Servet Yıldırım – Enflasyonun düşmesi; fiyatların düşmesi, insanların alım gücünün artması, gelirlerinin yükselmesi demek değildir. Enflasyonun düşmesi fiyatların artış hızının azalmasını ifade eder. Yani fiyatlar düşmez, daha yavaş artar.
Son günlerde dezenflasyon sürecine ilişkin resmi açıklamalar geldikçe bu konu daha fazla gündeme gelecektir. Mesela Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek, geçen hafta yaptığı bir açıklamada, “Yıllık enflasyon mayıs ayında tepe noktasına ulaştıktan sonra öngörülerimiz doğrultusunda keskin bir şekilde düşmeye başlayacak. Böylece enflasyonla mücadelede geçiş dönemi sonlanacak ve dezenflasyon sürecine gireceğiz” dedi. Benzer açıklamalar diğer ekonomi yetkililerinden geliyor.
Açıklamalarda sözü edilen dezenflasyon, fiyatların gerilemesi değil fiyat artış hızının azalması anlamına geliyor. Diğer bir deyişle yüksek enflasyondan düşük enflasyona geçiş sırasında yaşanan düşen enflasyon sürecini ifade ediyor. Fiyatlar genel seviyesinde sürekli düşüş yaşanması ise deflasyondur; yani enflasyonun tersidir. Onun da sakıncaları vardır. Çok arzulanan bir durum değildir. Ekonomiler için ideal olan enflasyonun makul seviyelerde seyrettiği fiyat istikrarıdır. Biz ise an itibariyle fiyat istikrarının oldukça uzağındayız.
Baz ve sıkılaştırma
Eğer işler Merkez Bankası’nın öngördüğü şekilde giderse bu ay yüksek bir fiyat artışı yaşanacak. Sonrasında ise baz etkisi ve şu ana kadarki sıkılaştırmanın birikimli etkisi ile fiyat artış oranlarının aniden çok düşük düzeylere gerileyeceği öngörülüyor. Buna göre şu anda yüzde 3’ün üzerinde seyreden mevsimsellikten arındırılmış ortalama aylık enflasyon mayıs sonrası dönemde önce yüzde 2.5’in altına, yılın son çeyreğinde ise yüzde 1.5 civarına gerileyecek; 2025 yılıyla birlikte yüzde 1 seviyelerine inecek.
En fazla sabit gelirlileri ile toplumun alt ve orta gelir gruplarına zarar veren enflasyon, fiyatlar genel seviyesinin sürekli olarak artmasıdır. Yani tek tek bazı ürünlerin fiyatlarına değil tüm mal ve hizmetlerin fiyatlarının ortalama bir tüketicinin yıl içinde yaptığı harcamalar içindeki payına göre ağırlıklandırılmış ortalamasına bakılıyor.
Önümüzdeki aylarda eğer her şey öngörüldüğü gibi giderse fiyatlar genel düzeyi yine artmaya devam edecek ama son üç yıldaki kadar yüksek artmayacak; daha düşük oranda artacak. Diğer bir deyişle kötünün iyisini yaşayacağız. İyi olan şey ise fiyat istikrarıdır.
Düşüş eğilimi önemli
Bizim dezenflasyon sürecimiz aksamadan ilerlerse şu anda yüzde 70 dolayında seyreden yıllık enflasyon 2024 sonunda yüzde 36 ve gelecek yıl sonunda ise yüzde 14’e inecek. Tek haneli enflasyonu ise en iyi ihtimalle 2026 sonunda görebiliyoruz. Dolayısıyla Merkez Bankası’nın planı çalışsa bile bizim gün yüzüne çıkabilmemiz ve gerçek fiyat istikrarına varabilmek için daha çok yolumuz var. Ama yine de enflasyonun düşüş eğiliminde olması önemli. Enflasyonun düşmesi, fiyatların daha az artması, halkın alım gücünün daha az azalması ve bu sayede daha fazla istikrar ve refah demektir.