İngiltere’nin ilk denizaşırı teknik direktörü ve kulüp düzeyinde birçok onura layık görülen Sven-Göran Eriksson, 76 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Eriksson, Ocak 2024’te ölümcül bir kanser teşhisi konduğunu ve “en iyi ihtimalle” bir yıl ömrü kaldığını açıklamıştı. İsveç’in Karlstad şehrinde sportif direktör olarak sürdürdüğü son görevinden, o dönemde “araştırılmakta olan sağlık sorunları” gerekçesiyle şubat ayında ayrılmıştı.
ÖLÜMÜ DOĞRULANDI
Lazio’nun eski teknik direktörü Eriksson’un ölüm haberi, İsveç’teki menajeri Bo Gustavsson tarafından doğrulandı ve İngiltere’deki halkla ilişkiler temsilcisi Oporto Sports’tan Dean Eldredge aracılığıyla kamuoyuna duyuruldu.
Gustavsson, Eriksson’un pazartesi sabahı evinde, ailesinin yanında huzur içinde öldüğünü belirtti.
ERIKSSON’UN KARİYERİ VE DİĞER DETAYLAR
İngiltere’nin başında 2001-2006 yılları arasında görev yapan İsveçli teknik adam, “Altın Jenerasyon” olarak adlandırılan takımın başında yer aldı ve Frank Lampard, Steven Gerrard, Rio Ferdinand ve John Terry gibi isimlere rehberlik etti. İsveçli çalıştırıcı, İngilizleri 2002 ve 2006 Dünya Kupası’nda çeyrek finale taşıyarak önemli bir başarıya imza attı. Ayrıca Eriksson, İngiltere’nin başına geçen ilk yabancı teknik direktör olarak da tarihe geçti.
Teknik direktörlük kariyerinde Manchester City, Leicester City, Benfica, Roma, Lazio, Fiorentina, Sampdoria ve Meksika Milli Takımı gibi birçok takımı çalıştıran Eriksson, farklı liglerde önemli başarılar elde etti. 2000 yılında Serie A’da Yılın Teknik Direktörü seçilen Eriksson, bir yıl sonra ise BBC Yılın Spor Kişiliği Teknik Direktör Ödülü’ne layık görüldü.
Eriksson’un başarısı sadece İtalya ile sınırlı kalmadı; Göteborg ile İsveç, Benfica ile Portekiz ve Lazio ile İtalya lig şampiyonluklarını kazandı.
“UMARIM İNSANLAR ‘O İYİ BİR ADAMDI’ DERLER”
Geçtiğimiz cuma günü, Eriksson’un hayatını anlatan bir belgesel Amazon Prime’da yayınlandı. Belgeselde, eski teknik direktör duygusal bir veda mesajı ile hayranlarına seslendi. Eriksson, “Beni, yapabileceği her şeyi yapmaya çalışan pozitif bir insan olarak hatırlamanızı umuyorum. Üzülmeyin, gülümseyin. Her şey için teşekkürler, koçlar, oyuncular, seyirciler, harikaydı. Kendinize ve hayatınıza iyi bakın. Yaşayın.” ifadelerini kullandı.
İyi bir hayatım oldu. Hepimiz ölüm günümüzden korkarız ama yaşam da ölümle ilgili. Onu olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmeliyiz. Umarım sonunda insanlar ‘evet, o iyi bir adamdı’ derler. Ama elbette herkes bunu söylemeyecek. – Eriksson.
“KÜLLERİMİ ORAYA ATABİLİRSİNİZ”
Belgeselin özellikle dokunaklı bir sahnesinde, Eriksson’un İsveç’in Värmland kentindeki evinin yakınındaki büyüleyici Fryken Gölü’nün yanında yer aldığı görülüyor. Eriksson, göle bakarken “Her zaman uyumak için harika bir yer olduğunu düşünmüşümdür. Küllerim burada suya atılabilir.” şeklinde konuşuyor.
Eriksson, futboldaki başarılarının yanı sıra, özel hayatıyla da sık sık manşetlere konu oldu. Ulrika Jonsson ve Faria Alam ile yaşadığı ilişkiler ve ‘Sahte Şeyh’ adlı magazin skandalına karışması, onu futbol dışı olayların merkezine çekti. Jonsson ile olan ilişkisi hakkında ise “Suç teşkil edecek bir şey yapmadım. Seks, hayatımızdaki birçok güzel şeyden sadece biri.” sözleriyle kendini savundu.
“ARTIK GÖLE YÜRÜYEMİYOR”
Ne yazık ki, Eriksson’un durumu son günlerde kötüleştiği için artık Fryken Gölü’nü ziyaret edemiyordu. Yakın arkadaşı ve avukatı Anders Runebjer, The Mirror’a yaptığı açıklamada, “Sven’i gördüm ve nasıl hissediyorum? Üzgünüm ama Sven’i tanıdığım ve onu hala görebildiğim için mutluyum. O muazzam bir insan.” demişti.
Runebjer, “Fryken Gölü çok güzel. Güneyden kuzeye 90 kilometre uzunluğunda ve manzara büyüleyici. Fotoğraflarda bu güzelliği görebilirsiniz. O gölde balık da tutabilirsiniz. Ancak ne yazık ki Sven’in durumu artık buna izin vermiyor. Onun için zor bir dönem.” diye ekledi.
Eriksson’un kızı Lina, babasının hızla kötüleşen sağlık durumu nedeniyle geçen hafta Londra’ya uçamadığını açıklamıştı. Runebjer, Eriksson’un son günlerini ailesiyle geçireceğini, futbol izleyeceğini, tarih kitapları okuyacağını ve müzik dinleyeceğini belirtmişti.
“Zaman zaman yanına gidiyorum ama her gün giderek onu rahatsız etmiyorum.” diyen Runebjer, “Ailesiyle vakit geçirmesi gerekiyor. Ben de ailesiyle sürekli iletişim halindeyim” ifadelerini kullandı.