Hepimizin başına gelebilir. Bir otelde, restoranda, spor salonunda, tiyatroda, sinemada, alışveriş yaptığınız mağazada ufak tefek bir eşyamız kaybolabilir, belki de çalınabilir.
Sizlerde durum nasıl, bilmem, ama ben en çok şemsiyemi ve kalemimi kaybederim. Eşyanın kaybolmasında kişi tamamen kendisi kusurludur, üçüncü kişilerden kaynaklı bir etki genellikle olmaz. Keza, bir eşyayı kaybetmek demek, en son bulunduğu yeri unutmak ve hatırlayamamak demektir. Belki yazlıktaki pantolonun cebinde kalmıştır, belki işyerindeki masanın çekmecesinde unutmuşuzdur. Ama bir türlü hatırlayamadığımızdan, bunun hukuki sorumluluğunu başkasına yüklemek olmaz.
Fakat eşyanın çalınması hususu farklıdır. Hiç şüphesizi ki, bir eşyayı çalan kişi hem cezai yönden hem de tazminatla ilgili hukuki yönden sorumludur. Bazı durumlarda tazminat hukuku yönünden sorumlu kişi artabilir.
Sorumluluk sürer
Şöyle ki her ne kadar bazı restoranlar, kafeler, mağazalar, müşterilerinin eşyalarının olası çalınma olayları karşısında sorumlu olmadıklarına dair yazı assalar da sorumlulukları devam eder.
Konuyu yazmama, Dilek Hanım’ın başına gelen olay neden oldu. Dilek Hanım, kızı ile birlikte Ümraniye’de bulunan bir aydınlatma mağazasına alışverişe gider. Avizeleri birer birer incelerken bir bakarlar, Dilek Hanım’ın alışveriş arabasına bıraktığı ünlü bir markaya ait çantası yoktur. Dilek Hanım olayı fark eder etmez derhal mağaza güvenlik personeline hırsızın kim olduğunu tahmin ettiğini belirterek gerekli önlemlerin alınmasını ve kapıların kapatılarak hırsızın yakalanmasını talep eder. Mağaza yetkilileri bunun mümkün olmadığını belirterek mağazayı kapatmayı reddederler. Polis çağrılır, kendisi ile polislerin hırsızın eşkalini tespit etmek için mağazanın güvenlik kameralarını kontrol etmek istediklerinde ise şirket yetkililerinin mağazanın içinde güvenlik kamerası olmadığı bilgisini verirler.
Dilek Hanım, çantanın içinde kendisine ve kızına ait 70’er bin TL değerinde iki telefonun, 34 … 91 plakalı araca ait kontak anahtarı ve bu araca ait ruhsatın, 7 bin TL nakit paranın, markalı iki adet güneş gözlüğünün, 2 bin TL değerinde makyaj malzemesinin ve 80 bin TL değerinde bir adet G… marka tektaş pırlantalı altın yüzüğün bulunduğunu iddia eder. Mağazayı işleten şirketten zararının tazmini talebine karşılık olumlu yanıt alamayınca tazminat davası açar.
Herkes kusurlu
Mahkeme davayı reddedince, Dilek Hanım henüz istinaf usulü olmadığından kararı temyiz eder. Yargıtay Dilek Hanım ve mağazayı işleten şirketin hırsızlık olayını reddetmediklerini belirtir. Sonrasında ise çantasında bulunan para ve eşyaları Dilek Hanım’ın ispat etmesi gerekse de çantasında bulunduğu iddia edilen eşya, para ve takının parasal miktarının günlük hayatın olağan akışına uygun olup olmadığının araştırılarak, sıradan bir işyeri olmayan davalı şirkete ait mağazaya gelen müşterinin mal güvenliğini özellikle kendi muhafazasına terk edilmiş bir eşyasını asgari özen yükümlülüğüyle korumak ve kollamak zorunda bulunduğu, davalı şirkete ait işyerine gelen müşterinin yapılan reklam ve hizmete güvenerek geldiği, müşterilerin davalının hakimiyeti alanında olduğu, müşterilerin zararlandırıcı eylemlerden korunması gerektiğinin kabulü gerektiği gerekçelerini ifade eder.
Güvenlik kamerası da bulunmadığı tespiti yapıldıktan sonra Yargıtay mağazada güvenlik zaafiyeti bulunduğu, Dilek Hanım’ın da çantasını kontrolsüz bir şekilde alışveriş arabası içerisine bıraktığı, dolayısı ile çantanın çalınması nedeni ile oluşan zararda hem mağazayı işleten şirketin hem de Dilek Hanım’ın kendisinin kusurlu olduğu sonucuna varır ve zararın kusuru oranında tazmin edilmesi gerektiği yönünde karar verir.
O halde bir işletmeye asılan, “çalınan eşyalardan müessesemiz sorumlu değildir” yazısının mutlak bir hukuki geçerliliği yoktur. İşletme müşterilerinin eşyalarının çalınmasını önlemek için mümkün olan her türlü güvenlik önlemini almasına rağmen hırsızlık olayının gerçekleşmesinde objektif olarak bir kusuru ve ihmali olmadığı kanıtlarsa sorumlu olmayacaktır.
Bizler de üzerimize düşen tedbirleri almalı, misal, cep telefonumuzu masanın üzerinde bırakıp gitmemeliyiz.