“Süper otomobil” terimi, genellikle son derece yüksek performans, teknoloji ve tasarım özellikleri olan, sınırlı üretimli veya özel olarak tasarlanmış lüks otomobilleri ifade ediyor.
Bu tür otomobiller genellikle standart otomobillere kıyasla daha yüksek hızlara, daha güçlü motorlara, gelişmiş aerodinamik özelliklere ve daha sofistike iç mekanlara sahiptir.
Otomobiller, genellikle yüksek fiyat etiketleriyle gelir ve genellikle zengin koleksiyonerler veya otomobil meraklıları tarafından satın alınır.
Ferrari, Lamborghini, Bugatti, Porsche, McLaren gibi markalar bu tür otomobilleri üretmekle biliniyor.
Şu anda piyasada birçok süper otomobil bulunuyor ve fiyatları da oldukça pahalı. Ancak, harika özelliklere sahip olmalarına rağmen bu otomobillerden bazıları hiçbir zaman seri üretime girmedi.
Bazıları yatırım eksikliğinden dolayı başaramazken, diğerleri tasarım veya mühendislikteki bir eksiklikten dolayı üretime giremedi. Gelin şimdi bu modellerden 10 tanesine yakından bakalım.
Jaguar XJ13 (1966)
İşler farklı gitseydi, Lamborghini Miura değil de XJ13 dünyanın ilk ortadan motorlu süper otomobili olabilirdi.
Daha sonra proje rafa kaldırıldı ve 5,0 litrelik V12 motorlu XJ13, 1971’deki bir çekim seansı sırasında birkaç yüksek hızlı sürüşten daha heyecan verici bir şey yapmadı.
Opel XVR (1966)
Opel’in şimdiye kadar ürettiği hiçbir şeye benzemeyen bu model, kapaklı kaputu, arkadan menteşeli kuyruğu ve yukarı açılan iki kapısı olan iki koltuklu bir coupe’ydi. Ancak otomobil, hiçbir zaman üretime girmedi.
Alfa Romeo Carabo (1968)
Alfa Romeo Carabo, ilk olarak 1968 Paris Motor Show’da gösterilen bir konsept otomobildi. Bertone tasarım stüdyosunda çalışan Marcello Gandini tarafından tasarlanan otomobilin bu tasarımı, 1960’lı yılların sonunda moda oldu.
Mercedes-Benz C111 ( 1969)
Mercedes, dokuz yıl içinde ortadan motorlu, martı kanadı kapılı C 111 spor otomobilinin birkaç örneğini üretti. Ancak bu otomobillerden hiçbiri satış için üretilmedi.
Peugeot QUASAR (1984)
Eğer üretime geçmiş olsaydı Quasar, 1980’lerin çığır açıcı süper otomobili olabilirdi. 1984 yılında düzenlenen 65. Paris Otomobil Fuarı’nda ortaya çıkan Quasar, aslında Fransız üreticinin 205 T16 isimli ralli aracı ile benzer parçaları taşıyordu. Fakat Quasar’ı özel kılan şey yenilikçi tasarımıydı.
Peugeot’nun açıklamasına göre gövde, sadece karbon fiber ve kevlar malzemelerden üretildi. Aracın dış tasarımı ünlü tasarımcı Gerard Welter tarafından geliştirildi.
Audi Avus (1991)
Berlin yakınlarındaki Avus pisti, şimdiye kadar tasarlanmış en hızlı yollardan biriydi.1930’ların yarış arabaları, ortalama 273 kilometrenin üzerinde bir hızla etrafından geçebiliyordu.
Pistin adı 1991’deki bir süper otomobil konsepti için kullanıldı. Geçmişe değil geleceğe bakan Audi, geliştirme aşamasında olan ancak henüz üretime hazır olmayan bu modeli piyasaya sürdü. Ancak otomobil, hiçbir zaman seri üretime girmedi.
Yamaha OX99-11 (1992)
Bu otomobil bir Formula 1 aracı olmasa da Yamaha OX99-11, Japon şirketin motor sporlarının bu en üst seviyesi için motor üretme konusundaki uzmanlığından tam olarak yararlanmayı amaçlıyordu.
3,5 litrelik motorun V12 düzeni, çağdaş motor sporları formunu yansıtıyor ve 10.000 dev/dak’da 400 bhp sağlıyordu, yani bir F1 aracından çok da geri kalır bir yanı yoktu.
Yamaha ile mühendislik firması IAD arasındaki anlaşmazlık ve Japonya’daki mali kriz, yalnızca üç prototip üretildikten sonra OX99-11’e veda etmemize neden oldu.
Volkswagen W12 (1997)
Volkswagen, 1997’de W12 Syncro ile başlayarak süper arabaya olan ilgisini artırdı. W12 modelini sonraki yıl W12 Roadster ve ardından 2001’de W12 Nardo izledi.
Volkswagen W12 konsepti, o zamanların CEO’su Ferdinand Piech yönetiminde 1997 yılında tanıtıldı.
Aracın yapısı ortadan motorlu bir coupe idi ve çekiş sistemi de 4 tekerden çekiş sistemi olarak ayarlanmıştı.
1997 yılının Tokyo Otomobil Fuarı’nda tanıtılan Volkswagen W12 adlı bu güçlü sarı renkli dikkat çekici coupe otomobil, tanıtıldığı anda 420 beygir güce sahipti.
Mazda Furai (2007)
2008’in Kuzey Amerika yani Detroit Otomobil Fuarı kapsamında dünyaya tanıtılan Furai, seri üretime girmeyen bir başka süper otomobil.
Mazda, bu aracı en başından beri bir yarış otomobili olarak, Amerikan Le Mans yarışlarını göz önüne alarak tasarladı.
Mazda, Furai’yi 2008’de Detroit Otomobil Fuarı’nda tanıtmasının kısa süre ardından aracın anahtarlarını Top Gear’ın test sürücülerine verdi.
İngiltere’deki bir pistte bu araçla çekimlerin yapıldığı sırada Mark Ticehurst adlı sürücü, aracın motorundan gelen dumanları fark etti. Ticehurst zarar görmeden araçtan kaçmayı başardı. Fakat Mazda Furai dakikalar içinde yangın söndürme ekibi gelene kadar küle dönüştü.
Kazanın ardından Mazda, aracı hurda hâliyle tekrar alarak Kaliforniya’daki tasarım merkezine yani aracın ilk ortaya konulduğu yere getirdi. Fakat proje ne yazık ki hiçbir zaman tekrardan günyüzüne çıkmadı.
Lamborghini Asterion (2014)
Asterion’un diğer Lamborghini spor arabalarından biraz daha az sert olması amaçlanmıştı. Aracın karbon fiber gövdesinin alt kısmı Aventador’dan gelirken , motor Huracán’da kullanılan 602 bhp 5.2 litre V10’du.
Lamborghini, Asterion’u bir “teknoloji göstericisi” olarak tanımlasa da, şirketin Urus SUV’a odaklanma planları bu modeli geri plana itti.