Altınbaş Üniversitesi tam anlamıyla bir kent üniversitesi. Bağcılar, Bakırköy Gayrettepe’de kampüsleri var. Çok daha ilginç tarafı ise ben de yeni öğrendim, en çok yabancı öğrenci oranına sahip olması. 14 bin öğrencisinin yüzde 51’i, 100’ü aşkın ülkedenmiş.
Görünen o ki bizim öğrenciler gibi yabancılar da hayatın içinde olmak için uzaktaki kampüsleri değil, kentleri tercih ediyor.
En fazla öğrenci Irak’tanmış.
Rektör Prof. Dr. Çağrı Erhan, “Farkındalığınız ne” sorusuna, “Öğrenci ve mezunlarımızın memnuniyeti” yanıtını verdi…
Yönetişim ilkeleri
Yönetişim kavramı, içinde pek çok değeri barındıran çok önemli bir sözcük.
Yüksek yaşam kalitesine sahip sürdürülebilir bir gelecek oluşturmayı amaçlıyor.
En büyük destekçisi de Avrupa Konseyi.
Yönetişimin, demokratik bir kamu yönetiminin tüm seviyelerinde olmazsa olmazların başında geldiğine inanan Avrupa Konseyi, bu konuda 12 ilke belirlemiş. Ödülleri de bu çerçevede veriyor.
Ödülleri hangi belediyelerimizin aldığına geçmeden gelin önce bu 12 ilkeye bir göz atalım:
Katılım, Temsiliyet, Seçimlerin Adil Yapılması, Duyarlılık, Etkililik ve Verimlilik, Açıklık ve Şeffaflık, Hukukun Üstünlüğü, Etik Davranış, Yetkinlik ve Kapasite, Yenilik ve Değişime Açık Olma, Sürdürülebilirlik ve Uzun Dönemli Yönelim, Sağlam Mali Yönetim, İnsan Hakları, Kültürel Çeşitlilik ve Sosyal Kaynaşma, Hesap Verebilirlik…
Avrupa Konseyi, ‘Avrupa Yönetişim Mükemmelliği Markası’ verme yetkisini Türkiye’de Argüden Yönetişim Akademisi’ne vermiş.
Kurucusu Yılmaz Argüden, Özal’ın Prensi Adnan Kahveci’nin yıldız takımında yer alıyordu ve bugüne kadar çok önemli görevlerde bulundu. ‘Yönetişim’den önce ille de ‘kalite’ diyordu…
Şimdiki amacı kamuda, sivil toplumda, özel sektör ve uluslararası kurumlarda yönetişim kalitesini artırarak, bunu kılcal damarlarımıza kadar yaymak.
İşi zor hem de çok zor ama Avrupa Konseyi’nin kendisini tercih etmesinin nedeni bu olsa gerek.
Altınbaş Üniversitesi Gayrettepe Kampüsü’nde gerçekleşen ödül töreninde Avrupa Konseyi’nden de ilgili yöneticiler vardı.
İşte açılıştaki konuşmalardan birkaç satır başı:
* Avrupa Konseyi, 75. yılında kendini yeniden gözden geçirdi ve demokrasinin üye ülkelerde daha güçlenmesi için bir dizi kararlar aldı.
* Avrupa yönetişim mükemmelliği markası, yerel yönetim faaliyetlerinin ölçülmesi ve denetlenmesi olanağını sağlıyor.
* Kamuya ait yetki ve kaynakların kamuya daha açık hale getirilmesi amaçlanıyor.
* Demokrasi yerelden başlar. Yerel demokrasi, demokrasilerin beşiğidir.
* Beklenti ve istekler dikkate alındığı sürece demokrasiler güçlenir.
* Kurumlarına güven duyulan toplumların yaşam kalitesi daha hızlı yükseliyor.
* Yönetişim bir takım oyunudur. Ekibiniz kadar güçlüsünüzdür.
* Bir zamanlar ISO 900 vardı, unutuldu gitti. Umarız yine öyle olmaz!
‘Mükemmel’ belediyeler?
Avrupa Konseyi bu yıl 100 belediyeyi “Mükemmellik” ödülüne layık görmüş. Bunlardan 2’si Büyükşehir olmak üzere 6’sı ülkemizden.
Ödüller bir yıllık bir süreci kapsıyor ve şartları yerine getirenler, sonraki yıllarda da aynı ödülü almaya devam ediyor.
Kendini hazır hisseden belediyeler başvuruyor ve kararı, konseyin ilkeleri doğrultusunda, bu konularda fazlasıyla deneyimli olan jüri veriyor.
İşte ödül alan belediyelerimiz:
Ankara, Eskişehir, Bağcılar, Gebze, Sultanbeyli ve Şişli.
Yılmaz Hoca ve bazı başkanlar mazeretleri nedeniyle gelememişti ama Mansur Başkan oradaydı. Ödül almaktan oldukça mutlu ve yeniden aday olmanın heyecanı içerisindeydi…
Özetin özeti: Bunlar da akılda kalan sözcükler: Demokrasi, hukuk, insan hakları, şeffaflık, liyakat, güven, hesap verebilirlik, ulaşılabilirlik, istişare, katılım, gelişim, mükemmeliyet, yaşanabilir kentler…