Ülkemizde bir havaalanının civar köylere, beldelere bu kadar kolay ve ucuz şekilde bağlanmasını daha önce deneyimlememiş olmak benim ayıbım diyeceğim ama kime “Çamlık’a gideceğim İzmir’den trenle” desem “Oraya havaalanından tren mi varmış?” diye sorduğuna göre tek değilim. Halbuki günaydın, Anadolu’nun en eski demiryolu hattı bu, Osmanlı Hükümeti’nin verdiği imtiyazla Ottoman Railway Company adlı İngiliz şirketi tarafından inşa edilip 1866’da hizmete girmiş, 1935’te de TCDD’ye geçmiş. Çamlık da her yanı tarih kokan, nefis bir doğası olan, gerçekten çamlar içinde bir köy. Eski adının Aziziye olduğu, Çamlık ismini 1937 yılında Ege Manevralarını izlemek üzere buraya gelen Atatürk’ün koyduğu söyleniyor.
Atatürk’ün Çamlık’taki izleri bundan ibaret değil. Selçuk’a yedi kilometre mesafedeki köyün ilk tren istasyonu şu an bir açıkhava buharlı lokomotif müzesine dönüştürülmüş durumda. Atatürk’ün meşhur beyaz treniyle gelip konakladığı beldenin müzesinde tarihe tanıklık etmiş 30 lokomotif, dört vinç, su pompaları, motorin taşıma tankı, açık ve kapalı yolcu vagonları, su cenderesi, tamir atölyesi, 1850 yılından kalma bir tuvalet, 900 metre uzunluğunda eski bir tünel ve Atatürk’ün tren gezilerinde çekilmiş fotoğraflarının sergilendiği bir oda var. Böyle minicik bir köyde müze gezmek için 220 TL fazla değil mi diye soracağım ama neredeyse köyün tek turistik mekânı bu. Halbuki neler olabilir de genel olarak korumayı bilmemek gibi bir adetimiz var.
Beyaz tren
Örneğin beyaz tren… Atatürk için Cumhurbaşkanlık treni olarak Almanya’da özel olarak yaptırılan dokuz vagonlu bir tren bu. Yabancı devlet adamlarını da burada ağırlamış, naaşı da Dolmabahçe’den bununla taşınmış. Atatürk’ten sonra İsmet İnönü kullanmış, tarihi görüşmeler yapılmış trende. Sonrası meçhul. Hakkında çıkmış onlarca yazı var, kendisi yok. Böyle tarihi bir değerden günümüze pek az parçanın kalması (Atatürk’ün yatak odasının bulunduğu özel vagonu Ankara Garı’nda), bütünlüğünün korunamaması, kalan vagonların akıbetinin bilinmemesi konusunda ne diyeceğimi bilemiyorum. Aynı şekilde Atatürk’ün Çamlık’ta konakladığı evin şu andaki durumuyla ilgili de.
Şöyle ki; Çamlık’ta bir de Atatürk’ün geldiğinde konakladığı, avlusunda çekilmiş fotoğraflarının olduğu meşhur ev olduğunu okumuştum, seyahate gitmeden önce. Ta 2007 senesinde Hürriyet’te çıkmış bir haber var; Devlet Demiryolları’na ait tarihi evin Maliye Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın birlikte yürütecekleri bir programla restore edilip Atatürk Anı Evi’ne dönüştürüleceğini yazıyor. 600 metre kare kapalı alana sahip, iki katlı şahane bir ev.
Gelgelelim karşıma çıkan bir harabe. Ne kadar güzel olduğu hâlâ her hâlinden belli olan ama yıkılmasına ramak kalmış bir harabe. Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, iki yıl önceki açıklamasında valilikten yetki istediklerini, restorasyon için kendilerine görev verilirse hemen işe koyulacaklarını söylemiş. “Bu evin restore edilmesi Çamlık’a çok ciddi bir değer katacak” demiş, “Yokluktan varlık çıkarır, o değeri Çamlık’a kazandırmak için elimizden geleni biz de yaparız” demiş. Belli ki olamadı.
Umarım sırası artık gelmiştir. Başka bir ülkede olsa çoktan bir anı evi, bir müze olarak hayata kazandırılmış olacak bir yerin kaderine terk edilmesi çok yazık. Ya da ‘kaderinin’ bu olması.