Süper Lig’in 6. haftasında Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki dev derbi 21 Eylül Cumartesi günü saat 20.00’de Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nda oynanacak.
Türkiye Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu’ndan yapılan açıklamaya göre derbiyi FIFA kokartlı hakem Atilla Karaoğlan yönetecek.
Bu kritik müsabaka öncesinde ise Fenerbahçe’nin yaz transfer döneminde Suudi Arabistan ekibi Al Ahli’den 8 milyon euro karşılığında kiralık olarak kadrosuna kattığı Allan Saint-Maximin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“MOURINHO İLE ÇALIŞMAK BENİM İÇİN FIRSATTI”
Sky Spor YouTube kanalına konuşan Fransız oyuncu, sözlerine şöyle başladı:
Fenerbahçe’ye geliş sürecim oldukça kolay oldu. Tatilden döndüm, sonrasında kulüpten arandım. Hocamızla görüştüm, sportif direktörümüzle görüştüm. Jose Mourinho sizi aradığında hayır demeniz imkansız. Başka bir şey söylemezsiniz, başka bir opsiyon yok. Ben de direkt kabul ettim. Büyük bir hocayla çalışacak olmak, kendimi geliştirecek olmak büyük bir hocayla çalışmak, Mourinho ile çalışmak benim için fırsattı. Ben de bunun için kabul ettim.
“ÇOK BÜYÜK BİR KULÜBE GELDİM”
Çok büyük bir kulübe geldiğini söyleyen hücum oyuncusu, şunları dedi:
Geldiğimde gördüklerim, çok sıra dışı, çok büyük bir kulübe geldiğimi düşünüyorum. Tesislerimiz yüksek seviyede. İyi bir şekilde karşılandım takım arkadaşlarım tarafından. Takımda çok yüksek kalitede oyuncular var. Böylesine iyi oyuncularla kendimi geliştirme imkanı bulabileceğimi düşünüyorum.
“AİLEM DE ADAPTE OLDU”
“Adaptasonu, ailesiyle konuştu mu?” sorusuna Maximin, şu cevabı verdi:
En önemlisi aile bu noktada. Jose Mourinho aradığı zaman biraz zaman istedim. Böyle bir teklif aldığınızda ailenizle de konuşmanız gerekiyor. İstanbul çok büyük bir şehir. Ailemin bir kısmı Paris’te, bir kısmı Nice ve Monaco’da yaşıyor. Buraya gelmek onlar açısından da kolay oldu. Onlar da adapte oldu. Onlar da burada olmaktan mutlular. Çocuklar için her defasında okul dezavantajı oluyor ama onların da alıştığını düşünüyorum. Onlar için de şu anda yaşadıkları yeni bir macera. Çocuklarım da mutlu ben de aynı şekilde mutluyum.
“MOURINHO, EN İYİSİ”
Jose Mourinho’dan övgüyle bahseden yetenekli isim, şu sözleri sarf etti:
Jose Mourinho, en iyisi. Bunu burada oynadığım için söylemiyorum gerçekten samimi düşüncem. Kariyerimde çalıştığım en iyi hoca. Şu ana kadar ekstrem zorlu zamanlarımız olmadı. Ligde de iyi ilerlediğimizi düşünüyorum. Kendisine çok büyük saygı duyuyorum. Şunu fark ediyoruz, oynayan – oynamayan herkese değer gösteriyor, saygı duyuyor. Bu anlamda hakkını teslim etmek gerekiyor. Sadece iyi bir hoca değil, aynı zaman da çok iyi karakter olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla çok büyük saygı duyuyorum.
“MOURINHO’YA TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Maximin, Mourinho hakkında söylediklerine şu şekilde devam etti:
Mourinho sahada da oyunculardan her zaman maksimumu isteyen, en iyi noktalarına gelmeleri için onları zorlayan bir teknik adam. Zaten böyle olması gerekiyor. Ancak bu şekilde ilerleme kat edebilirsiniz. Kendi adıma teşekkür ediyorum. Ona söyleyeceğim şeyler, güzel şeyler. Düşündüğüm şeyler, her zaman olumlu şeyler. Benim için karakter ve hoca anlamında düşüncelerim aynı kalacak birisi.
“TAKIMA KATKI SAĞLAMAK İSTİYORUM”
27 yaşındaki futbolcu, takıma yardım etmeye çalıştığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
Açıkçası benden beklenen, beklenti net, gol atmak. İlk tercih olarak gol atmayı söyleyebilirim. Takıma bu anlamda katkı sağlamak istiyorum. Ama her şeyden önce takıma yardımcı olmak da bana göre çok önemli. Keyif almak da çok önemli. Çünkü futbol, keyif veren bir oyun. Biz de keyif alarak ve keyif vererek bu oyunu sergilememiz gerekiyor. Bunu da yaptığımızı düşünüyorum. Herkesi memnun edebilmek önemli. Futbol, seyir açısından keyif vermeli. Ben kendi adıma çok mutluyum çünkü topa dokunduğumda kendimi mutlu hissedebiliyorum. Tabii ki gol atmak, asistler yapmak bunlar çok önemli. Çok fazla pas deniyorum. Bazen asist olmasa da tehlike yaratacak pozisyonlar sağlıyor. Asist öncesi de paslar da sağlamaya çalışıyorum. Gol kapasitem var. Hafta sonunda attığım golü görmüşsünüzdür. Her şeyi takım için yapmaya, takıma yardımcı olmaya çalışıyorum.
“BU DÜŞÜNCEYE KATILMIYORUM”
Topu ayağında fazla tutuyor eleştirilerine yanıt veren Maximin, şu ifadeleri kullandı:
Tam olarak bu düşünceye katılmıyorum. Böyle düşünenler, bence futboldan pek fazla anlamıyorlar. İstatistiklere bakınca, topa sahip olma yüzdeniz de çok önemli, gol istatistiğiniz de çok önemli bana göre. Çok fazla topu aldığınızda istatistik de bununla birlikte değişiyor. Ama bu sadece dribblinge odaklıyım anlamına gelmiyor. Pas da atarak takıma yardımcı olmaya çalışıyorum. Bir maça baktığınızda, bana gelen tüm toplara kaybetmiyorum. Topu olumlu kullanmaya çalışıyorum. Top kaybetme istatistiğim de fazla değil, düşük. Gerçek de bu. Bu düşüncelere tam olarak katıldığımı söyleyemem.
“BAZEN ATTIĞINIZ BİR PASLA DA İŞİ BİTİREBİLİRSİNİZ”
Yıldız futbolcu, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
Defans oyuncusunun kim olduğuna da bağlı çalım atma meselesi. Oyuncu nasıl yaklaşıyor, cepheden mi geliyor, arkanızdan mı geliyor, pozisyona bağlı gerçekten çalım atma durumu. Uyandığım zaman, “Bugün 10 kişiyi 15 kişiyi geçeceğim” diye uyanmıyorum ama her zaman en üst seviyede kalmayı bilmeniz gerekiyor. Böyle oyuncular da var. Neymar, Vinicius, oynadığı zamanlarda Hazard gibi. Bu oyuncular sadece dribbling yapan oyuncular değil, çok zeki oyuncular. Zaten zeki olmak zorundasınız. O anı bekliyor olmanız gerekiyor. Rakibin nasıl yaklaşacağı önemli. Zaten kolay değil. Sahada yorulduğunuz da oluyor, bazen attığınız bir pasla da işi bitirebilirsiniz.
“ÜZERİMDE BİR BASKI YOK”
Maximin, son olarak Galatasaray derbisi hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:
Açıkçası benim üzerimde bir baskı yok. Çünkü bu aslında bu oynayacağımız maç, diğer maçlar gibi. Baskı ne kadar artarsa, yapmak istediklerinizi tam olarak sahaya yansıtamazsınız. Kalitenizi ortaya koyamazsınız. Korku ve stresle birlikte bireysel olarak iyi bir oyun ortaya koyamayabilirsiniz. Ben hiçbir şekilde bu düşüncelerde değilim. Bu maçla ilgili stres yok üzerimde. Aynı zamanda tabii ki diğer maçlar gibi bir maç değil. Konsantrasyonumuzun yüksek olması lazım. Ben de kendimi konsantre hissediyorum. Bu maçın taraftar, camia, herkes için ne kadar önemli olduğunu iyi biliyorum. Büyük futbolcular, kaliteli futbolcular, bu tip büyük randevularda kendilerini göstermek isterler. Birçok kulvarda ilerliyoruz. Bunlara tam anlamıyla hazır olmalıyız. Ben de oynayacağım maçta kalitemi göstermek istiyorum. Kaliteyi ortaya koyamazsak da en azından isteğimizi, coşkumuzu sahaya sergilememiz gerekiyor forma, arma için. Kendi adıma bunu yapacağımı söyleyebilirim. Taraftarlarımızı mutlu etmek, onları gururlandırmak adına elimden geleni yapmaya devam edeceğim.