İstanbul’un deprem riski yapay zekayla analiz ediliyor
Deprem risklerinin değerlendirilmesinde yapay zeka kullanımına değinen Tatar, “Yapay zeka artık hayatımızın her alanına girdi. Bu nedenle dikkatli olsak da kullanmak zorundayız” ifadelerini kullandı. AFAD Deprem Ön Hasar ve Kayıp Tahmini Sistemi’nde (AFAD-RED) yapay zekadan yararlanıldığına dikkati çeken Tatar, bu yazılımın depreme ilişkin hasar ve kayıp tahmini yapabildiğini söyledi.
Tatar, “AFAD-RED sistemi ile üretilen raporlar size tahmini olarak kaç can kaybı yaşanacağını, yaralı sayısını, hasarlarla ilgili bilgileri, kritik üst yapıların, alt yapıların ayakta kalıp kalmamış olabileceğini öngörebiliyor” diye konuştu.
AFAD-RED uygulaması aracılığıyla senaryo depremleri oluşturup illere göndererek tatbikatlar yaptıklarını anlatan Tatar, yapay zekanın müdahale ve iyileştirme süreçlerinde otomatik talimatlar ve kaynak yönetimi sağlayacak şekilde entegre edilmesini hedeflediklerini kaydetti.
Japonya’da depremler sonrası hoparlörler ve anons sistemleri aracılığıyla yapılan uyarılara ilişkin ise Tatar, bu tür erken uyarı sistemlerinin dünya genelinde sınırlı sayıda ülkede uygulandığını ve Türkiye’de de benzer sistemlerin kullanılabileceğini belirtti.
Tatar, 6 Şubat depremlerinin ardından yeni teknolojiler geliştirilmesi gerektiğini dile getirerek, bu süreçte teknolojik inşaat teknikleri ve sosyolojik hazırlıkların önemine dikkati çekti. Orhan Tatar, Nepal’de 25 Nisan 2015’teki depremden önce cep telefon hatlarında sismik aktivite nedeniyle kesinti yaşandığını ifade etti.
Bu tür sismik olayların depremi önceden tespit etmek için kullanılıp kullanılamayacağı sorusuna karşılık Tatar, “Depremin kesin zamanını ve yerini tahmin etmek mümkün değil. Ancak büyük bir deprem öncesinde yer kabuğunda bazı fiziksel değişiklikler olabilir. Nepal örneğinde de bu tür verilere dayanarak bazı sonuçlar elde edilmiştir” yanıtını verdi.
Tatar, İstanbul’da meydana gelecek bir depremde sirenlerin devreye girip girmeyeceğine ilişkin, bu konuda farkındalığın artırılması gerektiğini ve kullanıldığı zaman bu tarz uyarı sistemlerinin paniğe neden olabileceğini söyledi.
Tatar, “Bunun acı örneklerini yaşadık. Yani halen dün gibi aklımda benim. İzmir depreminde dahi, 2022 Ekim ayında yaşadığımız İzmir depreminde, sonrasında yaşadığımız birkaç küçük, 4,5-5 büyüklüğündeki, bu aralıktaki depremlerde bile ne yazık ki bulunduğu yerin 2. katından atlayıp da yaşamını yitiren arkadaşlarımız, öğrencilerimiz var” şeklinde konuştu.