Müzikle öğrenmenin ritmi bambaşka

Müziğin ritmi, bebeklerin işitsel algılarını; melodiler, konsantrasyonlarını artırıyor ve müzik eşliğinde duydukları sözler, dili kavramalarını kolaylaştırıyor. Müziğin çocukların gelişimindeki bilişsel, sosyal ve akademik açıdan etkilerini eğitimci ve müzisyen Sezer Ortadağ ile masaya yatırdık

Son dönemdeki araştırmalar müziğin, bebeklerin gelişiminde önemli bir role sahip olduğunu yeniden gündeme taşıyor. Cambridge Üniversitesi’nce yürütülen söz konusu çalışma, müzik yoluyla bebeklerle etkileşimde bulunmanın, sadece eğlenceli bir aktivite olmadığını, bilişsel gelişim açısından da büyük önem taşıdığını gösteriyor. Eğitimci ve müzisyen Sezer Ortadağ ile müziğin çocuk gelişimindeki rolünü konuştuk.

Müziğin bebeklerin bilişsel gelişimindeki rolü nedir?

Çevrelerinden duydukları ritimler ve farklı melodi kalıpları, bebeklerin işitsel algılarını güçlendiriyor. Özellikle ritmik olarak ilerleyen melodiler, onların dikkatlerini belirli noktalarda toplamalarını sağlıyor ve bu sayede konsantrasyon becerileri de gelişiyor. Bebeklerin ritim eşliğinde duydukları şarkı sözleri, kelimelerin anlamlarını kavramalarının önünü açıyor. Zaman içinde tekrar eden kelimeleri ve ritmik yapıları müzik aracılığıyla kolayca öğrenebiliyorlar. Bu durum kelime dağarcıklarının zenginleşmesine yardımcı oluyor. Aynı zamanda şarkı söylenirken görmüş oldukları jestler ve mimikler yoluyla dili kullanma becerileri şekilleniyor.

“Yeni sosyal bağlar kuruluyor”

Müzik sosyal becerilerde nasıl bir fark yaratıyor?

Grupla müzik yapma veya dinleme etkinliklerinin; iletişim, iş birliği ve takım çalışması gibi sosyal becerileri güçlendirdiğine bir eğitimci olarak defalarca şahit oldum. Müzik grupları ve korolarda görev alan çocuklar arasında doğal bir enerji akışı başlıyor. Bu sayede çocuklar ortak görevler vasıtasıyla yeni sosyal bağlar kurabiliyorlar. Müziğin kendine has ifade gücü, çocukların kendi duygusal durumlarını da anlamalarına yardımcı oluyor. Böylece günlük hayatta yaşadıkları kaygılarla baş etme konusunda dirayetli bireyler hâline geliyorlar.

“Zihinsel esnekliği artırıyor”

Akademik başarıya etkisine ilişkin ne söylersiniz?

Müzik çocukları akademik yönden de destekliyor. Enstrüman öğrenme süreci; öğrencilere anlama, yorumlama ve uygulama becerilerini kazandırıyor. Kavranması teorik olarak karmaşık görünen birçok konu, melodiler sayesinde kalıcı ve eğlenceli olarak öğrenilebiliyor. Bu durum da çocukların genel zihinsel esnekliklerini artırıyor. Yaşadığı dönemden yüzyıllar sonra bile adından söz ettiren önemli insanların hayatlarına baktığımızda mutlaka müziğe dair izler görüyoruz.

Bir enstrümanla yeni bir dil öğreniyor

Ebeveynler müziğin çocuğun gelişimindeki etkisinin farkında mı?

Günümüz ebeveynlerinin önemli bir kısmı müziğin çocukların gelişiminde ne denli etkili olduğunun farkında değil! Çocukları bir enstrüman öğrenmeleri konusunda teşvik ettiğinizde ebeveynlerin ilk akıllarına gelen “Acaba derslerini aksatır mı?” sorusu oluyor. Her yönüyle sağlıklı bireyler olabilmenin yolu hem akademik hem de sanatsal yönümüzü birlikte geliştirmekten geçiyor. Ritimli dans oyunları veya aile bireylerinin yeteneklerini sergilediği aile sahnesi gibi etkinlikler düzenlenebilir. Bir enstrümanla tanışarak müzik yolculuğuna başlamaları konusunda aileler çocuklarına destek olabilirler. Çocuklarla dinlenilen şarkılar onların gelişim özellikleri düşünülerek seçilmeli. İçinde eğlenceli öğeler barındıran müzikler çocukların hayat enerjisini yükseltir. Müzik; yalnızca keyifli zaman geçirmek için yapılan bir uğraş değildir. Bir çocuğa müziğin mantığını öğrettiğinizde aynı zamanda ona kendini ifade edebileceği farklı bir dil de öğretmiş olursunuz. Dünyadaki herkesin anlayabildiği evrensel bir dil.

Enstrüman çalmayı öğrenmeye ne zaman başlamalı?

 

Kesin bir yaş sınırı olmasa da belirli bir yeterlilik sınırı vardır. Verimli bir öğretim süreci oluşması için çocuğun fiziksel olarak enstrümanı kavrayabilmesi, yönergeleri anlayıp düzenli bir biçimde uygulayabilmesi gereklidir. Çocukların enstrüman çalmaya başlama yaşı bireysel farklılıklara bağlıdır ve her çocuk için farklı olabilir.  Genellikle 5 ila 7 yaşları arası enstrüman çalmaya başlamak için uygun olabilir. En iyi enstrüman seçimi çocuğun bireysel ilgilerine, yeteneklerine ve fiziksel özelliklerine göre yapılandır. Genellikle 2-5 yaş aralığında ritim çalgıları ile başlamak uygun bir seçimdir. Marakas, zil, davul gibi. Sonraki yaşlarda piyano, ukulele, gitar, bağlama ve bateri gibi enstrümanlarla devam edilebilir. Nefes kontrolü sağlayan melodika da başlangıç için ideal enstrümanlardır. Fiziksel özelliklerine uymayan ve ilgileriyle örtüşmeyen bir enstrümanla öğretim sürecine başlayan çocuklar zamanla sıkılır ve müzikten soğurlar.

Sezer Ortadağ

Konuşma bozukluğunda müzik terapisi etkili

Peki, özel gereksinimli çocuklarda müziğin gelişimdeki ya da tedavi süreçlerindeki yeri nedir?

Çok yönlü bir terapi ve gelişim aracı konumunda. Bilişsel, sosyal ve duygusal becerilerin yanı sıra, genel yaşam kalitesini artırmada da etkili olabiliyor. Şifahanelerde müzikle yapılan tedavi uygulamalarının olduğunu biliyoruz. Günümüzde özellikle kekemelik ve artikülasyon bozuklukları gibi konuşma problemleri yaşayan çocukların tedavi sürecinde müzik etkin olarak kullanılıyor. Geçmiş dönemlerde konuşma bozukluğu yaşayan bir öğrencim vardı. Ben de müzikli etkinliklerle tedavi sürecine bizzat katılmıştım. Aldığımız sonuçlar oldukça başarılıydı. Motor becerilerin gelişiminde de etkisi çok büyük. Ritim eşliğinde yapılan fiziksel aktivitelerle çocukların kas gelişimlerine katkı sağlanıyor. Bunların yanında çocukların stresle başa çıkma sürecinde de önemli bir role sahip. Uygulanan müzik terapileriyle özellikle travmatik deneyimler yaşamış çocukların duygusal iyileşmelerine destek olunuyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir