CHP’de gerçekte ne değişti?

CHP’de lafa geldiğinde herkes “köklü değişim” dedi, diyor. Aslında bu CHP’de genel başkanlık koltuğunun tartışıldığı her dönemde ya da alınan her seçim yenilgisinden sonra veya gerçekleştirilen her kurultay öncesinde tabana, teşkilata heyecan vermek amacıyla parti içinde dillendirilen “O gitsin, ben geleyim” ritüeli. Yani CHP’nin değişmeyen değişim klasiği. Ama yüzde 25 bandında sıkışan CHP’nin hem tabanına hem de sokaktaki insana umut olması için yenilenmesi konusunda görüntüde herkes hemfikir olmasına rağmen beklentiler ve içerik konusunda yönetimsel anlamda senkron bir türlü tutmuyor. Aynısı daha 3 ay önce değişim sözüyle genel başkanlık koltuğuna oturan Özel’in CHP’si için de geçerli. Kurultay sonrası başlayan yönetim tartışmaları yerel seçimlere dönük aday dengelerindeki kriterler noktasında aleni bir saflaşmaya dönüştü. Kırgın, küskünlerden değişim sözlerine uyulmadığı gerekçesiyle, zehir zemberek, eleştiriler, suçlamalar geliyor. Bunlara karşılık Özel’de son grup toplantısında “ ‘Değişim diyordunuz ne olacak’ diyenlere, İzmir listesine bakın diyorum. Değişim orada. 30 belediye başkan adayını açıkladık, 9’u kadın. 12’si 40 yaş altında” dedi…

***

Evet ilk defa bu kadar çok sayıda kadın aday listede yer aldı. Üstelikte kadın adayların hepsi bütün ilçelerde kazanabilecek durumda. CHP’nin diğer genç isimleri de öyle. Bundan hareketle de Özel’in ülke çapında tüm adaylar belirlendikten sonra hepsini bir araya getirip “Bakın görüyor musunuz adaylarımız arasında kadın ve gençlerin oranı yüksek, işte size değişim” deme olasılığı yüksek. Gerçekten de kadınların ve gençlerin siyasette varlığı, ağırlığı çok önemli, olmalı da, ancak Özel’in değişim vaatleri açısından sadece bu yeterli mi? Örgütte emek harcayan, hak eden ne olacak? Çünkü Özel, Genel Başkanlığa seçildikten sonraki ilk grup toplantısının ardından gazetecilerin “31 Mart yerel seçimlerinde belediye başkanı adaylarının ön seçimle belirlenip belirlenmeyeceği” tartışmalarına ilişkin sorusuna ise şu yanıtı vermişti:

“Çok kötü niyetli bir yaklaşım var. ‘Özgür Özel ön seçimden vazgeçti’ diyorlar. Kesinlikle doğru değil. Bir, milletvekili seçimlerinde kayıtsız şartsız ön seçim var. İki, belediye seçimlerinde mutlaka mevcut belediye başkanlarımızı anket ile ölçeceğiz. Mevcut belediye başkanımız halkın gönlündeyse aday göstereceğiz. Halkın gönlünde değilse o zaman yerine aday belirleyeceğiz. Aday belirlemekte en çok kullanacağımız yöntem, örgüt denetiminde ön seçim olacak. Eğer örgütümüz, ‘Burada ön seçim yapmayalım; tek bir aday var’ derse örneğin Manisa’nın Alaşehir’de demişlerdi ki, bu diş hekimi arkadaşımızı ikna edersek kazanırız… Öyle örnekler dışında örgütümüz, çoklu yarış derse mutlaka sandık koyacağız..”

***

An itibarıyla CHP’deki görüntü de ortada…Partililerce düne kadar çok başarılı diye övülen, Türkiye’ye örnek gösterilen belediye başkanları listelerde yoklar ve kurultayda Kılıçdaroğlu’ndan yana duruşları nedeniyle haklarının yendiğini iddia ediyorlar. Genel Merkezin yaptırdığı ya da var olduğu söylenen anket veya temayül yoklamalarının sonuçlarını bilen, gören yok. Zaten bilseler de sonuç değişmiyor. Mesela İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilen Cemil Tugay’ın ankette diğerlerine oranla çok daha düşük oy alsa da öne çıkması gibi… Yani önceki yönetimi keyfi atamalarla eleştiren, zihniyet değişimi vaadiyle yönetime gelenler de aynı yolda yürüyor. Dolayısıyla CHP’de değişmeyen değişim klasiği vizyondan hiç düşmüyor. Hal böyle olunca da partinin, partilinin bütün enerjisi de kendi iç kavgasında. Oysa bir an önce sahaya odaklanmak gerekiyor yoksa CHP açısından “değişim” klasiğine bir yenisinin daha eklenme olasılığı var ufukta…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir