Kayıp İzler Atlası – Hasan Mert Kaya / Cep telefonları ile mesaj göndererek bayram kutlamak günümüzde hepimizin başvurduğu bir yöntem. Akıllı telefonlar yaygınlaşmadan önce 1990’ların başlarına kadar kartpostal kullanımı halen yaşayan bir uygulamaydı.
İlk ortaya çıkışı 1840 yılında İngiliz yazar Theodore Hook’un Londra’dan gönderimi ile başlayan kartpostal, hızla dönemin en etkin ve popüler haberleşme araçlarından biri haline geldi. Kartpostalların en güzel yönlerinden biri fotoğrafın son derece az, pahalı ve ulaşımı güç bir lüks olduğu dönemde baskı ile çoğaltılarak milyonlarca insana ulaşmasını sağlamak oldu. Özellikle bayram önceleri şehrin merkezi yerlerinde seyyar kartpostal tezgâhları kurulur ve dileyenler bu tezgâhlardan temin ettikleri kartları sevdiklerine postalardı. Dijitalleşen dünyanın hayatımızdan alıp götürdüğü tatlardan birisi de kartpostallar oldu.
Vazoda gül resmiyle süslenmiş “İyd-i saidinizi (mübarek bayramınızı) tebrik ederim” yazılı bir bayram kartı.
Renkli kartpostal dünyası
Osmanlı Devleti’nde 19. yüzyılda matbaanın yaygınlaşması ve Batılılaşmanın da artmasıyla kartpostal basımı da gelişip yaygınlaştı. Türkçeye Fransızca “carte postale” kelimesinden geçen kartpostal kullanımı Osmanlı toplumunda hızla kabul gördü. Kartpostal kullanımı 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında zirveye çıktı ve ciddi bir sektöre dönüştü. İlk kartpostallar Postahane-i Âmire tarafından “açık posta varakası” adıyla 1870 yılından itibaren işleme alındı. Siyasi ve askeri propaganda kartlarından meslek kartlarına, manzara, mimari eser ve nü kadın kartpostallarına kadar uzanan geniş bir çeşitlilikte kartlar üretildi.
Kartpostallar ilk bakışta hayatın romantik yönüne ait bir renk olarak görülebilir ancak açık istihbarat için de gayet cazip bir alan oluşturduğu kısa zamanda anlaşıldı. Bu nedenle özellikle Sultan II. Abdülhamid Dönemi’nde üretilen kartpostallar ciddi bir denetim sürecinden geçti ve bazı kartpostallar yasaklı listesine alındı. Sultan Mehmet Reşad’ın saltanat yıllarına denk gelen I. Dünya Savaşı ile birlikte propaganda kartlarının büyük oranda arttığı, görsel iletişim mecralarının sınırlı olduğu bir dönemde kartpostalların büyük önem kazandığı görülür. Üretildiği dönemde koleksiyonerleri başlayan kartpostalların günümüzde de hatırı sayılır miktarda toplayanı mevcut.
Sultan Mehmet Reşad’ın saltanat yıllarına denk gelen I. Dünya Savaşı ile birlikte propaganda kartlarının büyük oranda arttığı, görsel iletişim mecralarının sınırlı olduğu bir dönemde kartpostalların büyük önem kazandığı görülür.
YASAĞA KARŞI ÇİÇEK FORMÜLÜ
‘İydiniz said olsun’
İlginç bir şekilde Osmanlı idaresi 4 Kasım 1900 tarihinde üzerinde Kâbe ve Mescid-i Nebevi ile Mescid-i Aksa’nın, Mekke, Medine, Kudüs gibi kutsal beldelerin olduğu kartpostalları yasakladı. Ek olarak dini metinlerin basılı olduğu kartpostalların da kullanımı yasaktı. Bayramlarda dini ağırlıklı kart göndermek isteyen kişilerin karşılaştığı bu zorluğa kartpostal editörleri bir çare düşündüler ve sonunda çiçekli bayram tebrik kartları ortaya çıktı. Konu çiçekti ama birbirinden güzel kompozisyonlarla tasarlanan ve farklı çiçeklerin kullanıldığı bayram tebrik kartları halk tarafından çok beğenilip hızla benimsendi.
Dönem Türkçesinde bayram kelimesinin karşılığı olan “iyd” kelimesi kartpostallarda “İydiniz said olsun”, “İydiniz mesud olsun”, “İydiniz said, ömrünüz Mezid Olsun” ve “iyd-i saidinizi tebrik ederim” gibi bugün “mutlu bayramlar” anlamına gelen temennilerle birlikte kullanılıyordu.
Osmanlı bayram tebrik kartlarında çiçeklerin yanı sıra Türk bayrağı da sık kullanılan görsel bir unsurdu.
Sadece içerikleri ile değil, aynı zamanda konu ve tasarımları ile son dönem Osmanlı toplum hayatı hakkında değerli bilgiler veren kartpostallar kayıp izler haritasının gözden kaçırılmaması gereken değerli bir kültür alanı.
Kartpostal editörlüğü
Bugün basın dünyasında olmayan bir alanı tarifleyen kartpostal editörlüğü hem Avrupa’da hem de Osmanlı topraklarında yaygın ve saygın bir meslekti. 1895-1923 Osmanlı Dönemi Trakya, İstanbul ve Anadolu’da yaşamış 260 kartpostal editörü olduğu biliniyor. Bu alanda Osmanlı topraklarında ilk editörlük çalışmalarını Breslau’da matbaacılık yapmakta olan Emil Pinkau ve Max Fruchtermann gerçekleştirdi. Breslau’da basılan ve Karaköy Yüksekkaldırım’da Max Fruchtermann’a ait mağazada satılan kartpostallar, 1895 yılında postaya verilmeye başladı.
Osmanlı Dönemi kartpostalları hem devlet tarafından hem de özel sektör tarafından basılıyordu. Kartpostal editörlerinin çoğu gayrimüslimdi ve İstanbul dışında Anadolu’nun özellikle sahil şehirleri ile tarihi mekânlarını, Beyrut, Bağdat, Halep ve Şam gibi nispeten İstanbul’a uzak şehirlerini de çalışmalarına yansıtıyorlardı.
Kartpostalda “İydiniz said, ömrünüz mezid olsun” (Bayramınız kutlu, ömrünüz ziyade, uzun olsun) ifadesi yer alıyor.