Roland Garros veya Wimbledon gibi grand slam turnuvalarında oynamak her oyuncunun hayalidir hatta buralarda 1-2 tur geçilebilirse bu harika bir deneyim olur. Grand slam şampiyonu olmak ise bambaşka bir seviye demektir, bir kez bile kazansanız özel bir grubun üyesi olursunuz. Djokovic gibi 23 kez veya Federer gibi 20 kez grand slam şampiyonu olmak ise çok sıra dışı bir durum.
Rafael Nadal, Roland Garros’u 14 kez kazandı, en basit organizasyonda bile 14 sene şampiyon olamazsınız dolayısıyla aslında Nadal’ın durumu da hiçbir rasyonelle açıklanamaz. Bütün bu anormal istatistiklerin bu 3 oyuncuya özel olduğunu spor dünyası kabul etti. Onlar tenisi bıraktıktan sonra artık bu şekilde bir dominasyon görmeyeceğiz derken, İspanya’dan gelen başka bir terminatör oyuncu hesapları bozdu, bu isim Carlos Alcaraz.
Yıldız bir tenisçi yetiştirmek için üç malzemeye ihtiyaç var; yetenekli bir çocuk, bilinçli bir aile ve iyi bir antrenör. Alcaraz’ın bu konuda şanslı olduğunu söyleyebiliriz çünkü ona ilk ikisi hazır geldi. 5 Mayıs 2003’te İspanya’nın Murcia şehrinde doğan Alcaraz 4 yaşında tenise başladı. Yetenekli bir çocuktu ve kendisi de eski profesyonel bir tenisçi olan babasının iyi yönlendirmesi ile genellikle hep doğru yoldan yürüdü.
Tüm yetişme sürecinde kahramanı Rafael Nadal oldu, ne de olsa Nadal gelmiş geçmiş en büyük tenisçilerden Roger Federer’e kafa tutmuş, başta Roland Garros olmak üzere çoğu büyük turnuvaya ambargo koymuştu. Alcaraz hep Nadal’a öykündü, onun gibi olmak istiyordu. 15 yaşına geldiğinde ise eski Roland Garros şampiyonu ve dünya 1 numarası Juan Carlos Ferrero ile tanıştı.
FERRERO İLE TANIŞMA
Döneminin en iyi toprak kort oyuncularından olan Ferrero, muazzam vuruşları ile sert ve çim zeminde de etkili bir oyuncuydu. Roland Garros’la beraber tüm önemli toprak kort turnuvalarını kazanan Ferrero’nun alameti farikası ise harika toprak kort oyununu diğer zeminlere de adapte edebilme yeteneğiydi. Nihayet yapbozun son parçası da tamamlanmıştı, Ferrero ve Alcaraz beraber çalışmaya başladılar. Bu şekilde doğru oyuncu, antrenör ve aile bir araya gelmiş oldu.
YÜKSELİŞ BAŞLIYOR
Şubat 2020’de 16 yaşındayken ilk ATP turnuvasını Rio Açık’ta oynayan Alcaraz, 2021’de 17 yaşındayken Avustralya Açık’ta ana tablo maçı oynadı, 2021 Temmuz’unda Hırvatistan Açık’ta ATP seviyesindeki ilk şampiyonluğunu kazandı. Ağustos’taki Amerika Açık’ta ise çeyrek final oynayarak açık dönemde bunu başarabilen en genç oyuncu oldu. 2022 yılına geldiğimizde ise 19 yaşındaki Alcaraz artık her şey için hazırdı.
Önce ilk ATP 500 turnuvasını kazandı. Daha sonra ise grand slam turnuvalarının bir alt versiyonu kabul edilen 1000 Masters turnuvalarından Miami’yi kazanarak dünya sıralamasında 11 numaraya kadar yükseldi. Ancak asıl sansasyonel olay Nisan’la beraber başlayan toprak kort sezonunda yaşanacaktı. Toprak turnuvası olan Barcelona’yı kazandıktan sonra Madrid 1000 Masters’da önce Nadal sonra Djokovic’i arka arkaya yenip finalde de Zverev’i devirip şampiyonluğa ulaştı.
‘YENİ NADAL’ İLAN EDİLDİ
Şampiyonluğun da ötesinde aynı toprak turnuvasında Nadal ve Djokovic’i aynı anda yenen ilk tenisçi oldu. “Yeni Nadal” ilan edilen Alcaraz’ın vuruşları ve videoları tüm dünyayı dolaşırken İspanyol oyuncunun durmaya niyeti yoktu, Ağustos’ta Amerika Açık’ı da kazanarak hem grand slam şampiyonu hem de sıralamada 1 numaraya yükselen en genç oyuncu oldu. 2023 Avustralya Açık’a sakatlık sebebiyle katılamadı ama daha sonra kaldığı yerden devam etti. Mart’ta 5. Grand slam kabul edilen Indian Wells’i ve devamında Nisan-Mayıs’ta çoğu toprak turnuvasını kazanan Alcaraz aslında bu şekilde yıllardır Nadal ve Djokovic’in hegemonyası altındaki pek çok organizasyona da el koymuş oldu, artık yeni bir dönem başlıyordu.
Akıllardaki kalan tek bir soru ise artık iyi bir toprak ve sert zemin oyuncusu olduğunu kanıtlayan Alcaraz’ın çimde ne yapacağı üzerineydi. Ne de olsa çim sezonu çok kısa ve oyuncuların çoğu herhangi bir oyun şablonu oluşturamadan çim sezonu bitiyor. Bu yüzden Alcaraz dahil bir çok oyuncunun çim zemin maç tecrübesi çok az, o kadar ki bu sene Wimbledon başlarken erkeklerde ilk 20 sıradaki oyuncuların oynadığı toplam 85 Wimbledon maçı varken, Djokovic’in ise tek başına 86 Wimbledon maç tecrübesi vardı.
ÇİME UYUM SAĞLANDI
Bir uyarlama uzmanı olarak Alcaraz ve antrenörü Ferrero bunun da altından kalkmayı bildiler, Alcaraz ilk olarak Wimbledon öncesi turnuvalardan Queen’s Club’ı kazandı, Wimbledon’da ise finale kalarak 5 saate yakın bir final maçında Djokovic’i yenerek belki de çoğu kişinin beklemediği bir sonuç alarak Wimbledon şampiyonu oldu.
WIMBLEDON’DA BİR DEVİR BİTTİ
Carlos Alcaraz’ın şampiyonluğu ile Wimbledon’daki ‘büyük dörtlü’ hegemonyası da sona ermiş oldu. 2003 yılından bu yana Wimbledon’daki tüm şampiyonlukları Federer, Nadal, Djokovic ve Andy Murray kazandı. Farklı bir isim olarak en son 2002’de Lleyton Hewitt’in şampiyon olduğu Wimbledon’ı Carlos Alcaraz ile 20 sene sonra ilk defa büyük dörtlü dışında bir isim kazanmış oldu. Geçen 20 sene içinde Federer 8, Djokovic ise 7 şampiyonlukla rekor kırdılar.
Hatta Djokovic geçen pazar günkü finale son 4 senenin şampiyonu olarak üst üste 5. şampiyonluğa ulaşmak için çıktı. Bu kadar özel 4 oyuncunun aynı devire denk gelmesi özellikle genç oyuncular için kötü oldu çünkü kazanacakları şampiyonluk kalmadı ama tenis izleyicileri 20 senedir bu çok özel dönemin tadını çıkarıyorlar. Aslında ‘özel dönem’ devam ediyor, Djokovic hala kortlarda sadece pazar günü denkleme artık Alcaraz da katılmış oldu.
“ONUN GİBİSİYLE OYNAMADIM”
Artık karşımızda 20 yaşında ikisi grand slam olmak üzere turda toplam 12 şampiyonluğu bulunan, tarihin en genç sıralamada 1 numara olan tenisçisi bulunuyor. Peki nedir bu başarının sırrı, bu noktada sözü Novak Djokovic’e bırakalım, geçen hafta pazar günkü final maçından sonraki basın toplantısında Djokovic, Alcaraz hakkında şunları söyledi:
“Öncelikle 20 yaşın çok üzerinde bir mental olgunluğu var, bu gerçekten çok etkileyici. Sonrasında İspanyollara has mücadeleci arena ruhuna fazlasıyla sahip ki biz bunu yıllarca Rafael Nadal’da gördük. Zaten toprak kortta yetişti, bu zeminde iyi oynaması normal ama çim zemine bu kadar kolay adapte olmasını beklemiyordum. Backhand vuruşlar benim yıllardır en büyük silahımdı, şimdi aynısını Alcaraz’da görüyorum. Herşeyin dışında Federer ve Nadal’ın kuvvetli tarafları olduğu kadar zayıf tarafları da vardı, Alcaraz’ın zayıf yanı yok, vuruş çeşitliliği, adaptasyon yeteneği yani tam anlamıyla komple bir oyuncu, açıkçası itiraf etmem gerekirse böyle bir oyuncuyla daha önce hiç oynamadım. “
GELECEKTE NELER YAPAR?
Farklı şartlara adaptasyon yeteneğini ve vuruş çeşitliliğini Federer’den, oyun stilini Djokovic’ten, korttaki mücadeleci ve yırtıcı tarzını ise Nadal’dan alan Alcaraz aslında üç oyuncunun bir karışımı, bu özellikleri onu farklı ve önlem alması zor bir rakip haline getiriyor. 20 yaşında tüm zeminlerde kendini spat edip, bir numaraya yerleşebilmek çok büyük bir başarı. Bunun devamı gelir mi, bu sorunun cevabını da Alcaraz’ın antrenörü Ferrero veriyor : “Kendisine çok fazla inanıyor ve güveniyor, hayalleri çok büyük. Kortta her vuruşu yapabilecek durumda, en öne5 senedir beraber çalışıyoruz, yapabileceği en iyi oyunu biliyorum ve daha en iyisini görmediniz bile”
İLKLERİN OYUNCUSU
Alcaraz Wimbledon’da erkeklerde 1985 yılında Boris Becker’den sonra en genç şampiyon oldu. Bugüne kadar başardıkları ile Alcaraz pek çok ilke de imza attı. Öncelikle en genç dünya 1 numarası olan İspanyol oyuncu, 2021’de çeyrek finale kaldığı Amerika Açık’ta en genç çeyrek finalist; aynı turnuvada 2022’de ise şampiyon olduğunda ise 1990’da Pete Sampras’tan sonra en genç şampiyon oldu. Djokovic ve Nadal’ı aynı toprak turnuvasında yenebilen tek oyuncu olan Alcaraz aynı zamanda 2022’de Rio 500 turnuvasında şampiyon olara ATP 500 seviyesinde turnuva kazanan en genç oyuncu oldu.