emre Akbaba da çakıyor golünü. Beşiktaş Trabzon sonrası Adana’dan da üç yiyor.
Bu takımda oturmayan, demini ve kararını bulamayan bir eksiklik var. Beşiktaş ne savaşıyor, ne çatışıyor, ne çalışıyor. Evet erteleme maçını Çarşamba günü oynatmak hatalı olabilir ama, Beşiktaş salt bu nedenle yenilmiş olamaz. Acil tedavi gerek…
Bir de Yusuf Erdoğan’ın 30-40 metre takipsiz top sürerek hiçbir engelle karşılaşmadan attığı dördüncü gol var. Her şeyi anlatan bir Beşiktaş gafleti.
Aboubakar’a da teşekkür etmeleri gerekirdi arkadaşlarının. O pes etmişlik ya da teslimiyet haline isyan ederek attığı gol alkışa değerdi. Ardından bir de Rashica golü… Ne fark eder ki! Çok trajik, Beşiktaş için acıklı bir maçtı bu.