Seray Şahinler – ‘Koleksiyoner’ deyince akla ilk gelen isim kuşkusuz ki Ömer Koç… Sadece Türkiye’nin değil dünyanın sayılı, önemli koleksiyonerlerinden biri. Zaman zaman bu koleksiyondaki birçok eşsiz parça farklı sergilerde karşımıza çıktı fakat bu kez, Arter’de düzenlenen “Farz Et Ki Sen Yoksun” sergisi sadece Koç’un koleksiyonundan oluşan eserleri bir arada sunarak daha önce pek deneyimlemediği bir yolculuk vadediyor izleyiciye.
Adını Ömer Hayyam’ın Rubailer’inde yer alan bir dizeden esinle alan “Farz Et Ki Sen Yoksun”, Ömer Koç’un tarihî, güncel, yerel, evrensel yüzlerce parçadan oluşan eserlerini ‘aynı çatı altında’ buluşturuyor. Selen Ansen küratörlüğünde hazırlanan sergide 1500’lerden günümüze uzanan 600’ün üzerinde sanat yapıtı, işlevsel nesne, nadide eser, mobilya ve kitap var. Arter’in üçüncü ve dördüncü katına yayılan sergi bir ev modeliyle kurgulanmış. Her bölümü ayrı bir oda gibi düşünmek mümkün.
Koleksiyonerin yorumunu bize taşıyan kitapları, koltukları, resimleri, heykelleri ve fotoğrafları buluşturan “Farz Et Ki Sen Yoksun” sanatseverlerin hafızasındaki ‘Ömer Koç koleksiyonu’ büyüsüne bir adım daha yaklaştırıyor. Ve neredeyse bir ‘efsane’ hâline gelen koleksiyondan ipuçları sunuyor. Anonim eserler de var, Koç’un özel isteğiyle üretilmiş işler de…
Hayyam’dan referanslar
Hayyam’ın felsefesinden referansla, insanın yaşamdan ölüme, arzudan vahşete, barınmadan evsizliğe, geçmişe özleminden günümüz buhranlarına, yükselişe ve alçalışa kadar her şey var. Hâliyle iki kat, ziyaretçiler için kendini arama ve sorguya çekme odası gibi.
Bu kadar yoğun eser akışının olduğu sergide seçki yapmak zor (Burada küratöryel efor da konuşulmalı çünkü Selen Ansen yüzlerce parça arasında gezinirken dikkati bir dakika düşürmeden, hiçbir eseri ıskalamadan, hissedeceğimiz, öğreneceğimiz bir anlayışla sergiyi kurgulamış) fakat tarihi bilinmeyen F.A.D Müller Söhne şirketine ait protez göz kutusu, Albrecht Dürer’in 1515 tarihli kâğıt üzerine ahşap oyma “Gergedan”ı (Ömer Koç’un gergedana ilgisi biliniyor; bu sergide de bol bol ‘gergedan’ var) Lucian Freud’un 1951 yapımı kâğıt üzerine kömür ve kurşun kalemden oluşan “Francis Bacon”ı, 1790’da yapılmış bir göz minyatürü, 20. YY’dan insan kafasının anatomik tasviri, 2023’ün sanat dünyasında en etkili ismi seçilen fotoğrafçı Nan Goldin’in otoportresi (1980-1992), Andy Warhol’un “Ayaklar”ı, 19. YY’da öğrenciler tarafından yapılmış onlarca ahşap merdiven modeli, Oscar Wilde tarafından imzalanmış elyazısı epigramlar (1893), Marcel Proust’un askeri üniformasıyla portresi, tarihi ve sanatçısı bilinmeyen Atatürk portresi serginin dikkat çeken eserlerinden.
Türk sanat tarihinin özel isimleri de bu odalarda elbette… Orhan Veli’nin el yazısıyla “Şanolu Şiir”i, Ara Güler’in Fikret Adil ile otoportresi, Zeid’in otoportresi, Füreya’nın tabağı, Hale Asaf’ın otoportresi, Emin Barın’ın “Gel keyfim gel” adlı hat levhası sergideki eşsiz parçalardan.
‘Konuşkan şeyler’
“Farz Et Ki Sen Yoksun” sergisi; eserleri, küratöryel yaklaşımı ve en önemlisi bir koleksiyonerin dünyasını aktarması bakımından bu yılın önemli sergilerinden biri. Küratör Selen Ansen’in aktardığı gibi; “Bu dilsiz şeyler konuşkanlar bir bakıma. Koleksiyonun, koleksiyonerin bulunduğu tek diyar olduğunu ima ediyorlar. Ve bu diyarın koleksiyonerin farklı yüzlerinin ve maskelerinin toplamından oluştuğunu. Ve koleksiyonun dışında hiçbir yerde, koleksiyonerin var olmadığını.”