Bilindiği gibi en büyük saat markaları isimlerini kurucular veya kurucu ortaklardan alır. Fakat bu köşede sıklıkla vurguladığım gibi markaları batmaktan kurtaran veya markayı başka bir seviyeye çıkaran tasarımcılar nedense gölgede kalır, isimleri bilinmez. Emekçilerin anonimleştirilmesi yoluyla markanın yüceltilmesi amaçlanan bu anlayış nedeniyle birçok tasarımcıyı biz ancak öldüklerinde, kendi isimlerini taşıyan bir marka kurduklarında veya on yıllar sonra tesadüfen öğreniyoruz.
Genta öncüydü, artık birçok tasarımcının adı var. Yine de karanlıkta devasa bir arşiv bulunuyor. Bu nedenle ikonik saatlerin birçoğunun tasarımcısı halen bilinmiyor. Bir zamanlar sadece mekanizmaya en uygun kasayı bulmaktan ibaret oluyordu, ancak bu yaklaşım orantısız ölçülere sahip birçok saatin üretilmesine yol açtı. İşte günümüzün en ünlü tasarımcılarından biri olan Eric Giroud pek çok markanın bozuk oranlara sahip saatlerini düzeltme işinde görev aldı ve gizli bir kahraman gibi çalıştı. (Giroud bir söyleşide piyasadaki saatlerin çoğunda tutarlılık sorunu olduğunu söylüyor.)
Ancak Giroud’yu ünlü yapan bu küçük ama değerli dokunuşlar değil, son yılların en radikal çalışmalarına hayat veren MB&F (Maximilian “Max” Büsser and Friends) ile birlikte yaptığı işlerdir. Eric Giroud ve ayrıca söz edilmesi gereken acayip (filozof ve girişimci) bir adam olan Max Büsser ikilisi, bilimkurgu ile geleneksel saatçilik tekniklerini bir araya getiren Legacy Machine Perpetual, Thunderbolt N°4, LMX Titanium ve HM6 Space Pirate gibi şaşırtıcı tasarımlara imza attılar. Giroud’nun tasarımları arasında en beğenilenlerden biri zamanı kadrandan değil de kasanın yan tarafından öğrenebildiğimiz kinetik bir heykele benzeyen M.A.D. 1 tasarımı: Bu saatte mekanizmaya enerji sağlayan ve normalde kasanın arkasında olması gereken rotor kadranda bulunuyor. Kolunuzu her salladığınızda kadranda bir süre deli gibi dönen rotor her saatseverin aklını başından alacak bir özellik.
Bir kadranda dört ayrı kadran
Peki en iyi Eric Giroud saati hangisidir acaba diye sorarsanız, kesinlikle Schwarz Etienne (kuruluş 1902) markası için tasarladığı “Geometry” derim. Geometry, bir kadranda dört ayrı kadran sunan muazzam bir sanat eseri. Belki MB&F tasarımları kadar gösterişli değil fakat kesinlikle hipnotize edici bir saat. Eric Giroud, Geometry’de kadranları çoğaltıyor, ilk bakışta sade ve düzenli bir yapı varmış gibi görünse de dikkat ettikçe kadran dağılıyor ve kaotik bir yapı ortaya çıkıyor ama bir süre sonra kadranın mantığını anlıyorsunuz.
Eric Giroud bir mimar ve sanat koleksiyoncusu. Müzik eğitimi de almış. Ailesinin edebiyata, resim sanatına, müzik ve mimariye düşkünlüğü Giroud’nun hayatını şekillendirmiş. 1989’da kendi mimarlık bürosunu açan Giroud 1991’deki ekonomik kriz nedeniyle kapatmış. Ardından yazı gereçlerinden masa lambalarına kadar çeşitli ürünler tasarlamış. Hayatını değiştiren ise 1997’de sipariş üzerine bir saat tasarlaması olmuş. Ertesi yıl kendi saat tasarım ofisini kurmuş, o zamandan bu yana da Vacheron Constantin (gizlilik anlaşması nedeniyle hangi saati tasarladığını bilmiyoruz), Louis Erard, Harry Winston, Barbier-Mueller ve Mido gibi yaklaşık 80 marka için saat tasarlamış ve tasarlamaya devam ediyor.