Galatasaray’ın Avrupa’da oynadığı son 8 maçın bilançosu şöyle:
6 yenilgi, 1 galibiyet ve 1 beraberlik…
Bu süreçte Bayern Münih ve Young Boys’a ikişer kez yenilirken, Kopenhag ve Sparta Prag’a birer kez mağlup oldular. Manchester United’la berabere kaldılar, tek galibiyeti Sparta Prag’a karşı İstanbul’da elde ettiler.
Galatasaray bu maçlarda 19 gol yedi. Müsabaka başına kalesinde 2,37 gol gördü. Atılan gol ise 11’de kaldı. Maç başına 1,37 gol attılar.
Galatasaray geçen sezon önce Şampiyonlar Ligi’ne hemen ardından ise şampiyon olacağını iddia ettiği UEFA Avrupa Ligi’ne havlu atmıştı. Bu sezon ise yeni formatla oynanacak Şampiyonlar Ligi’ne adım atamadan Avrupa Ligi’ne yol aldı. Maddi kayıp 25 milyon euronun üzerinde, prestij yerlerde…
İyi ama burada bir gariplik yok mu? Türkiye’de üst üste 2 yıl şampiyon olurken kırılmadık rekor bırakmayan Okan Buruk’un Galatasaray’ı Avrupa’ya çıkınca neden karizmayı sürekli çizdiriyor? Sparta Prag ve Young Boys gibi son derece mütevazı rakipler karşısında bile neden baltayı hep taşa vuruyor?
Sorularımıza devam edelim…
Galatasaray beraberliğe bile kendi seyircisinin önünde şampiyonluğunu ilan edeceği maçta 80 dakika 10 kişi oynayan Fenerbahçe’ye nasıl oluyor da yeniliyor? Böyle bir maçı nasıl tek isabetli şut atamadan bitiriyor?
Beşiktaş’la oynadığı Süper Kupa maçını tarihi bir skorla nasıl 5-0 kaybediyor?
Okan Buruk geçen sezon Avrupa’da kaybettikleri maçlardan sonra faturayı sürekli hakemlere kesiyordu. Bu sezon Young Boys’a yenildikleri ilk maçtan sonra rövanş için Azeri hakem istedi! Beşiktaş’a 5-0 yenildikleri Süper Kupa maçından sonra da faturayı Atatürk Olimpiyat Stadı’na kesmişti!
Okan Buruk’un hep bir bahanesi var. Ya hakemler kötü ya da stat! Kendisi ise eline kimsenin su dökemeyeceği bir üstat!
Galatasaray’ı son 6 aydaki final maçlarında gelen yeniyor, giden yeniyor ama Okan Buruk hiç üstüne alınmıyor. Peki bu trajik tablonun sebebi hakem farkı mı, kalite farkı mı? Yoksa her ikisinin toplamı mı?
Okan Buruk gibi yan yollara sapmayı çok seven iki ilginç portresi daha var Galatasaray’ın; Muslera ve Icardi…
Young Boys deplasmanında şaka gibi iki gol yiyen Muslera baktı pabuç pahalı devre biterken şak diye sakatlandı! İki gün sonra antrenmana çıktı, rövanşta da sahadaydı! Fakat bu kez de gol atan rakibini tekmeledi ve doğrudan kırmızı kartla atıldı. En az üç maç ceza alacak. UEFA’nın keseceği fatura belki de 4-5 maç olacak.
Tıpkı Muslera gibi büyük bir centilmen (!) olan Icardi’ye ne demeli! Fenerbahçe’ye yenildikleri son derbide adeta sahada yoktu. Beşiktaş derbisinde kendisini yine gören olmadı! Young Boys maçlarında da hiç ortalarda gözükmedi.
Yıllık garanti ücreti 10 milyon euro olan ve dört final maçını da ‘pas’ geçen Icardi buna karşın sosyal medyada fırtınalar estiriyor! Fenerbahçe, Lille’e çok şanssız biçimde elenince hemen kahkaha atan bir fotoğrafını paylaşmıştı. Ezeli rakip de olsa bu ülkenin bir kulübü dramatik şekilde Şampiyonlar Ligi’ne veda ederken, Icardi buna kahkahalarla gülüyordu!
Muslera ve Icardi, 1,5 dakikalık Süper Kupa maçında Fenerbahçe U-19 takımına gol attıktan sonra da çılgınlar gibi sevinmişlerdi. Ne diyelim omurga meselesi…
Uzun lafın kısası; Galatasaray hem sahada hem de saha dışında ciddi bir çözülme süreci yaşıyor. Özellikle karaborsa bilet satışına yönelik iddialar mahkemeye taşınırsa bu işin çok ağır sonuçları olabilir.
Netice mi?
Winter is coming…
Yaz bitti, kış çok erken geliyor, Galatasaray’ı zor günler bekliyor…