6’lı masanın ortaklarından İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Isparta’da basının karşısına çıktı.
45’inci Uluborlu Kiraz Festivali’nde konuşan Meral Akşener, seçim yenilgisini bir kez daha kabul etti.
6’lı masayı kurmalarına rağmen ağır bir yenilgi alan Akşener, “8 ay sonra yerel seçimlere gidiyoruz ve muhalefet bu geçmiş hesaplaşması ile maalesef baş başa bırakılmıştır. Şimdi ben seçim olduğundan beri ağzımı açmadım.
İlk defa burada konuşuyorum. Sonuç itibariyle; kaybettik, lamı cimi yok. Kaybettik.Bu kaybetmeyi ‘seçmen bize neden oy vermedi’ diyerek, böyle bir saygısız dille aziz milletimi sorgulayarak sonuç alamayız.” dedi.
Seçimden sonra masadan bir kez daha kalktığını söyleyen Akşener’in yerel seçimler için CHP ile dirsek temasında olduğu da kulislerden gelen bilgiler arasında yer alıyor.
Meral Akşener’in açıklamasından satır başları şu şekilde;
Bugün burada kiraz festivalindeyiz. Kirazın maalesef 75 liradan açılıp ertesi gün 35 liraya düşürülüp sonra da siz bilirsiniz canım diyerek üreticiyi çiftçiyi iki büklüm eden bir sistemin mağdurları olarak karşımdasınız. Şimdi ben bir çiftçi kızıyım. Biz tütün yetiştirirdik, tütünün nasıl ekildiğini bilirim. Kirazın nasıl toplandığını bilirim. Vişne bahçesi olan bir ailenin kızıyım. Söylemeye çalıştığım şey şu, tarımla uğraştığınız zaman tarımın her safhası ailecek çalıştığınız, gayret ettiğiniz ve karşılığında helal kazanç sağladığınız bir alandır tarım.Bugün kirazda yaşadıklarınızı Türkiye fındıkta da yaşıyor, Türkiye başka ürettiği her türlü üründe de yaşıyor.
Yarın arpada da pancarda da yaşadı yaşayacak. Şimdi temel soru şu, yeni bir seçim geçirdik. Cumhur İttifakı, Millet İttifakı olarak seçime katıldık. Milletin tercihinden bir siyasetçi şikayet edip onu sorguluyorsa derhal emekli olup evine gitmelidir. An itibariyle seçmen olup, canı istediği gibi seçmenlere istediğini söyleyebilir ama talep eden, bu ülkeyi yönetmek için yola çıkan, bu aziz milletin dertlerini, taleplerini, ihtiyaçlarını anlamak o milletin tercihlerine saygı duymak zorundadır.
“FETÖ’cü ilan edildim”
Tam üç yıldır, ben dükkan dükkan il il gezdim. Esnaftan başladım. Çünkü esnaf, bu ülkenin ekonomisinin bel kemiğidir. O dükkanlarda hem üretici ile hem tüketici ile hem öğrenci ile hem gençle hem kadınla hem erkekle karşılaşırsınız. Türkiye’nin fotoğrafını orada görürsünüz. Bu dükkanlara niye gittim, şu sebeple gittim; çünkü, Türkiye çok kutuplaşmıştı. Parmağını sallaya sallaya konuşan bir sistem ve tahterevalli siyaseti, bir kutuplaşma siyaseti…
Maalesef seçimlere giderken, herkesin birbirini suçladığı, mesela ben aynı anda FETÖ’cü ilan edildim, dokunulmazlığım yok kimse merhaba demiyor. Yani, bu ülkenin Adalet Bakanı, bu ülkenin savcıları, bu ülkenin Cumhurbaşkanı, bu ülkenin İçişleri Bakanı ben FETÖ’cüysem derhal gereğini yapın. Yapmıyorsanız suçlusunuz. Yahu aynı zamanda kafirim, bazıları benim için ateist diyor. Ben, Müslümanım. Bana kafir diyene ne oldu, kül oldu kül…
“Kaybettik, kaybettik”
Böyle bir seçim atmosferinde benim aziz milletim, 242 istiklal madalyası sahibi olan Uluborlulu kardeşlerim elbette ki bu propagandanın tesirinde kalacaktır. Çünkü koskoca kereste gibi adamlar, bunları söylüyorsa o zaman bir ‘acaba’ oluşacaktır. Biz bu propaganda yapılırken, biz o kardeşlerimizin bu yalanlara inanmasını engelleyecek gereken çalışmamış, bu süreci doğru yönetememişiz demektir. Biz seçimi kaybettik, Sayın Erdoğan ve arkadaşları kazandı. Şimdi ben, ders alıp, hatalardan ders çıkarıp geleceği yeniden tanzim etme mecburiyetimiz var. Bugün Türkiye’de muhalefeti, bir şamar oğlana çeviren bir tutum var. O da şu; sürekli özeleştiri vereceksiniz….
8 ay sonra yerel seçimlere gidiyoruz ve muhalefet bu geçmiş hesaplaşması ile maalesef baş başa bırakılmıştır. Şimdi ben seçim olduğundan beri ağzımı açmadım. İlk defa burada konuşuyorum. Sonuç itibariyle; kaybettik, lamı cimi yok. Kaybettik. Bu kaybetmeyi ‘seçmen bize neden oy vermedi’ diyerek, böyle bir saygısız dille aziz milletimi sorgulayarak sonuç alamayız. Bunu büyük bir saygısızlık olarak görürüm. Seçmenim, milletim öyle karar verdi; can baş üstüne. Bize düşen nedir? Şimdi, bize düşen nedir? Bu sesi daha iyi dinlemek.
“Kimseyle kavga etmeyeceğiz”
Bizim İYİ Parti olarak, bundan sonraki yolculuğumuzu söylüyorum. Bizim medyamız yok, bizim trollerimiz de yok, bizim gazetecilerimiz de yok. Bizim kesinlikle herkese parmak sallayan, üst düzey derin, büyük, elit insanlarımız da yok. İyi ki de yok.
İYİ Parti olarak, bugün burada başlattığım, yerel seçimlere, yerel seçimlerden sonra genel seçimlere kadar gidecek olan tekrar milletimizin bağrına bu sefer kapı zillerini çalarak, köylerine giderek, onları dinleyerek çiftçinin derdinin nasıl çözüleceğine çalışarak iktidara da bunu bildirerek, her zaman inandığımız ‘seçmen velinimettir’ ahlakını ve edebine sahip olarak yol yürümektir. Seçmenimiz İYİ Parti’ye dedi ki, 2018’de seni muhalif yaptım şimdi de muhalif yapıyorum. Gözüm üzerinizde. Muhalefet nedir? Bizim inancımıza göre; muhalefet halkın temsilcisidir. Onun avukatıdır…
Şimdi, iktidarın bundan sonra yaptığı ettiği nasıl takip edilir, nasıl sizin lehinize gündeme getirilecek. Biz kimse ile kavga etmeyeceğiz ama sizin için herkesle kavga edeceğiz.”