Seyhan Akıncı – İzmir’deki Kültürpark her defasında başka bir yaşamın mümkün olduğunu hatırlatır insana. Bu yıl 92. kez kapılarını açan İEF ise bugün gelecek yıla kadar veda ediyor İzmirlilere… Fakat açılışı fuar coşkusuna denk gelen ve bu yıl ilki düzenlenen Uluslararası İzmir Tekstil Bienali sonbaharın sonuna dek devam edecek. Küratörlüğünü Nihat Özdal’ın yaptığı, yerli ve yabancı 57 sanatçının üretimleriyle katıldığı bienal, ‘Yavaş Kumaş’ teması ile gerçekleşiyor. Çalışmaların büyük çoğunluğuna Kültürpark’ta bulunan Atlas Pavyonu ev sahipliği yaparken Smyrna Agora’sı, Çikolata Fabrikası ve Ets Haim Sinagog’u gibi tarihî pek çok nokta bienal kapsamında sanatseverleri ağırlıyor. 4 Eylül’de açılışı gerçekleşen ve 24 Kasım’a kadar açık kalacak bienali küratör Nihat Özdal; sanatçılar Rachel Hayes, Pelda Aytaş ve Vahap Avşar ile konuştuk.
Nihat Özdal: “Sanatçıları belirlerken üretimleri ile ilgilendim”
Tekstil ile ilişkisi 8 bin 500 yıl öncesine giden İzmir’de, ciddi bir araştırma ve hazırlık süreci yaşadık. Sadece İzmir için değil, ‘kuşandığı’ konu itibarıyla Türkiye’de bir ilk adım oldu. Tekstil alt başlığında pek çok ‘art’ var. Bu alanlarda çalışan da çok fazla sanatçı… Sanatçıları belirlerken doğrudan oldukları disiplinden çok üretimleri ile ilgilendim. Türkiye’de ve dünyada yaptığım sergi ve atölye ziyaretlerinden ‘kumaş’larıyla benim için ön plana çıkan sanatçılar. Bienal ana mekânı Atlas Pavyonu olsa da şehrin ilginç mekânlarını da ‘sarması’ kumaşa yakıştı.
Rachel Hayes: “Agora’yı ortaya çıkaran bir yerleştirme yaptım”
Küratör Nihat Özdal, Agora’da bir yerleştirme yapmamı istedi. Arkeolojik alanı inceleyip oradaki geometri ile nasıl etkileşim kuracağımı düşünerek hazırlandım bienale. Agora’daki kemerleri düşündüm ve çevresinden dolaşabileceğiniz kat kat pencereler yapmayı hayal ettim. Görüşü gizlememek için çok fazla şeffaf kumaş kullandım. Dikilen her panel aynı dikdörtgen ile kare desenine sahip ve her panelin ayrı bir renk paleti var. Agora alanını gizlemek değil, ortaya çıkarmak üzerine bir yerleştirme yaptım.
Pelda Aytaş: “Bienal, dünyayı yaşanır kılmak için önemli bir rol oynuyor”
Ekolojik krizi en derinden hissettiğimiz şu zamanlarda yaşamın ve doğal kaynakların karşı karşıya olduğu tehlikeler sanat ve tasarım alanında uğraş verenlere de görev ile sorumluluklar yüklemiştir. Bu sebeple “yavaşla, dokunuşa odaklan!” sloganıyla yola çıkan ve Türkiye’de ilk kez tekstil üzerinden gerçekleşen bir Bienal’de olmak gurur vericiydi. Farklı kültürlerden sanatçılar ve tasarımcılarla bu ortak paydada çok güzel bir buluşma gerçekleşti. Bienal yerel ve küresel dünya arasında kurduğu köprüler üzerinden yaşamadığımız dünyayı yaşanır kılmak için önemli bir rol oynuyor.
Vahap Avşar: “Ortaya çıkan sergi son derece etkili”
Tekstil sanatçısı olmadığım için biraz şüpheli oldu katılımım. Ancak sergide çok sayıda farklı yaklaşımlarda işler olduğunu gördükten sonra katılmamın isabetli olduğunu düşünüyorum. Bienal, çok küçük bütçe ile ekiple yapıldı ve bence bu kadar kısıtlı olanaklarla ortaya çıkan sergi son derece etkili ve eminim İzmir’deki izleyiciler için tam bir biçimsel, görsel ve dokusal bir ziyafet oldu.