Türkiye, Oğuz Murat Acı ismini yaşadığı kazayla biliyor.
Yazar Eylem Tok’un yurt dışına kaçırdığını oğlunun neden olduğu kazada Acı yaşamını yitirdi.
Geride acılı bir aile kalırken, Tok ve oğlu hakkında başlatılan soruşturmada kapsamlı bir şekilde devam ediyor.
Benzer kaza…
Acı ailesi, zorlu günler geçirirken bir olayı daha acılarını artırdı.
İstanbul’da TEM Otoyolu Silivri Kavaklı Mahallesi mevkiinde sürücü Oğuz Murat Acı’nın amcacı Soner Acı ve oğlu Anıl Acı’nin bulunduğu otomobil Ankara istikametine ilerlerken arızalandı.
Emniyet şeridinde duran baba Acı ile oğlu Anıl Acı araçtan indi.
Bu sırada aynı yönde ilerleyen Sait İ.’nin kullandığı 34 ET 4116 plakalı kamyon önce otomobile ardından Anıl Acı’ya çarptı.
Hayatını kaybetti
Kamyon, 100 metre ileride dururken Anıl Acı, çarpmanın etkisiyle savruldu.
İhbar üzerine olay yerine, sağlık, polis ve jandarma ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekiplerince hayatını kaybettiği belirlenen Anıl Acı’nın cenazesi Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü.
Rüzgar savurdu diyerek serbest kaldı
Kazanın ardından gözaltına alınan kamyon şoförü 32 yaşındaki Sait İ. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Sait İ., ortaya çıkan ifadesinde şöyle savunma yaptı:
“Rüzgarın idaremdeki aracı hafif savurması sonucu aracım sağ tarafa doğru yani emniyet şeridine doğru savruldu. Sonrasında emniyet şeridinde bir araç olduğunu fark ettim ve aracı toparlamaya çalıştım. Ancak emniyet şeridindeki aracın sol yanına sürterek çarptım. Orada birisine çarptığını aracımın aynasından arkaya baktığımda gördüm. Yolda herhangi bir ikaz bulunmamaktaydı.”
“Onunki yurt dışına kaçtı, bizimkisi de bir gece gözaltında kaldı”
Baba Soner Acı, yaşanan olayın ardından şu ifadeleri kullandı:
“Oğuz Murat Acı’nın olayının birebir aynısı. Nasıl emniyet şeridinde onları gelip ezip geçtiyse, kaza aynı fakat yerler ayrı, bizi de emniyet şeridinde geldi ezip geçti. Kaza anını şöyle hatırlıyorum. Bir toz duman içinde kaldım önüme baktığım zaman, kamyonun hızla gittiğini gördüm. Ben o arada olayın tam farkında değildim, bağırdım ‘kamyonu yakalayın’ dedim. Kamyon 500 metre sonra durdu. Zaten arkamı döndüğümde olanlar olmuştu.
Arızaya bakacaktık, basit bir şeyse kendi çabamızla yapmaya çalışacaktık fakat durmamızla, kaputu açtık ve arkasından bu olay yaşandı. Arabayı ben kullanıyordum. Kaza hemen hemen birebir aynı, emniyet şeridinde. Onunki yurt dışına kaçtı, bizimkisi de bir gece gözaltında kaldı ertesi gün serbest bırakıldı. Adaletli bir şekilde tecelli etmesini istiyorum.”
“Nikah tarihi almak için beraberdik o gün”
Nişanlısından geriye kalan yüzüğü boynunda taşıyan Elif Aydın ise “Olay anında orada değildim ama onlarla gidecektim. O gün biz zaten Anıl ile beraberdik. Dediği gibi düğünüme iki ay vardı. Nikah tarihi almak için beraberdik o gün, nikah tarihi almaya gittik. Acının ne olduğunu daha anlayamadan benim perşembe günü karşıma avukat çıkıp dedi ki, ‘Adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.’ Şu kadarcık bir dosya getirdiler elime. Dedim ki, ‘Bu mu bunun karşılığı?’ Anlatmadığımız duyguların vicdan azabını çekip, bir köşede oturup saatlerce duruyoruz. İnsanlar bizi toplamaya çalışıyor. En azından ilk duruşmaya kadar, o dört duvarın içinde kalsın. Vicdanıyla baş başa kalsın.” ifadelerine yer verdi.
Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)