Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün 31 Mayıs 2023 itibariyle toplam borcu 6 milyar 780 milyon 665 bin 917 lira…
Peki alacağı?
Siyah-beyazlı kulübün alacaklı olduğu çok şey var. Bunlar sayılabilir, ölçülebilir değerlerle de tanımlanabiliyor. Sayılarla ifade edilemeyen değerlerden de oluşuyor.
Şu sözleri bir kenara not edelim:
“- Ben 17 yaşında harçlığımı çıkarmak, Adana’daki aileme yardımcı olabilmek için kaldırımda atlet ve don satarken, oynadığım basketbolu beğenip beni transfer eden, İstanbul’a getiren Beşiktaş sayesinde hayatımı yeniden düzenledim. Sahip olduğum her şeyde Beşiktaş’ın büyük payı var. İşim, eşim, ailem, sosyal statüm, eğitimim, iş dünyasındaki pozisyonum. Uluslararası spor ilişkilerindeki unvanlarım… Sanayi sektöründeki yerim ve servetim. Bunların hepsini, ama hepsini Beşiktaş kulübüne borçluyum. O yüzden Beşiktaş’a borcumun hiç değilse birazını ödeyebilmek için aday oldum.”
Hasan Arat, bu açıklamayı 23 yıl önce yaptı. Süleyman Seba’nın başkanlığa noktayı koyduğu kongrede başkan adayı oldu, kaybetti. Sonraki kongreyi de kaybetti. Ama motivasyonundan, idealinden, hayallerinden hiç vazgeçmedi. Üçüncü kongreye de aynı minnettarlık duygularıyla hazırlandı, Pazar akşamı kazandı.
1977’de efsane basketbolcu Erman Kunter ve Vedat Tenpeci ile Şampiyon Beşiktaş’a katıldıklarında yeni yıldız adayları olarak sevildiler, alkışlandılar. Dededen Beşiktaşlı Erman Kunter hemen bütün şampiyon takımlara uğrayıp inanılmaz bir kariyer yaparken, Hasan Arat fazla transfer yolculuklarına çıkmadı. Spor adamı olarak farklı alanlarda çalışmaya devam etti. Beşiktaş’ın yeni başkanı Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nde Başkan Uğur Erdener’in yardımcısı. Avrupa Ulusal Olimpiyat Komiteleri Birliği’nin de yönetim kurulu üyesi. Uluslararası Atletizm Federasyonu World Athletic’te 2 “bağımsız” yöneticiden biri. Arat’ın İstanbul’un 2020 Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği adaylık sürecindeki başarılı çalışmaları, saydığımız alanlarda ilerlemesini sağlamış.
Arat’ın sıkça anlattığı bir anısı var: ”Süleyman (Seba) Abi bir gün kulübün anahtarlarını önüme atıverdi. (Rahmi (Koç) Bey’i ara, maaş ödeyemediğimizi söyle) dedi. Aradım, sağ olsun Rahmi Bey maaşları ödedi, nefes aldık.2
Sonra şunları da anlatıyor: “Süleyman Abi, o anahtarları attıktan sonra bize çok kıymetli bir anahtar daha verdi: Beşiktaş’ın büyüklüğü, saygınlığı, itibarı… O anahtar bugün bende. Özgür ve bağımsız bir başkanım. Beşiktaş için aklımın erdiği, gücümün tükendiği yere kadar her şeyi yaparım. Tesisleri, alt yapıyı, profesyonel kadroyu da yönetiriz, oyuncu da yetiştiririz, gerekli transferleri de yapabiliriz. Feyyaz Uçar ve Samet Aybaa ile Teknik Direktör Rıza Çalımbay, göreceksiniz, hepimize güçlü ve başarılı bir kadro da hazırlayacaklar.”
Beşiktaş Başkanı Arat, kongre sürecinde 4500 kulüp üyesiyle bir bir görüşme yapmış. Sporculuğundan beri özenle not tuttuğu bir defteri var. O defterden güncel bir yol haritası çıkarmak istiyor. Yolun sonunda ulaşacakları hedef mi? Elbette şampiyonluk!
Yıldırım’ı ağlatan galibiyet
Samsunspor’un Adana Demirspor’un deplasmanda 3-2 yenmesinden sonra Başkan Yüksel Yıldırım odasına kapanıp “hüngür hüngür” ağlamış… “Ben ağlamayım da kimler ağlasın!” diyor, “Onca yatırım yapıyoruz. Çok güzel bir akademia uyguluyoruz, ama profesyonel takımımız bir türlü kazanamıyordu. İçimden neler geçti, bilseniz. Her şeyi bırakıp gitmeyi bile düşündüm. Ama eninde sonunda kazanacağımızı bildiğim için devam ettik.”
Yüksel Yıldırım’ın büyük yatırımı mı? Fransa Ligue 1’den Toulouse kulübü ile 3 yıllık bir anlaşma yapmışlar. Alt yapı yatırımlarından antrenörlerin taktik görüş alış verişine, ortak eğitim programlarına ve hazırlık maçlarına kadar detaylar var. Yıldırım’ı kutluyoruz. Demirspor’u kendi evinde ilk kez yenmek de az başarı değildir, keyfini sürsün.
Of of play off!
Şu play off taa seksenli yıllardan beri futbol hayatımıza girer girmez sevildi. Bir çok turnuvada geleneksel olarak uygulanıyor. Yükselme organizasyonunu sonlandırdığı için play off’a katılmak sempatik geliyor.
Yılı bitirirken, TFF’nin gelecek sezonla ilgili önerileri arasında play off’un da yer aldığını öğrendik. Gelecek yıl, normal sezonu üst sıralarda bitiren takımlar, play off maçlarına katılacaklar ve kazanan takım en az dört maç daha oynayıp şampiyonluğunu ilan edecek.
Bu öneri, elbette yayıncı kuruluşun daha çok maç, daha çok para anlayışına dayanıyor. Elde edilecek gelirden kulüplere de pay düşecek. En az 200 milyon dolar bekleyenler var.
İyi ama sırf para için sportif bakımdan pek de doğru olmayan denemeye değer mi? Play off’lu öneri, 42 bin 195 metrelik maratonu (örneğin) ilk 10’da bitiren atletlere dönüp “Hadi bakalım şimdi de 100 metre sürat yarışı… Kazanan altın madalyayı alır” demek gibi bir şey değil mi?
Pandemiden beri takım sayısını bir türlü orijinal 18’e indiremedik. 19-20 takımlı ligi 38-39 haftada bitireceksiniz, sonrasında bir de play off oynatacaksınız… Bu hesabın içinde futbolcunun tatil hakkı var mı? Kulüplerin hazırlık maçına zaman kalacak mı? Milli maçlar ve Avrupa Kupaları elemeleri ne olacak? Antrenörlere sordunuz mu? Sakatlık riski artabilir mi? Düşündünüz mü? Play off, adil oyun anlayışını zedelemez mi? Polemik ve tartışmaları daha da uzatmaz mı?
Aklıma gelmişken 8+3’ü de sorayım… Aynen devam mı? 7+4’ün zamanı gelmedi mi?