Derleyen: Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr – Tarihler 28 Nisan 1993’ü gösteriyordu. Sabaha karşı İstanbul’un Anadolu Yakası’nda bulunan Hekimbaşı çöp depolama alanında korkunç bir gürültü duyuldu. Çevredekiler ne olduğunu anlayamadan büyük bir gürültü ve korkunç bir patlama sesiyle uykularından sıçradılar. Çok fazla zaman geçmeden etrafa rahatsız edici bir koku yayılmaya başladı. Kısa bir süre sonra çöp yığınlarının devasa bir şekilde yükseldiği, etrafa dayanılmaz bir koku yayıldığı anlaşıldı. Kazım Karabekir Mahallesi’nde bulunan gecekonduların bir kısmı bu dev çöp yığınları altında kalarak yerle bir oldu. Olay yerinde büyük bir can pazarı yaşandı ve resmi kayıtlara göre 39 kişi hayatını kaybetti. Ancak kayıpların tam sayısı hâlâ net olarak belirlenemedi ve 12 kişi hâlâ kayıp olarak kayıtlarda yer alıyor. Peki, patlamaya yol açan sebep neydi?
CAN VE MAL KAYBINA SEBEP OLDU
Patlamanın temel sebebi, çöp depolama alanında biriken metan gazının kontrolsüz bir şekilde birikmesiydi. Organik atıkların çürümesi sonucu oluşan bu gaz, yetersiz havalandırma ve gaz tahliye sistemlerinin olmaması nedeniyle depolama alanında birikerek patlamaya neden oldu. Ayrıca çöp yığınlarının içindeki yanıcı maddelerin de etkisiyle patlamanın şiddeti daha da arttı. Tonlarca çöp yığını kayarak gecekonduların üzerine yığıldı ve çok sayıda ev göçük altında kaldı.
200-300 metre kayan tonlarca çöp yığını önüne gelen evleri altına aldı. İlk yapılan arama kurtarma çalışmalarında göçük altından 16 ceset çıkarılırken, ölü sayısının artabileceği belirtilmişti. Başbakan Tansu Çiller, bir toplantı için gittiği Londra’dan döner dönmez Ümraniye’ye gitti ve bölgeyi ‘afet bölgesi’ olarak ilan etti. Faciada 39 kişi öldü.
‘EĞİM STABİL DEĞİLDİ’
Patlamanın ardından bölge halkı, hem maddi hem de manevi büyük zararlar gördü. Evleri yerle bir olanlar, yakınlarını kaybedenler ve olayın etkileriyle baş etmeye çalışanlar için zor bir süreç başladı. Medya organlarında da olayın önceden beklenildiği ve gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığı iddiaları manşetlerden uzun süre düşmedi.
Facianın ilerleyen günlerinde yapılan arama kurtarma çalışmaları için Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) uzmanı tarafından hazırlanan ve Çevre Bakanlığı’na sunulan inceleme raporunda, Ümraniye faciasının eğimin stabil olmamasından kaynaklandığı belirtildi. Bölgedeki kurtarma çalışmalarının da kayma olasılığı tehlikesi nedeniyle durdurulması istendi.
ARTIK SPOR TESİSİ OLARAK KULLANILIYOR
Hekimbaşı çöp depolama alanı ise artık bir spor tesisi olarak kullanılmakta ancak o korkunç günün izleri hâlâ bölgede derin bir şekilde hissediliyor. Çöp patlaması olayı, Türkiye’de atık yönetimi ve çevre koruma politikaları konusunda derin bir tartışma başlatmıştı. Bu trajik olay, atık depolama ve gaz yönetimi konularında daha sıkı önlemler alınması gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu. Ayrıca benzer felaketlerin önlenmesi için daha etkin denetim mekanizmaları kurulması ve çöp depolama alanlarının güvenliğinin sağlanması gerektiği vurgulandı.
20 Haziran 1993 T.C. Başbakanlık Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün ifadelerine göre Ümraniye Hekimbaşı Çöplüğü’nde 39 kişinin ölümüyle sonuçlanan metan gazı patlaması sonrasında müfettişlerce yapılan incelemede, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen ile Ümraniye Belediye Başkanı Şinasi Öktem’in görevlerini ihmal ettikleri sonucuna varıldı.
Kazım Karabekir Mahallesi’nde yaşayanların yüreği ise hâlâ buruk. Bu faciada yitirdikleri yakınları için dikilen anıtlar, gecekonduların yerine Büyükşehir Belediyesi tarafından verilen afet evleri ve çöp dağlarının çiçek tarlasına dönüşmesi bile yüreklerinin acısını hafifletmeye yetmedi. Olayda yakınlarını yitirenlerden bazıları, “Bu tepeyi görmeye daha fazla dayanamıyorum” deyip buralardan göçüp gitti.