Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin açıklamaları şu şekilde: “Yaklaşık 850 bin bağımsız birim hasar gördü, yıkıldı. Öncelikle bir taraftan Hazine arazilerinde, rezerv alanlarda, sağlam, güvenli konutları yapmak. Rezerv alan eksiği olan yerlerde yerinde dönüşümü sağlamak.
Oralarda zemin müsaitse yapılaşmaya açmak istiyoruz. Deprem bölgelerinde zemin etütlerimiz ortaya çıktı. Yapı yasağı olan yerler belli oldu. Olmayan yerlerde vatandaşa destek olalım diye bir proje başlattık.
Bunu 17 Temmuz itibarıyla başlayacağını ilan ettik şu anda bize yüzlerce müracaat var.
Vatandaş evimi uygun koşullarda yaparım diyor, o zaman biz de diyoruz ki 100 metrekare için 1 milyon TL, bunun yarısı hibe, yarısı kredi, 150 metrekareden büyük ise 1 milyon 300 bin TL’ye kadar, 500 bin lirası hibe geri kalan kredi olmak üzere vatandaşlara destekte bulunuyoruz. 2 yıl geri ödemesiz, sonrada 10 yıl sıfır faiz. Ben geçenlerde hesapladım neredeyse aylık 3 bin TL gibi bir bedeli senelerce vatandaş ödeyecek.
Dükkan sahipleri için de 250 bin TL’den başlayan hibe ve kredi miktarı devam ediyor.
YAPIM VE DÖNÜŞÜM OFİSLERİNDEN HANGİ HİZMETLER ALINABİLECEK?
Yıkımın yoğun olduğu yerlerde ofisleri açıyoruz. Kırıkhan’da, İskenderun’da, Defne’de yoğun yıkım yapılan yerlerde ofis açıyoruz. Toplamda, Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman gibi illerimiz olmak üzere 22 yerde ofis açıyoruz.
Ofiste arkadaşlarımız olduğu gibi, büyükşehirse büyükşehirden elemanlar olacak. Müracaatta verilen projeler kontrol edilip onaylanacak. Bu arada vatandaşlar müteahhitlerle anlaşmak isterlerse TİP sözleşmeleri hazırlıyoruz. Bizim kontrolümüzde hazırladığımı TİP sözleşmelerini bu ofislerden vereceğiz. Her aşamasında takip edeceğiz, kontrol edeceğiz. İnşallah kısa süre içinde şehirlerde yapım işi devam edecek.
‘YERİNDE DÖNÜŞÜM OLDUĞU ZAMAN EKONOMİ CANLANACAK’
Yerinde dönüşüm olduğu zaman ekonomi canlanacak. Bu bölgelerde 3 bin konut-5 bin konut yapan müteahhitlerle konuştuğum zaman kendileri diyor ki bizim o şehirlerde ekonomiye faydamız olmaz. Ben 5 bin konut aldım hazırlık yapıyorum. 5 bin konut yapabilecek bir fabrika ile anlaşıyorum. Evin içerisinde kullanabileceğim ne kadar malzeme varsa gidip alıyorum. Sonra inşa etmeye çalışıyorum. Gerçekten büyük müteahhitlerdeki rezerv alanlardaki çalışmaların o şehrin içinde yaşayan insanlara ekonomik faydası olmuyor.
Yerinde dönüşüm başladığı zaman tek tek her bir bina için düşündüğünüzde mutlaka inşaatın 140 alt sektörü var. Bunlardan her birisi o yörede iş yapan insanlar. Orada bir canlılık başlayacak, istihdam başlayacak. Yöresel mimari olarak kendilerine has değişik tarzlar ortaya çıkacak. O şehirlere geri dönüşler de başlayacak. Kadim şehirlerimiz en hızlı süre içerisinde yeniden normal hayata geçmiş olacaklar diye düşünüyorum.”