Kullanıcısı olan çalışanların refahını artırmayı hedefleyen Sodexo Avantaj, Pluxee markasına dönüşüyor. Şirket 5 yılda dijital ağırlıklı teknoloji yatırımlarını 6 kat artıracak.
53 ülkede 422 bin çalışanıyla dünyanın en büyük 18’inci işvereni olan, 30 yıldır bulunduğu Türkiye’de sektörün jenerik markası Sodexo Avantaj, yoluna ‘Pluxee’ olarak devam edecek. 30 binden fazla kurumsal müşterisi bulunan, 1.5 milyonu aşkın tüketiciyle her gün 120 bin noktadaki üye iş yerine dokunan markanın değişim sürecini Pluxee Türkiye CEO’su Eda Uluca Özcan ile konuştuk.
– Dünyada 45 yıldır, Türkiye’de 30 yıldır yemek kartı sektöründe adeta jenerik bir marka durumundasınız. Yeni bir isimle yolunuza devam etme kararı aldınız. Bu değişimin temel nedeni nedir?
İş dünyası dijitalleşme, küreselleşme ve sosyo-ekonomik değişimlerle sürekli bir dönüşüm içinde. Özellikle pandemi sonrasında hızlanan bu dönüşüm, esnek çalışma saatleri, uzaktan çalışma ve iş-yaşam dengesinin önemini artırmaya devam ediyor. Şimdi ise iş dünyasında yaratıcılığın ön plana çıktığı, veri toplama ve iş süreçlerinin yaratıcılıkla harmanlandığı yeni bir döneme giriyoruz. Artık çalışanlar, işlerinde sadece finansal bir kazanç aramıyor, iş tatmini, kariyer gelişimi, öğrenme ve gelişme fırsatları ile anlamlı ve katılımcı olabilecekleri bir çalışma ortamını önemsiyorlar. Sosyal fayda anlamında yalnızca yemek desteği değil, eğitim, giyim, ulaşım gibi pek çok alanda çalışanların desteklenme ihtiyacı var. Çalışan dünyasının bu kadar net değiştiği bir ortamda biz de kapsamlı bir dönüşüme girme kararı aldık. Çalışanların değişen ihtiyaçlarına daha iyi karşılık verebilmek için kimliğimizi ve sunduğumuz ürün ve fırsatları değiştirdiğimiz yepyeni bir marka yarattık. Artık sadece yemek avantajı sunan bir marka yerine kendimizi “Çalışanı mutlu etmek için çalışan” bir marka olarak tanımlıyoruz. Pluxee olarak tüm tüketicilerimize, üyelerimize ve müşterilerimize, hayatlarına değerli olan her şeyi dolu dolu yaşamaları için, yemek kartından çok daha fazlasını sunarak, yepyeni bir dünyanın kapılarını açmayı hedefliyoruz.
Kişiselleştirilmiş deneyim
– Pluxee’ye dönüşümünüz ile çalışanların, iş yerlerinin hayatına ne gibi yenilikler gelecek ne gibi faydalar sağlayacaksınız?
Pluxee ile birlikte tüm ürün ve hizmetlerimizden, mobil uygulamamıza, marka kimliğimizden, ödeme altyapımıza kadar her şeyin değiştiği bir dönüşüm süreci geçiriyoruz. Öncelikle kullanıcılarımıza yemek faydasının da ötesinde çok çeşitli yenilikçi ve dijital çözümlerimiz aracılığıyla, onların refahına katkıda bulunacak anlamlı, ilgi alanlarına hitap eden ve kişiselleştirilmiş deneyimler yaratacağız. Ürün ve hizmetlerimizi, yemek ve gıdadan kültüre, hediyeden sağlık ve mobiliteye kadar pek çok alanda insanlara daha fazla değer katacak şekilde çeşitlendireceğiz. Kullanıcılarımıza Pluxee ile kişiselleştirilmiş yeni bir deneyim alanı yaratırken aynı zamanda kullanım kolaylığı, çeşitlendirilmiş, hızlı ve güvenli ödeme seçenekleri de sunacağız. Pluxee’nin dijital çözümleriyle kurumsal müşterilerimizin ve tüm kullanıcılarımızın günlük ihtiyaçlarına hızla yanıt verebileceğimiz bir esneklik sağlayacağız. İşverenlere ise çok daha basitleştirilmiş ve daha geniş bir avantaj ve ödül yönetimi sunacağız. Yan haklar çeşitlendikçe, işverenlerin bu sistemi yönetmesi daha da kolaylaşacak. Bu dönüşümden yalnızca çalışanlar ve işverenler değil, üye iş yerlerimiz de faydalanacak. Pluxee ile üye iş yerlerimizin yeni ödeme teknolojilerine uyumunu kolaylaştırırken maliyetlerini azaltmayı kazançlarını da artırmayı hedefliyoruz.
Yatırımlar katlanacak
– Uzaktan çalışma, yemek kartları sektöründe siparişten ödemeye dijitalleşmeyi hızlandırdı. Bu noktada Pluxee ve dijitalleşme ilişkisini özellikle anlatır mısınız?
1993’te yemek çeki ile başlayan yolculuğumuz, kullanıcıların, ürün ve hizmetleri kullanım alışkanlarına yönelik en uygun deneyimi sunmak amacıyla, önce yemek kartına, sonra ise mobil karta dönüştü. Pandeminin de etkisiyle kullanıcılarımızı her yerden yemek ve tüketime hazır gıda siparişlerini vermelerini sağlayacak online sipariş mecraları ile buluşturarak iki sene içinde işlem adedimizi 10 kat artırdık. Bugün tüketicilerimizin yüzde 91’i, kullanımlarını mobil uygulama üzerinden tamamen dijital olarak yapıyor. Mobil ödeme oranı ise yüzde 85’ten fazla. Restoranlardaki mobil ödemeli işlem adedi ise son iki senede üç kat artış gösterdi.
Yalnızca kullanıcılarımızın değil, müşterilerimizin de dijitalleşmesine katkı sağlıyoruz. Bugün müşterilerimizin yüzde 92’si siparişlerini dijital kanallardan veriyor, tüm kart ve hesap yönetimlerini self servis kanallardan yürütüyor. Pluxee ile birlikte dijital deneyimi kusursuzlaştırmaya devam edeceğiz ve 5 yıl içinde teknoloji yatırımlarımızı 6 kat artırmayı hedefliyoruz. Teknoloji yatırımlarımızın yüzde 94’ünü dijital yatırımlar üzerine olacak şekilde planladık.
– 2024 için en önemli gündem maddeleriniz neler olacak?
Müşterilerimize, tüketicilerimize, üye iş yeri ağımıza ve iş ortaklarımıza, her gün daha sorumlu ve sürdürülebilir seçimler yapmaları için imkanlar sunacağız. Datayı işimizin merkezine koyarak, çalışanların sesini işverene duyurmayı önceliklendireceğiz. Çalışanların ihtiyaç ve beklentilerini yakından takip ederek, işverenlere yan hak ve çalışan deneyimi konusunda en doğru bilgileri vermeleri ve en verimli tercihleri yapmalarına destek olacağız.
Devlete, şirkete, çalışana avantaj
– Yemek kartı sisteminin ekonomik katkılarını anlatabilir misiniz?
Yemek kartları, 81 ilde 50 bin küçük işletmede kullanılıyor. Bu işletmelerin 250 bin çalışanı bulunuyor ve yemek kartları aracılığıyla bu işletmelere sağlanan hacim yıllık 35 milyar TL’yi buluyor. Bu noktada yemek kartları 5 milyona yakın çalışanın, aylık yaklaşık 3 milyar TL tutarındaki harcamalarını kayıt altına alarak, kamunun ciddi bir vergi gelirini garanti altına alıyor. Sektörümüz, restoranlar ve ayrıca yarattığı tedarik zinciriyle 166 bin kişinin istihdamını sağlıyor. Yemek kartları işverenlere KDV avantajı sağlıyor ve bu ödeme yemek kartıyla yapılırsa 20 kişilik bir şirket için yılda 70 bin TL bir vergi avantajı sağlanmış oluyor. 100 kişilik orta ölçekli bir şirket olarak değerlendirdiğimizde ise bu tutar 350 bin TL’ye varan bir vergi avantajı anlamına geliyor.