ÇİĞDEM YILMAZ- Yeni infaz düzenlemesi 31 Temmuz’dan itibaren uygulanmaya başlanacak. Düzenlemeye göre; 31 Temmuz itibarıyla Kovid-19 izninde bulunan hükümlülerden denetimli serbestliğe ayrılmalarına beş yıl veya daha az süre kalanlar, tekrar cezaevine dönmeyecek ve kalan süre denetimli serbestlik altında infaz edilecek. Kadın hakları savunucusu hukukçular, düzenlemenin kadınların aleyhine olduğunu savundu. Mağdurlar ise kimlerin düzenlemeden faydalanacakları konusunda net bilgiye sahip olmadıkları için güvenliklerini koruyamayacaklarını belirterek endişeli olduklarını söyledi.
‘Belirsizlik var’
Yeni infaz yasası değişikliğine ilişkin ciddi bir kafa karışıklığı bulunduğuna dikkat çeken Avukat Hülya Gülbahar, “Kadınların ve çocukların cinsel dokunulmazlığına karşı suç işleyenlerin, kadın katilleri ve kadına karşı fiziksel ve her türlü şiddet uygulayanlara da af getirilip getirilmediği konusunda bir belirsizlik var. Bu yasayla üç yıl önceye çekilmiş denetimli serbestlik ile yeni bir ceza indirimi yapılmış, fiili bir af çıkarılmış oldu. Bu uygulama, kadınlara, çocuklara, tüm topluma karşı yeni suçlar işlenmesinin önünü açmak demektir. Açık cezaevinden çıkan bir mahkûm tarafından öldürülen Ceren Özdemir ve Manisa’da cezaevinden çıkarak üçüncü kadını öldüren Necati A. örneklerindeki gibi hiçbir tedavi, eğitim olmadan kadınların ve çocukların üzerine salınan suçlular toplum için büyük tehlike oluşturuyor. Devlet şiddeti, şiddet gerçekleştiğinde cezalandırmayarak, ceza verse de aflar yoluyla cezayı infaz etmeyerek zaten kadın ve çocukları korumuyor, gizli aflar yoluyla serbest bıraktığı suçluları ailelerine haber vermedikleri için onların kendi kendilerini korumasını da engellemiş oluyor” dedi.
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Birsen Baş Topaloğlu da yaptığı değerlendirme şunları söyledi: “İnfaz yasasıyla ilgili yapılan bu tür düzenlemeler en çok kadına yönelik işlenen suçlarda mağdur kadınları etkiliyor ve mağduru tamamen dışlayan bir sisteme sahip. Hükümlü şartlı tahliye edilirken mağdura sorulmuyor, senin şikâyetin devam ediyor mu, güvenlik riskin var mı? Biliyoruz ki, kadına yönelik suçlarda kişi cezaevinde olsa dahi mağdura şiddetini devam ettirebiliyor ve çıktığı takdirde o kadında can güvenliği riski oluşacak. Mağdurlarla temas kurularak, hükümlülerin tahliyelerinin haber verilmesi, risk varsa mağdurun korunması için elektronik kelepçe tedbiri de dahil uygun koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınması gerekir.”
İzmir’de yaşayan A.S. eşi M.K. tarafından bıçaklı saldırıya uğradı, M.K. adli kontrolle serbest kaldı. A.S. boşanma davası açtı. Boşanma gerçekleştikten sonra 2019’da bir kez daha eski eşinin bıçaklı saldırısına uğrayan A.S. ölümden döndü. M.K. 13 yıl hapis cezası aldı, Kovid izniyle serbest bırakıldı. Bu konuda eski eşine bilgi verilmedi. Genç kadın can güvenliğinden endişe ettiği için avukatı aracılığı ile koruma tedbirleri ve elektronik kelepçe tedbir kararı aldırdı ve kendini bu şekilde korumaya çalıştı. Cezaevine dönmesi gereken M.K. son düzenlemeyle dönmeyecek. Ulaşmaya çalıştığımız A.S. can güvenliğinden endişe ettiği için konuşmak istemediğini bildirdi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, infaz düzenlemesinden yaranlanan ancak suç işleyen kişilerin yeniden cezaevine döneceğini açıklamıştı.
‘Kapsam dışında bırakılabilirdi’
Boşandığı Hamdi Sevim tarafından 2018’de sokak ortasında altı kez bıçaklanan Mercan Okumuş, ölümden dönmüştü. Okumuş’u ağır yaralayan Hamdi Sevim, 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Okumuş’un avukatı Elif Gül, “Baktığımızda, açık cezaevine geçmesine 3 yıldan az kaldığından, açığa ayrılabilir diye düşünüyorum. Ama net bir şey diyemiyorum. Bu suçlar kapsam dışı bırakılabilirdi. Mağdur kadın bir kez daha mağdur ediliyor” dedi.
‘Net bilinmiyor’
Ayşegül Cora (49), şiddet gördüğü eşi Hasan Cora’dan ayrılmaya karar verdi ve ailesinin yanına yerleşti. Hakkında uzaklaştırma kararı bulunan Hasan Cora, 2019 yılında eşi Aygül Cora’yı silahla ağır yaraladı. Genç kadın ölümden döndü, Hasan Cora ise 18 yıl hapis cezası aldı. Ayşegül Cora’nın avukatı Melike Polat Bursalı, “Bu düzenleme bizim dosyayı kapsıyor mu, kapsamıyor mu, net bir şekilde bilmiyoruz. Müvekkilimiz de, biz de endişeliyiz” dedi.