AYLİN RANA AYDİN – Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (ESİAD) sanayici ve girişimci iş insanları ile finansman kaynağını bir araya getirmek amacıyla, 21 Eylül’de ESİAD Yatırım Zirvesi düzenleniyor.
Birincisi geçen yıl düzenlenen ESİAD Yatırım Zirvesi’nde, ‘Ortaklıklar ve Stratejik Birleşme ve Satın Alma Dünyasında Güncel Gelişmeler ve Beklentiler’, ‘Finansal Yatırımcılar ve Fonlar’, ‘Kurumsal Finansmana Erişimde Halka Arz ve Sermaye Piyasası Olanakları’, ‘Gayrimenkul ve İnşaat Proje Finansmanı’ olmak üzere dört başlıkta oturumlar gerçekleşecek. Verilen bilgiye göre, her oturumun moderatörlüğünü konularında uzman, tecrübeli isimler üstleniyor.
Konuşmacılara çeşitli vaka analizlerini de tartışacakları bir ortam sunulurken, bunun iş insanlarına ışık tutacağı, akıllarındaki sorulara farklı çözümler üretebilmelerine imkân sağlayacağı ve yeni projeler için ilham vereceği belirtildi.
Rekabet ve kalkınma
Zirve öncesinde açıklamalarda bulunan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, “ESİAD Yatırım Zirvesi aslında iş dünyasının en önemli sorunlarından birinin altını çiziyor: Finansmana erişim… Türkiye’deki pek çok şirketin zaten en büyük sorunlarından biri sermaye ve yatırım eksikliği. Günümüzde, değişen ticaret koşulları içinde, hem uluslararası rekabetimizi güçlendirebilmemiz adına hem de daha büyüyüp kalkınmamız adına finansmana ihtiyacımız var” dedi.
Bu noktada ‘Finansmana nasıl ulaşılır, finansmana ulaşırken burada hangi seçenekler var, bunların maliyetleri neler?’ gibi sorularla karşılaşıldığının altını çizen Zorlu, “Yatırım Zirvesi’nde bu soruların cevaplarını ele alıyoruz. Zirvemiz 21 Eylül’de İzmir’de Hyatt Regency Otel’de gerçekleşecek. Sanayici ve girişimci iş insanları ile yatırımcının bir araya geldiği çok verimli ve keyifli bir zirve olacak. Oturumlarda şirket satın alma ve birleşmeleri, stratejik ortaklıklar, kurumsal finansman, fonlar, halka arz ve sermaye piyasası olanakları, gayrimenkul ve inşaat projeleri finansmanı konularını ele alacağız” diye konuştu.
Uluslararası ölçek
Zirvenin iş dünyası için finansmana ulaşım anlamında pusula görevi görecek bir etkinlik olduğuna değinen Zorlu, şöyle konuştu:
“Bir iş insanı, sanayici her zaman işini büyütmek zorunda. Zaten büyümek, kalkınmak iç içe geçmiş kavramlar. Doğru alanlara yatırım yapmamız gerekiyor. İş ve yatırım ortamının geliştirilmesi için finansman ön koşul. Burada sadece yerelden bahsetmiyoruz. Uluslararası ölçekte de rekabet edebilmemiz adına, uluslararası ortaklıklar, işbirlikleri ve finansmana ihtiyacımız var. İşte bu noktada tüm tarafları bir araya getirerek açılım sağlamayı amaçlıyoruz.”
Öngörülebilirlik ve istikrar vurgusu
Bu yılın başından beri iş dünyasının öngörülebilirlik ve istikrar talebi olduğunu kaydeden Zorlu, “Bir seçim geçirdik ve ne yazık ki tarihimizin en büyük, en yıkıcı depremlerinden birini yaşadık. Bu afet, ülke olarak bizim bakış açımızı da değiştirmiş oldu. OVP’de de deprem ve afet risklerine yönelik bir planlama yapıldığını görüyoruz. OVP’de yer alan şeffaflık, öngörülebilirlik, istikrar ve yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik tedbirler iş dünyası için çok kritik. Yüksek katma değerli üretimin teşvik edilmesi, yeşil ve dijital dönüşüm odağıyla verimliliğin sağlanması yönündeki tedbirleri de oldukça kıymetli buluyoruz” dedi.
‘Avrupa’nın Çin’i olmayalım’
İhracat perspektifinde büyüme ve katma değerli ihracatın önemine vurgu yapan Sibel Zorlu, şöyle konuştu:
“Kovid-19 sonrası dünyada ticaret savaşları sürerken Avrupa’nın Çin’i olma yolunda gidiyoruz. Bunun önüne geçmek için hem verimliliğe hem katma değerli üretime dikkat etmemiz gerekiyor. Her ülke şu anda ticaret savaşları içinde kendine bir yer edinmeye çalışıyor. Türkiye’nin jeopolitik ve jeostratejik konumu bu dönemde çok daha belirgin hale geldi ve bunu iyi değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Kalıcı yabancı yatırımcının ülkemize girmesi elzem. Son dönemlerde Borsa İstanbul üzerinden de şirketlerin halka açılarak burada bir sermaye edindiklerini ve sermaye tabanını yaydıklarını görüyoruz. Burada fonlar tarafından bir giriş var. Ama iş insanları olarak kalıcı yatırımı çok daha kritik buluyoruz.”