Galatasaray – Trabzonspor maçında Mauro Icardi hayran bıraktı! ‘Sonradan olma değil, Allah vergisi’

Trendyol Süper Lig’in 2’nci haftasında Galatasaray, Trabzonspor ile karşı karşıya geldi. Heyecan dolu karşılaşma sarı-kırmızılıların 2-0’lık galibiyetiyle sonuçlandı.

Galatasaray’a galibiyeti getiren golleri atan Mauro Icardi, performansıyla hayran bıraktı. Galatasaray – Trabzonspor maçının ardından usta isimler köşelerinde müsabakayı değerlendirdi.

İşte haftanın maçının ardından yapılan değerlendirmeler…

G.SARAY’IN YAPI TAŞI / BURCU KAPU

Sezon öncesi ve ilk hafta oynanan karşılaşmalar her iki takımın da henüz hazır olmadığı, yeni transferleri adapte edemediği ve oyununu oturtamadığı, dolayısıyla da gol yollarının henüz açık olmayacağının sinyallerini veriyordu. Öyle de oldu. İlk yarıda taraftarının da etkisiyle baskısını hissettiren bir Galatasaray vardı sahada. Özellikle orta saha üçlüsünün merkez oyununda üstünlüğü ele alması, bu sayede atak devamlılığını ve topu geri kazanma süresini daha iyi bir seviyeye çekti Galatasaray’ın. Zaten ilk gol de bu şekilde geldi.

Galatasaray topu merkezden kazanıp, hücumu kanatlara yaydı. Atak yönünde belli periyotlarda her iki kanadı da etkili bir şekilde kullanabilmesi hücum çeşitliliği açısından bu sezon elini güçlendirecek gibi duruyor. Yani çok pozisyona girer ama bunun bedeli olarak da çok pozisyon verebilir. Çünkü kanatlardan çıkarken kaptırılan her top sıkıntı yaratıyor. Geçen sezon özellikle sol kanat bu konuda mimlenmişti. Peki Angelino Galatasaray’ın kanayan yarası sol bek pozisyonuna ilaç oldu mu? Henüz evet diyemiyorum. Benim bek oyuncusundan ilk beklentim savunma gücü. Angelino çıkmaya çok meyilli, ofansif özellikleri çok ön planda. Önünde Kerem gibi geri gelme konusunda cimri davranabilen bir kanat oyuncusuyla oynayınca, Angelino’nun her çıkışında savunma disiplinini bozmamaya yemin etmiş Abdülkerim mecburen o boşluğa yama yapmaya geliyor. Bu sebeple savunma göbeğinde zaaf göstermeye açık bir Galatasaray izliyoruz. Trabzonspor henüz hazır olmayan kadrosuyla her ne kadar ciddi tehlike yaratamamış olsa da, bu açığı Şampiyonlar Ligi’nde karşılaşacağı rakipleri hunharca değerlendirir.

Gol atma konusunda Icardi sahada olduğu sürece sıkıntı yaşamayacağı belli olan sarı kırmızılılar, dün akşam Trabzonspor karşısında da yine yıldız oyuncunun ayağından gelen iki golle kazandı. Bu adam doğru dürüst tatil yapmadı, çocuklarıyla evde uno oynayarak yazı geçirdi. Eşiyle ilgili ciddi bir sağlık endişesi yaşadı. Kilo aldı, sezona hem fiziksel hem mental hazır başlamadı. Ama bu haliyle bile gol atıyor, maç kazandırıyor. Hagi’den bu yana tribünlerin bu kadar sevdiği bir yabancı oyuncu görmemiştim.

Dün akşam Trabzonspor karşısında orta sahada Sergio-Torreira uyumu izledik. Top rakipteyken Sergio, rakibi hataya zorlarken, hemen yanında Torreira bocalayan rakipten topu kapmakla görevli. Böylece orta sahada şok pres yapan Galatasaray, hem savunmayı bu bölgede yapmış hem de hücumu bu bölgede başlatmış oluyor. Bu oyunu oynayabilmek için Torreira şart. Zira olmadığı süreçte sarı kırmızılıların oyununa yaptığımız eleştiriler malum. Bu sezon Galatasaray’ın rakiplerinin ilk yapması gereken şey, orta sahayı kazanmak ama Torreira oyunda olduğunda bunu yapabilirler mi bilmiyorum. Bütün oyun planının bu kadar önemli bir parçası olan oyuncunun ideal bir yedeğinin olmaması teknik direktör olsam uykularımı kaçırırdı. Zaten sezona sakat başladı, maç esnasında yine sakatlık tedirginliğiyle çıktı. Sergio Ramos hayalleri kurmaktansa Torreira’yı ikame edecek bir isim hayali kurmak daha akılcı olur.
Gördüğümüz, göremediğimiz tüm maddelerin yapı taşının atom olduğunu bize ta ilkokulda öğrettiklerine göre, Torreira için Galatasaray’ın atomudur, der miyiz?

BÜYÜK MAÇLARIN GOLCÜSÜ ICARDI / OSMAN ŞENHER

Sezon başındayız, futbolcuların çoğu hazır durumda değil. Buna rağmen zorlu rakiplerle her hafta iki maç oynuyorsun. Salı günü Olimpija gibi zor bir takımla oynadın, cumartesi ise Türkiye’nin dördüncü büyüğüyle puan mücadelesine çıkıyorsun…

Önce şunu söyleyeyim, Galatasaray kendi sahasında hangi takımla oynarsa oynasın, 12. adamın müthiş desteğiyle maça 1-0 önde başlıyor. Gerçekten futbolcular kadar, taraftarlar da çok önemli. Trabzonspor çok mücadele eden taş gibi bir takım. İki takım da fazla gol pozisyonuna girmemesine rağmen kıran kırana mücadele ettiler. Zaman zaman da olsa karşılaşma içinde sertlik de ön plana çıktı.

Hakem Atilla Karaoğlan da maçı iyi kontrol edemeyince kasti tekmeler, omuzlar, ayağa basmalar havada uçuştu. Bundan da nasibini alan Torreira oldu. Sakatlamaya dönük ayağına basılıyor, hakemin gözünün önünde oluyor ama maalesef hakem cezayı kesemiyor. Bu tür hakemler futbolcuları da geriyor, haksız yere kart görmelerine neden oluyor. Her neyse, bunlar federasyonun işi. Yalnız Karaoğlan gibi yeteneği kısıtlı hakemlere büyük maçları vermemeleri gerekir.
Galatasaraylı futbolcuların da haksızlığa uğrasalar bile itirazdan kart görmemeleri gerekir. Okan Buruk için her futbolcu kıymetli. Icardi gibi bir santrforun varsa maça yüzde 51 ile başlıyorsun. Maç boyu net pozisyon olarak bakıyorum; Kerem Aktürkoğlu, Bakasetas’tan kaptığı topla Icardi’ye pas veriyor, Arjantinli futbolcu da zor pozisyonda olmasına rağmen, usta bir vuruşla gol perdesini açıyor. Böyle bir golcün varsa onu topla daha çok buluşturmalısın.

Barış Alper, Eren’le boğuşmaktan fazla etkili olamadı. Mertens de aynı şekilde, boş alan bulamadı. O da etkisizdi. Kerem verdiği gol pası haricinde fazla etkili olamadı. Tabii ki, sezon başı, sadece Galatasaray değil; hiç bir takımı fazla eleştirmemek lazım. Çünkü sezona hazır değiller.
En önemli futbolcuların Zaha, Tete, Ziyech tribünde oturuyor. Onlar da sahaya indiği zaman futbol çıtası çok yükselecek bu kesin. Bundan da en çok faydalanacak futbolcu Icardi olacak. Uzatma dakikalarında Kaan Ayhan’ın muhteşem ortasına, aynı güzellikte harika bir kafa vuruşuyla hem kendisinin hem de takımının ikinci golünü kaydetti.
İşin özeti Mauro Icardi ceza sahası içinde ne kadar çok topla buluşursa o kadar çok gol atar. Bu futbolcudaki yetenek sonradan olma değil, Allah vergisi… Ayağıyla, kafasıyla, gözünü diktiği noktaya topu atabiliyor. Müthiş bir yetenek.

Trabzonspor ise çok iyi mücadele etti. Gol atacak pozisyon da buldular. Ama dediğim gibi Galatasaray’ın Icardi, Boey, Abdülkerim, Nelsson ve dün geceki futboluyla Oliveira gibi daha ağır basan, sahaya kalitelerini koyan futbolcuları vardı. Bu da galibiyeti getirdi.

ICARDI VE MALUMUN İLANI / CEMAL ERSEN

Trabzonspor adına işlerin yolunda gitmeye başladığı, daha doğrusu oyunda dengenin sağlandığı bölümde Bakasetas’ın yaptığı hatanın izah edilir yanı yok. Galatasaray orta alanda çok adamla baskı kurarken, Yunanlı oyuncu üç kişinin arasına girip fantazi yapmaya çalışınca bedeli ağır oldu. Onun kaptırdığı top önce Kerem’e, onun pasında Icardi’ye gelince pozisyonun adı “gol” oldu.
Bu affedilmez hata çok doğaldır ki Trabzonspor’un kimyası ve moralini bozdu. Rakip zaten kağıt üzerinde favori. Kadro yapısı desen senden en az üç gömlek üstün. Maçın gidişine etkileyecek, kaderini değiştirecek oyuncu avantajına sahip. Bu koşullarda geri dönüş hiç kolay değil. Oysa maçın başında Umut ve Trezeguet ile girdiği iki pozisyon müsabakanın seyrini etkileyecek kadar tehlikeli idi.

Dün gece de gördük, Trabzonspor’un “işte budur” diyebileceğimiz bir oyun planı yok. Ancak sorun bugünün değil. Geçen sezondan taşınan bir olumsuzluk. Blejica’nın bu sıkıntıya hâlâ çözüm üretemiş olması ilginç. Soruyorum; Abdülkadir Ömür çizgi oyuncusu mu? Bakasetas’ın asıl görevi pas trafiğini yönetmek değil mi? Niçin riskli işlere sokuyorsun? Bardhi’nin gerçek yeri neresi? Sorular bitmez. Öte yandan derde deva olsun diye bu kadar transfer yapıldı. Ama kimi sakat, kimi yedek, kimi sorunlu. İyi de taksimetre işliyor. Bu takım ne zaman “ideal” on birini bulacak? Deneye deneye mi, kaybederek mi? Trabzonspor camiasının buna tahammül edeceğini sanmıyorum.
Bu konuların altını çizdikten sonra maça dönelim. Yediği golün ardından bir süre bocalayan konuk ekip, biraz da Galatasaray’ın hücumda beklenen performansın altında kalması nedeniyle yeniden maça ortak olabileceğini düşündü.
İkinci yarıda da baskı kurdu ev sahibi takım. Okan Buruk, skoru artırarak rahatlamayı düşünüyordu. Oyuna tamamen hükmetmeye başladı, Trabzonspor’u sahasına hapsetti. Farkı yakalayacak pozisyonlar da üretti. Hele 67. dakikada ofsayt gerekçesiyle sayılmayan bir golü vardı ki, Torreira kale içinde topa dokunup ağlara göndermese, Galatasaray fişi çekecekti. Bu seviyedeki bir oyuncunun yaptığına acemilik demek zor geliyor, başka bir ruh hali içindeydi o an.

Ya Icardi’nin 85. dakikada boş kaleye gönderemediği top? Lakin Arjantinli ikincisini es geçmedi. Icardi demek, gol demek, uzatma dakikalarındaki o kafa vuruşuyla tribünleri “aşka getirdi.”
Tüm bunlar Trabzonspor savunmasına eksi puan olarak yazılırken, Bjelica’nın son dakikalarda yaptığı oyuncu değişiklikleri bir başka gerçeğe de işaret etti. Ne acıdır, bu takımın forveti yok, olanlardan da hayır yok. Hep söylüyorum, Umut’a kızmıyorum. Öz güvenini o kadar kaybetmiş ki, ender de olsa bulduğu fırsatları değerlendiremiyor.
Peki Bjelica’ya sormak istiyorum; yarın takımla ilişiği kalmayacak olan Gomez’i İstanbul’a getirip kulübede oturtmanın anlamı ne? Kimi cezalandırıyorsun, kimlere ne mesajı veriyorsun hocam? Diğer oyuncular görmüyor mu olup biteni?
Lafı eveleyip gevelemeyeceğim. Ligin ilk iki haftasında gördük. Trabzonspor’un bırakın şampiyonluğu, zirveye ortak olması bile başarıdır.

Umarım Bjelica gerçekleri süslü söylemlerle örtmeyi sürdürmez. Keşke diyorum, yönetim geçen sezon teknik direktör tercihi yaparken Fatih Tekke seçeneğini de değerlendirse idi. Eminim çok daha fazlasını yapardı Hırvat teknik adamdan. Yaşayıp göreceğiz ama, işlerin kısa sürede yoluna girmesi çok zor görünüyor.

ICARDI VE UMUT… / AKSAL YAVUZ

Trabzonspor ile Galatasaray’ın kadrosunu iki kefeli teraziye koysalar; Galatasaray ağır basar! Benzer örneği Beşiktaş ve Fenerbahçe takımları için de verilebilir. Anlayacağınız bu sezon Trabzonspor kadro olarak üç İstanbul takımından bayağı geride kaldı.
Trabzonspor yönetiminin eksikleri gidermek için harıl harıl çalıştığını biliyoruz. Bir yandan borçlarla uğraşmak, diğer yandan yapılanmak kolay değil. Ancak köprünün altından daha fazla su akmadan eksiklerin tamamlanması gerekir.

Eksikleri olan Trabzonspor’un en büyük gücü agresif oyundu, yardımlaşarak oynamaktı. Öyle de başladı bordo-mavililer; alan daraltarak, topun arkasına geçerek, pas yapmaya çalışarak. Pozisyonlara giren taraf da Trabzonspor’du ancak Bakasetas’ın alışık olmadığı bölgede topla oynama sevdası, kaptırdığı top pahalıya patladı Trabzonspor’a. Atmayana attılar da diyebilirsiniz…

Umut’un kaçırdığı pozisyon insanın aklına gelince, sen gel de iyi bir golcü isteme! Ayrıca orta sahada iyi bir oyun kurucuya, lider oyuncuya ihtiyacı var Trabzonspor’un.
Uzun lafın kısası sadece mücadele etti Bjelica’nın öğrencileri. Onca eksiğe rağmen İstanbul’dan puanla dönebilirlerdi ama ilk yarı girilen pozisyonları kaçırırsanız, orta sahada hata yaparsanız; sonuç kaçınılmaz olabiliyor hele bir tarafta Icardi, diğer tarafta Umut olunca…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir